Cezaevinden mektuba 6 yıl 3 ay hapis

Cezaevindeki arkadaşlarının yolladığı mektuplar evlerinde bulunan iki kişiye, "örgüt propagandası yapmak" suçundan, altı kişiye de "örgüt üyeliğinden" hapis cezası verildi.

Bianet'ten Ayça Söylemez'in haberi şöyle:

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, ev aramalarında bulunan flama, pankart, hapishane mektupları ve Grup Yorum CD'si delil gösterilerek sanıklardan ikisine "örgüt propagandasından" ceza verildi.

Davada yargılanan sekiz sanığın evlerinde bulunan, cezaevindeki arkadaşlarından gelmiş ve kendilerinin onlara cevap olarak yazdıkları mektuplar iddianameye delil olarak girdi.

Anıl Ozan Sabancı ve Hüseyin Öncü Dilmen örgüt propagandasından ceza alırken, yine evlerinde mektup bulunan altı kişi de örgüt üyeliğinden hapis cezası aldı.

Suçlamalar arasında, "Slogan atarak örgüt propagandası yapmak" da var. Ayrıca, üzerinde "Parasız eğitim istiyoruz" yazılı afiş asmak da suç delili sayıldı.

"Tutuklanan öğrenciler serbest bırakılsın" yazılı pankart asmak da yargılanma sebepleri arasında...

Grup Yorum da iddianamede
Sevgi Dalyan, Sercan Ahmet Arslan, Mehmet Aracı, Ali Arslan, Mahir Arslan, Cemil Onur Çelikdağ, "Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi'ne (DHKP-C) üye olmaktan" altı yıl üçer ay hapis cezası aldı.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 314/2 maddesinden "örgüt üyeliği" suçlamasıyla hapis cezası alan sanıkların aleyhlerindeki deliller arasında, hapishanedeki arkadaşlarından gelen mektuplar, onlara cevap olarak yazılmış mektuplar, flama, pankart ve Grup Yorum şarkılarının bulunduğu CD var.

20 Aralık'taki duruşmada mahkeme heyeti başkanı Mustafa Kahya kararı açıkladı. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesi gereğince Sabancı bir yıl 15 gün, Dilmen de 10 ay hapis cezası aldı. Enver Altundaşar'a da bir yol boyunca denetimli serbestlik uygulanmasına karar verildi.
"Örgütü övme amaçlı mektup"

15 Mayıs 2010'da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan sanıklardan Sercan Ahmet Arslan ile Dalyan dışında kalanlar 30 Eylül'deki ilk duruşmada tahliye edilmişti.

Savcı Ender Karadeniz'in hazırladığı iddianamede, Erzincan Öğrenci Gençlik Derneği'ndeki toplantıların, ev aramalarında çıkan fotoğraf ve mektupların "örgütü övme amaçlı olduğu" ileri sürülüyordu.