Cahil cesaretli "aydın" yine konuştu

Deniz Gezmiş ve 68 kuşağı ile ilgili “ilginç” iddialarıyla adından söz ettiren, Rasim Ozan Kütahyalı, “devletin iktisadi teşekülleri”nin yanı sıra eğitim ve sağlığın da özelleştirilmesi gerektiğini savundu.

soL (HABER MERKEZİ) Rasim Ozan Kütahyalı Aktüel dergisiyle yaptığı söyleşide, sol değerlere saldırmaya devam etti. Türkiye'de '68 için belirleyici öğenin Kemalizm ve milliyetçilik olduğunu dile getiren Kütahyalı, "Milliyetçi olmayan sosyalizm de illa matah diye bir şey yok. Temel mesele milliyetçiliğin ve sosyalizmin ortak biçimde paylaştığı kolektivist zihniyet yapısıdır bana göre" diye konuştu.

Kütahyalı, Süleyman Demirel ile ilgili düşüncelerini ise, "Sizin Morrison'a her türlü kızılır da bağımsızlık muhabbetinden kızılmaz, aksine keşke o zamanda ülke ekonomisini dışa açan reformları başlatsaydı, iktisadi politikası da fazlasıyla ulusaldır Demirel'in" sözleri ile açıkladı.

"Pazar sistemi sosyalizm ile kıyaslanmaz"
Kütahyalı söyleşiyi yapan Murat Çelikkan'ın, "Özgürlükleri savunurken bugün dünyada yoksulların daha da yoksullaşmasına neden olan neoliberal düzeni eleştiren, finans sermayesi hareketlerini, özelleştirmeleri eleştiren bir yazına rastlamadım" sözleri üzerine ise, sol değerlere saldıran fikirlerini ve özelleştirme yanlılığını şöyle anlattı:

"Ben devletin iktisadi teşekkülleri yanı sıra eğitimin de sağlığın da özelleştirilmesiyle daha verimli bir sonuç alınacağına inanıyorum. Özelleştirilmeli ama durumu uygun olmayanlara hakkaniyet havuzundan burs verilmeli. Böyle bir oryantasyon sistemi olmalı. Ama devlet bizzat girişim yapmamalı. Devlet alanı büyümemeli. Bireysel girişim, mübadele ve mülkiyet, dolayısıyla serbest pazar olmadığı sürece sahici bir özgürlükçü düzenden bahsedilemeyeceğini düşünüyorum. Devletin işi adalet ve güvenlik olmalı. Ben sosyal devlete inanmam, küresel ölçekte sürdürülemez, batmaya mahkum bir sistem bu. Fakat yoksulluk meselesine her vicdanlı insan gibi ben de çok duyarlıyım. Refah yaratmakta serbest pazar sisteminin sosyalizm ile kıyaslanmaz ölçüde başarılı olduğu çok açık, iktisadi hayatın doğası bunu gerektiriyor zaten..."

Tam bağımsızlık kavramına "Denizler'in ruhuyla" inanılmasının çok daha barbar bir ülke yaratacağını iddia eden ve böylelikle bakış açısının "derinliğini" bir kez daha kanıtlayan Kütahyalı, şu görüşleri ileri sürdü:

"Tam bağımsız bir Türkiye, kurucu temellerinden gelen LAST (Laik yaşam biçime sahip Sünni Türk) kimliğine dayalı, bu LAST kimliği dışında kalan kimliklerin kendini inkar ettikçe sistem içinde yer bulabildiği, gayrinizami harp taktiklerinin tüm toplum kesimlerin karşı sürekli zinde tutulduğu, olağanüstülüğün olağan olduğu otoriter rejime devam eden bir Türkiye demektir."