Dini eleştirmek yasaklanmak isteniyor

“Dini değerlerin aşağılanması” gerekçesiyle bir Ekşi Sözlük yazarı hakkında açılan soruşturma bundan sonra dine yönelik eleştirilerin dine hakaret kapsamına sokulacağının işaretlerini verdi. Dinin eleştirilmesinin yanı sıra evrim teorisinin okullarda anlatılması bile öğretmenler için soruşturma anlamına gelebilmekte.

“sigaram ve ben” rumuzlu Ekşi Sözlük yazarı hakkında İstanbul Basın Savcısı Nurten Altıok’un hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Savcı Altınok, davayı gelen bir şikayet üzerine dini değerleri aşağılayan ifadeler kullanıldığı gerekçesiyle açmıştı.

Savcı Altınok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Otto-Preminger Institut (OPI) davasını örnek göstererek, Ekşisözlük yazarının düşünce özgürlüğü ve eleştiri sınırlarını aştığını belirterek yazar hakkında, TCK'nın 216'ncı maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 1,5 yıla kadar hapis cezası istedi. OPI’nin desteğiyle çekilen bir film nedeniyle "dinî öğretileri aşağılamak" gerekçesiyle başlatılan kovuşturma sonucunda filme el konulmasına AİHM izin vermişti.

İddianamede sözlük yazarının kullandığı ifadelerle düşünce özgürlüğü ve eleştiri hakkının sınırları aşarak, İslam dinini aşağıladığı kanaatine varıldığı bildirildi. Yazarın, TCK'nın 216'ncı maddesine göre, "Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmünce cezalandırılması talep edildi.

Asıl mesele dinin eleştirilmesine tahammülsüzlük
Sözlük yazarına açılan davanın yanı sıra gericiler dine yönelik eleştirilerin tamamına tahammülsüz olduklarını ortaya koyarak Ekşi Sözlük’ü hedef aldılar. Taraf Gazetesi’nin devletin servis ettiği bilgilerle yaptığı haberleriyle ün yapmış muhabiri Mehmet Baransu, twitter’daki hesabında başlattığı “Ekşi Sözlük Kapatılsın” kampanyasıyla saldırıda başı çekmişti. Baransu, twitter’daki hesabında Ekşi Sözlük’te yazılan şu ifadeleri dine hakaret edilmesine örnek olarak göstermişti:

"şeytan allaha isyan edebildiğine göre, seytan allahla eşit güçtedir. belkide bizi kandıran şeytan değilde allahtır."

“allah'a saygım sonsuz muhammed'den nefret ediyorum”

“9 yaşındaki bir kız çocuğunu "eş" olarak görebilen biri benim de peygamberim olamaz.”

“muhammed'in hırka-i şerif'i bir imam tarafından boğaza fırlatılacak. birsürü müslüman genç, boğazın sularına atlayacak.”

“noel'e özenip kutlu doğum haftası diye bir şey uydurduğumuza göre bu da kesinlikle olmalıdır.”

“insanlari birbirine dusurmek icin elinden geleni ardina koymamis cebrail canim."

Hakaret olduğu ileri sürülen ifadeler dikkatle incelendiğinde ortada hakaret değil, dine yönelik eleştiri olduğunu rahatlıkla anlaşılabiliyor. Buna karşın bu ifadeleri hakaret olarak yorumlamanın altındaki sebebin dine eleştiri yapılmasından duyulan rahatsızlık olduğu görülüyor. Baransu’nun twitter’da yazdığı şu satırlar ortadaki yobazlığı ve tahammülsüzlüğü göstermeye yetiyor:

"Bu millet ekşisözlükün pisliği karşısında ayağa kalkmayacaksa yazıklar olsun. Kimse de ben müslümanım demesin. Dinimle kimse alay edemez. Allahıma ve peygamberime küfrediliyorsa demokrat olmak falan umrumda değil. Demokrat değilim bu rezillik karşısında. Demokratlık batsın. Bu ülke bu rezillik karşısında ayağa kalkmazsa, Rabbimiz ve peygamber efendimizin yüzüne nasıl bakacağınızı düşünün..."

"O bilgisayarlar hardsikler herşey incelenecek. Açıklamayla korkutacaklarını sandılar bizi. Bu yolda ölmeye hazırız anlamıyorlar"

Dini eleştirenler sindirilmek isteniyor
Ekşi Sözlük yazarına açılan bu davadan önce de “dini değerleri aşağılama” gerekçesiyle başka davaların açıldığı biliniyor. “Dini değerleri aşağılama” ifadesinin sınırlarının yeterince belirgin olmaması ve gericilerin yargıdaki etkinliklerinin artması nedeniyle bu tarz davaların dini eleştirenleri sindirme işlevine sahip olduğu görülüyor.

Penguen Dergisi’nde yayınlanan karikatürü nedeniyle karikatürist Bahadır Baruter hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla bir yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Karikatürde cami sütünuna eklenen “Allah yok, din yalan” yazısı nedeniyle Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası Baruter hakkında şikayetçi olmuştu.

Baruter’e yapılan sindirme operasyonu açılan davadan ibaret kalmamış, dinci basının da yoğun saldırısına uğrayarak hedef haline getirilmişti. Hiçbir hakaret, aşağılama içermeyen “Allah yok, din yalan” cümlesine yapılan saldırı rahatsızlık duyulan şeyin aşağılama değil, din eleştirisi ve ateizm olduğunu ortaya koyuyor.

Dine aykırı internet siteleri susturulmak isteniyor
Meselenin “dini değerlerin aşağılanması” değil, dine yapılan eleştirilerin susturulmak istenmesi olduğu görülüyor. Bu nedenle de eleştirileri engellemek için farklı gerekçelere sığınılıyor. Bunların içinde en etkili olanlardan birisinin Adnan Oktar’ın kullandığı, kişiye hakaret edildiği bahanesi olduğu görülüyor. Bu yolla çok sayıda internet sitesine erişimin engellendiği görülüyor. Dini eleştiren ve evrimi savunan çok sayıda siteye bu yolla erişimin engellendiği görülüyor.

Bu yolla erişimi engellenen internet sitelere örnek olarak, evrimi savunan bilim adamı Richard Dawkins’in sitesi ve ateizm.org sitesi örnek olarak gösterilebilir. Başvurdukları yöntem söz konusu sitelerde Adnan Oktar’a yönelik hakaret yapıldığını iddia ederek mahkemeye başvurmak oluyor. Gerici yargı mensupları ise bu şikayetler üzerine ihtiyati tedbir kararı çıkartarak bu sitelere ulaşımın engellenmesini sağlıyor. Bu yolla ortada kanıtlanmış bir suç olmasa bile dini eleştiren, evrimi savunan siteler fiilen engellenebiliyor.

Tanrı Yanılgısı kitabı dava konusu oldu
Dawkins’e yönelik başka bir engelleme girişimi de “Tanrı Yanılgısı” isimli kitabını yayınlayan Kuzey Yayınları’nın sahibi Erol Karaaslan’a "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla açılan dava. Davada Karaaslan’ın beraatine karar verilse de kitaba açılan dava, din ve tanrı kavramının eleştirisine karşı sergilenen tahammülsüzlüğü göstermesi açısından önemli.

Din ve tanrı kavramına yönelik eleştirilere karşı tutunulan saldırgan tavrın evrim teorisini savunanlara da gösterildiği bilinmekte.
Evrimi savunan ve bu konuda bilgi veren internet sitelerinin erişiminin mahkeme kararlarıyla engellenmesinin yanı sıra filtre uygulamasıyla da bunun için kullanıldığı görülmekte. 22 Kasım’dan bu yana uygulanan internet filtresinin çocuk profilinde evrimianlamak.org sitesinin filtrelendiği ortaya çıkmıştı.

Evrim Teorisinden bahseden öğretmenlere soruşturma
Evrim teorisini savunanlara uygulanan baskının sadece internetle sınırlı kalmadığı görülüyor. Öğrencilerine evrim teorisinden bahseden öğretmenlerin soruşturmalar ve cezalarla sindirilmek istendiği görülüyor. Burada da tıpkı “dini değerleri aşağılama” suçlaması gibi tuhaf suçlamalarla cezaların kitabına uydurulduğu görülüyor. Örneğin 2004 yılında öğrencilerine evrim teorisinden bahseden öğretmen Zeliha Avcı hakkında "Müfredatta olmamasına rağmen Evrim Teorisi’nden bahsederek, 8 yaşındaki çocukların beyninde tahribata yol açtığı" iddiasıyla soruşturma açılmıştı.

(soL - Haber Merkezi)