Çeber Davası’nda bir adım daha

Maruz kaldığı işkence sonucu yaşamını yitiren Engin Çeber'in davasına bugün devam ediliyor.

soL (HABER MERKEZİ) Yürüyüş dergisi sattığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve Metris Cezaevi'nde maruz kaldığı işkence sonucu yaşamını yitiren Engin Çeber'le ilgili davaya bugün devam edilecek. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmada, 60 sanık ikinci kez yargıç karşısına çıkıyor.

Çeber ailesi avukatlarından Taylan Tanay, davanın seyri, Çeber'in hastanedeki mektubu ve silinen işkence kayıtları hakkında soL'a yaptığı açıklamada, ortaya çıkan bilgi ve belgelerin kendi iddialarını güçlendireceğine dikkat çekti. Tanay, Çeber'in hastanede yazdığı ve "2 gün boyunca ayakta sayım vermiyoruz diye saldırıya uğradık. Tahta sopalarla, ufak demirlerle vurmalar, vücudumuzun her tarafına, kafamızdan aşağıya soğuk su dökmeler. Sonrasında sopalarla devam etmeler" ifadelerini kullandığı mektupla ilgili olarak, "Hiç kimse öleceğini bilerek mektup yazmaz. Bu Metris Cezaevi'nde yaşananlar münferit değildir. Yeni deliller İşkence kayıtlarının engellenmesine karşı elimizi güçlendiriyor" dedi.

Tanay, uzun zamandır Metris Cezaevi'ndeki işkence vakalarına ilişkin baroya ve avukatlara birçok başvuru geldiğini belirtti.

"Kamuoyu davaya odaklanmalı"
Tanay davanın daha önceki seyrine değinirken Polis ve Jandarmaların korunduğuna yönelik şikayet ve başvurularının olduğunu ve süreç içerisinde sanıkların işkenceden yargılanmasını sağladıklarını vurguladı. Tanay, "Bugünkü duruşmada da ek savunma hakkı tanınarak polislerin işkenceden yargılanmaları sağlanacak" diye konuştu. Tanay, "Davanın seyri ve deliller olumlu. Ancak bu tür davalar konusunda geçmişteki tecrübelerimize göre bir sonuç tayin edebilmek hayli güç. Bu anlamda kamuoyunun sorumluların cezalarını çekmesine yönelik talebini tüm gücüyle haykırması gerekmektedir. Biz de kamuoyu ve duyarlı çevrelere dava sürecini takip etmeleri ve desteklemeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz" dedi.

Davada yeni iddialar
Çeber'in yazdığı mektubu Ahmet Aksu ayakkabısında saklamış ve müfettişlere "Bu Çeber'in ölmeden önce yazdığı mektup. Gönderilmeden kaldığı için bir şey olursa ibraz ederim diye ben almıştım" demişti. Bugün ortaya çıkan yeni delillere göre davanın bir numaralı sanığı Başgardiyan Selahattin Apaydın'a geçmişe dönük olarak izin belgesi düzenlendiği belirtildi. Metris Cezaevi İnfaz Koruma Baş Memuru Selahattin Apaydın, Engin Çeber davasının bir numaralı sanığı durumunda.

İddianamade, Çeber'in kafasını önce koğuş duvarına, ardından da demir kapıya birkaç kez vurduğu öne sürülen Apaydın'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Dava dosyasında Apaydın'a ait bir dilekçede "2007 yılına ait iznimin 27 gününü 28 eylül 2008 tarihinden itibaren kullanmak istiyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ediyorum" ifadesi yer alırken Apaydın'a aynı gün izin verilmesi dikkat çekiyor.

Ancak soruşturma sırasında cezaevinin kamera kayıtlarını inceleyen Bakırköy Cumhuriyet Savcısı, 7 Ekim'de Çeber'in dövüldüğü B-8 koğuşuna giren infaz koruma memurları arasında Selahattin Apaydın'ın da bulunduğunu saptarken, Başgardiyan Yılmaz Aydoğdu ve koğuştaki adli tutukluların ifadesini alan savcılık, Apaydın'ın o günü izinli değil, görevinin başında olduğunu belirledi.