DTP'li vekillere 'dokunulacak' mı?

Savcıların savunma yapmaya çağırdığı 5 DTP'li milletvekilinin 1994'te DEP'lilere yapıldığı gibi polis tarafından Meclis'ten çıkarılabileceği söyleniyor. DTP'liler "Dokunulmazlık bizim de hakkımız, gitmeyeceğiz" derken, Adalet Bakanı "Zor bir konu, AB sürecine yoğunlaşalım" değerlendirmesini yaptı.

soL (HABER MERKEZİ) Milletvekili olmadan önceki dönemde "PKK'yı övdükleri" gerekçesiyle, savcılık tarafından 5 DTP'li milletvekilinin savunması istendi. Selahattin Demirtaş, Emine Ayna, Fatma Kurtulan, Aysel Tuğluk ve Sabahat Tuncel'in, haklarında yürütülen soruşturma çerçevesinde ifadelerinin alınması için savcılık talebi TBMM Başkanlığı'na iletildi. DTP'liler ise dokunulmazlık haklarına sahip çıkarak ifade vermeye gitmeyeceklerini söylediler. Milletvekillerinin polis zoru ile götürülüp götürülmeyeceği tartışma konusu oldu.

Bu durum, 1994'te DEP milletvekillerinin yaşadıklarını akla getirdi. O dönemde, DEP milletvekillerine "PKK'dan aldıkları talimatlarla bölücü eylemler yaptıkları" suçlaması yöneltilmişti. Başbakan Tansu Çiller'in "Halkımız Yüce Meclis'in çatısı altında PKK barınmaktadır diye düşünüyor. Biz buna müsaade edemeyiz. Gereğini yapacağız" şeklindeki konuşmasının ardından DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Sırrı Sakık, Leyla Zana, Ahmet Türk ve Selim Sadak ile bağımsız Mahmut Alınak'ın dokunulmazlıkları kaldırılmıştı. Bu karar daha Resmi Gazete'de yayınlanmadan, DEP'liler Meclis kapısında polis tarafından yaka paça gözaltına alınmışlardı. On yıldan fazla cezaevinde yatan Dicle, Doğan, Zana ve Sadak, daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla yeniden yargılanıp tahliye edilmişlerdi.

Ayna: Dokunulmazlığımız var, gitmeyeceğiz
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, haklarında fezleke hazırlanan DTP milletvekilleri olarak şimdilik savcılığa ifade vermeme kararın aldıklarını, ayrıca savcılığın gönderdiği yazıları tutan TBMM Başkanı Toptan ile görüşmeyi de düşünmediklerini söyledi.

"Başbakan savcılığa giderse biz de gidebiliriz"
Ayna, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını her zaman savunduklarını, ancak eğer böyle bir hakları varsa diğer partilerin milletvekilleri kadar bu haklarına sahip çıkacaklarını söyledi. Ayna, "Ne zaman Başbakan hakkında hazırlanan fezlekelerle ilgili gidip savcılığa ifade verir, biz de düşüncelerimizi açıkladığımızdan dolayı açılan davalarla ilgili oturur, yine düşünür, değerlendirir ve bir karar alırız" dedi.

Demirtaş: Adam öldürenler bile yargılanmadı
Savcılığın çağırdığı DTP'li milletvekillerinden bir diğeri olan Selahattin Demirtaş da şöyle konuştu: "Adam öldürmekten yargılanan milletvekili vardı, ancak milletvekili iken yargılanmadı. Biz ise yaptığımız konuşmalardaki barış çağrılarımız için yargılanmak istiyoruz. Bu açık bir ayrımcılık ve hukuksuzluktur. Bunu siyasi tavır olarak algılıyoruz ve mahkemeye gitmeme kararı aldık. Hakkımızda zorla getirme kararı çıkardılar, ancak kim bizi nasıl zorla götürecek? Şahsi olarak milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklarının kalkmasından yanayım. Yargılanmaktan çekinmiyorum, veremeyecek hiçbir hesabım yok. Ancak siyasi bir karar var ortada. O halde gelsinler zorla götürsünler."

Toptan: Formül arıyoruz

Konu ile ilgili görüşleri sorulan TBMM Başkanı Köksal Toptan, "Çok sıkıntılı bir durum" değerlendirmesi yaptı. Toptan, savcıların doğrudan mahkemeleri muhatap kılmak yerine TBMM'ye yazı gönderilerek milletvekillerinin savunmaları yapmaya çağırılmasını Meclis'e gösterilen nezaketin göstergesi olarak değerlendirdi ve "Biz de mahkememize nasıl yardımcı oluruz diye çalışma yapıyoruz" dedi.

DEP milletvekilleri ile ilgili yaşananların tekrar etmemesini dilediklerini söyleyen Toptan, ancak o dönemde milletvekilllerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmış olduğunu, bugün ise DTP'lilerin savunmalarını yapmak üzere mahkemeye çağırıldıklarını söyleyerek "Bugünkü durum farklı" dedi.

"14. maddeye giren suçlar için dokunulmazlık geçersiz"
Toptan, "Aslında Anayasa'nın 83. maddesi dokunulmazlığı düzenliyor. Orada Anayasa'nın 14. maddesine atıf yaparak, 14. madde kapsamına giren suçların milletvekili seçilmeden önce işlenmesi halinde dokunulmazlığın söz konusu olamayacağı, yargılamanın devam edeceği öngörülüyor. Kimi hukukçulara göre, o soruşturmada dokunulmazlık işlemiyor, ifade alınabiliyor. Kimilerine göre ise mutlak dokunulmazlığa sahip. DTP'nin daha önce başkanlığımıza yaptığı başvuruyu Adalet Bakanlığı'na intikal ettirdim. Gelen cevabı da, DTP'li arkadaşlara bildirdim, durum bu" şeklinde konuştu.

Adalet Bakanı: Zor konu, çözerse Avrupa Birliği çözer
Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, gazetecilerin soruları üzerine konuyu yorumladı. Bir gazetecinin ''Meclis'e Başsavcılıklar tarafından bazı milletvekilleriyle ilgili bilgiler gönderiliyor. Bu konuda bir çalışma var mı?'' sorusunu yanıtlayan Ergin, DTP'li milletvekillerinin durumundan çok Avrupa Birliği üyelik sürecine değindi.

Ergin, ''Burası bir hukuk devleti ve hukuk devletinin gerekleri yerine getirilir, ancak geçmişte yaşanmış olan üzücü ve acı tecrübelerden de çıkarımlar yapmak durumundayız. Bu açıdan Adalet Bakanlığı olarak bundan sonraki süreçte, Avrupa Birliği sürecinde Türk yargı sisteminde almamız gereken mesafeleri almak için son derece seri bir çalışma yapacağız. AB uyum çalışmalarını olabildiğince hızlandıracağız. Temel amacımız ve vizyonumuz bu olacaktır" şeklinde konuştu.