Çok sayıda yargı mensubunun ve yargıya ait kurumsal telefonun dinlendiğinin ortaya çıkmasıyla başlayan tartışma sürerken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, konuya ilişkin düşündürücü bir açıklamada bulundu. Ergin, “Telefon dinlemelerinden elde edilen delillerle kaç hakim, savcı yargılanmış bir bakın” dedi.

Bakan Ergin, gazetecilerin konuyla ilgili kendisine yönelttikleri soruya “Biz daha önce bazı hakim ve savcıların telefonlarının dinlenildiğini zaten kamuoyuyla paylaşmışız. Burada yeni bir unsur yok. Dün açıkladık Yargıtayın kurumsal olarak dinlenilmesi söz konusu değil. Teknik dinleme sonucu elde edilen delillerle kaç hakim savcı yargılanmış bir bakın... Kaç tanesi cezaevine girmiş, kaç tanesi yargılanıyor, kaç tanesi meslekten ihraç edilmiş, kaç tanesi disiplin cezası almış. Bunlara bir bakın, araştırın” diye yanıt verdi. Ergin, gazetecilerin ''Ne kadar? diye sorması üzerine, ''Size sonra bazı somut örnekler vereceğim'' karşılığını verdi.

Böylece Bakan’ın, dava açılmadığı sürece istenilen kişinin dinlenebileceğini düşündüğü ve bir insan hakkı olarak iletişim özgürlüğünden haberdar olmadığı ortaya çıktı.

Kurumsal dinleme değil mi?
Bakan Ergin’in “Yargıtayın kurumsal olarak dinlenmesi söz konusu değil” demesine rağmen, açığa çıkan belgeler bu durumun aksini söylüyor. Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği’nin TİB'de (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) yaptığı inceleme, Yargıtay Başkanlığı’nın santral numarasının dinlenildiğini ortaya koymuştu. Santral numarasının dinlenmesi, Yargıtay’da görevli 250 hakim ve savcının da dinleniyor olmasının çok olası olduğu anlamına geliyor.

Yargıtay dışında, Bakanlığı’nın meslekten ihracını istediği Osman Kaçmaz’ın telefonlarının dinlenebilmesi için ise Sincan Adliyesi santral numarasının da dinlemeye alındı. Ayrıca emekliye ayrılan Ali Çakır, Mecit Ceylan, savcılar Ünal Karabeyoğlu, Kadir Ünal, Mahmut Kaya, Murat Yiğit, Fikret Ünalan ve Hakan Kızılarslan’ın da aralarında bulunduğu onlarca savcının telefonunun dinlendiği anlaşılmış oldu.
(soL - Haber Merkezi)