Bir cümleye üç suç sığdırdı!

Başbakan Erdoğan, bugün AKP il başkanları toplantısında öyle bir tehdit savurdu ki, bir cümlede üç suç birden işledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün partisinin il başkanları toplantısında konuştu. ABD’den gelen rahatsızlık sinyallerinden beri konuşmalarındaki ayarı iyice kaçıran Erdoğan, yerel belediyeleri “Elimizde dosyalarınız var” diyerek tehdit etti.

Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kendi belediyelerinin olduğu yerlere bir bakın. Hiç altyapıyla hizmetle ilgilendikleri yok. Sadece ve sadece işi tamamen ideolojilerine hizmet noktasında görüyorlar. Lafa gelince çevreciliği de kullanıyorlar. Ama hepsinin dosyaları elimizde var, zamanı gelince bunları kullanacağız.”

Erdoğan bu sözleriyle hem suçu gizlemek, hem şantaj, hem de görevini kötüye kullanmak suçlarını işlemiş oldu.

Suçu gizleme
Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” başlıklı 279’uncu maddesinin birinci fıkrası, “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diyor.

Erdoğan, “ellerindeki dosyaları” şimdi yargıya götürmeyerek ilk suçu, yani suçu gizleme suçunu işliyor.

Şantaj
Yine TCK’nın 107’nci maddesi, “Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” diyor.

Erdoğan, yükümlü olmasına rağmen elinde var olduğunu iddia ettiği dosyaları yargıya götürmeyerek, fiilen kendisine bağlı olan yerel yönetimleri bundan sonraki tüm hareketlerinde baskı altına almaya çalışarak, ikinci suçu, yani şantaj suçunu işliyor.

Görevini kötüye kullanmak
TCK’nın 250’nci maddesinin birinci fıkrası ise şöyle diyor: “Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Erdoğan, yerel yönetimleri baskı altına alırken de üçüncü suçu, yani görevini kötüye kullanmak suçunu da işliyor.

Alışkanlık yaptı
Hükümetin yerel yönetimler ve bürokraside istihbarat örgütlerini ya da cemaatleri kullanarak sürekli bilgi topladığı, oluşan dosyaları siyaseten en uygun dönemde basına sızdırdığı biliniyor. Türkiye'de yasal mevzuatın karmakarışık hale gelmesi nedeniyle kamu görevlilerinin farkında olmadan yasaları çiğneyebildiğine işaret eden hukukçular, bazı örneklerde iktidarın suça bizzat yönlendirdiğini de ileri sürüyorlar. AKP'nin bu şekilde kıskaca aldığı kişiler arasında kimi sendikacı ve basın mensuplarının da olduğu söyleniyor.

Bilindiği gibi, büyük kentlerde CHP'nin elindeki bazı ilçe belediyeleriyle hükümet arasında "dosyaların işleme sokulmaması" doğrultusunda bir anlaşma olduğu, bunun karşılığında CHP'li bazı yerel yöneticilerinin AKP'li büyükşehir belediye başkanlarıyla uyumlu çalıştıkları zaman zaman gündeme gelen iddialar arasında.

(soL - Haber Merkezi)