Deniz Feneri savcısından Adalet Bakanı ve HSYK'ya zor sorular

Deniz Feneri davasından el çektirilerek hakkında dava açılan, geçtiğimiz Cuma günü açılan davadan beraat eden savcılarından Nadi Türkaslan’ın beraat ettiği davada Adalet Bakanı Ergin'e ve HSYK’ya yönelttiği sorular Yargıtay'ın dilekçeyi kabul etmemesi üzerine cevapsız kaldı.

Vatan gazetesinin haberine göre, Deniz Feneri savcılarından Nadi Türkaslan’ın beraat ettiği Yargıtay’daki davada, soruşturmanın genişletilmesi ve bazı tanıkların dinlenmesiyle ilgili verdiği dilekçede Adalet Bakanlığı ve HSYK’ya kritik sorular yönelttiği, Yargıtay’ın dilekçeyi reddettiği ortaya çıktı.

Yargıtay, Türkaslan’ın talebini kabul etseydi Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e, “Deniz Feneri sanıkları lehine yazı yazan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ı arayarak, neden işin gerçeğini anlatma ihtiyacını duydunuz? Niye bunu vazife edindiniz? Bu savcılar hakkındaki soruşturmada, soruşturmayla tek ilginizin inceleme ve soruşturma izni vermek olduğunu söylediğiniz halde, bırakın HSYK’nın karar vermesini, henüz müfettiş raporu dahi yazılmadan ‘savcılar tahrifat suçunu işlediler’ hükmünü neden verdiniz?” diye sorulacaktı.

Türkaslan, Ergin ile bakanlık müsteşarına da “Bir dönem savcıların gözaltı, tutuklamaya sevk dahil soruşturmada hukuken yapılması gereken her türlü işlemin yapılmasına engel olunmayacağı teminatı verdiniz mi, bu teminat neden verildi? Bu teminata ve kapatmayı da çok önceden bildiğiniz halde niye savcılara verilen bu teminata uyulmadı? Sizden savcılar hakkında dava açılmasını isteyen mi oldu? Savcılar hakkında inceleme soruşturma izni verildiğinde bu teminatı hatırladınız mı? Hatırlattınız mı?” diye sorulmasını talep etti.

Türkaslan HSYK’nın görevlendirdiği müfettişler Vedat Ali Tektaş ve Arif Kavasoğlu’na da şu soruların sorulmasını istedi:

“- Savcılar hakkında yaptığınız soruşturmada, ilgisi olmadığı halde Deniz Feneri soruşturmasının esasıyla ilgili neden soru sordunuz?

- Bu soruyu merakınızdan mı yoksa birinin isteği üzerine mi sordunuz?

- Yaptığınız soruşturmayla ilgisi olmadığı halde, mahkeme kararıyla gizli olan Deniz Feneri soruşturması içindeki, avukatlara dahi verilmeyen gizli belgeleri, hatta telefon konuşması tapelerini, teknik takibin halen devam ettiği gizli bilgisini neden soruşturma dosyasına koydunuz?

- Tapu Sicil Genel Müdürlüğü’ne bir kez gönderilen faksın, işlemle birlikte tekrar tapu dairesinden gönderilen haline, evrak içinde aslı olmadığı halde yazı işleri müdürüne neden aslının aynıdır diye onay yaptırdınız?

- Soruşturmanızla ilgisi olmadığı halde Deniz Feneri soruşturmasında kimlerin gözaltına alındığını, gözaltı sonuçlarını neden takip ettiniz?”

HSYK’ya sorulsun
Dilekçede HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ile 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ve 2. Daire üyesi Ali Yıldırım’a da şu soruların yöneltilmesi istendi:

“AHMET HAMSİCİ’YE: Halen HSYK internet sitesinde bulunan, açıkça adil yargılama hakkını ve masumiyet karinesini ihlal eden ve yargı görevi yapanları etkilemeye yönelik açıklama size mi ait? Bu açıklama halen sizin talimatınızla mı HSYK sitesinde duruyor? Bazı açıklamaların altında önce adınız varken daha sonra neden kaldırdınız? Bir tehlike gördüğünüz için mi adınızı kaldırdınız? Henüz rapor tamamlanmadan, Dairenize bağlı olarak görev yapan müfettişler henüz soruşturma yaparken, raporlarını yazmadan önce, neden, hangi bilgilerle 4 Eylül’de savcılar suç işledi dediniz? Sizde bu kanaat oluşacak şekilde, gizlilik kararı bulunan dosyadan bilgi veren mi oldu?

İBRAHİM OKUR’A: Savcılar hakkındaki hiçbir işlem dairenizden geçmediği, dolayısıyla hukuken dosya içeriğine vakıf olmadığınız halde MEDEL’e (Avrupa Yargıçlar ve Savcılar Birliği) gönderdiğiniz yazıda, MEDEL’in raporundaki tespitin doğru olmadığını, işin doğrusunu anlattığınızı söylemekle işin doğrusunu nereden biliyorsunuz? Sizi özel bilgilendiren mi oldu? Deniz Feneri sanıkları hakkındaki tedbir kaldırılmadığı halde, hangi nedenle tedbirin kaldırıldığı yönünde bilgi verilmesi gereği duydunuz? Bunun için hangi gazetecileri aradınız? Deniz Feneri sanıkları hakkındaki tedbirin kaldırılmasıyla neden bu kadar ilgilisiniz?

ALİ AYDIN’A: 8 Eylül 2011 ve 15 Eylül 2011 tarihli oylamalarda, savcılar hakkında dava açılması yönünde ret oyu verdiğiniz halde üçüncü oylamada görüş değiştirip tam ters bir karar vermenizin nedeni nedir? Herhalde dosyayı okuyamamış olmak değildir. “