Baykal Gül'e "veto" ricacısı

Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, askere sivil yargı yolunu açan yasayı veto etmesi çağrısında bulundu. MGK toplantısı sonuç bildirgesinde özel olarak yer verilmeyen yasal düzenlemeye ilişkin görüşmelerin ise, MGK toplantısının ardından, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan…

soL (HABER MERKEZİ) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunu açan yasayı geri gönderip göndermeyeceğine bakacaklarını kaydederek, Cumhurbaşkanlığı ya da Anayasa Mahkemesi'nin, AKP'nin "gece yarısı baskını girişimi"ni demokratik siyasal sürecin içinde etkisiz kılacağı beklentisi içerisinde olduklarını söyledi.

Türkiye'de bugüne kadar çok sayıda iktidarın gelip geçtiğini, ancak ilk kez AKP iktidarı sırasında, sistemin, temel Anayasal doğrular, hukukun işleyişi, silahlı kuvvetlerin ve yargının konumu gibi temel dayanak noktalarıyla ilgili kafa karışıklığı yaşandığını belirterek, Türkiye'nin çok temel tartışmaların yaşandığı bir ülke haline dönüştüğünü ifade etti.

Yedi yıldır iktidarda olan AKP'nin istediği kişiyi Cumhurbaşkanı, istediğini Meclis Başkanı seçebildiğini fakat bu denli büyük bir seçmen desteğinin, iktidarı yeni heves ve arayışlara "davet ettiği"ni ifade eden Baykal, "kendisine tanınan anayasal, demokratik siyaset alanı yetmiyor, siyaset alanını, elinde olduğunu düşündüğü etki, yetki ve güç doğrultusunda, çevresini yıkarak, çiğneyerek mutlak hegemonya haline dönüştürme arayışına giriyor. Sahte belgelerin peşine düşüyor, o belgelerin etrafında Türkiye'yi karıştırıyor" dedi.

"Komployu araştırın"
Altında Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu ileri sürülen, ancak Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın sahte olduğunu açıkladığı "İrtica ile mücadele planı" adlı "belge"ye ilişkin iddiaları, "akıl ve mantık dışı, garip" sözleriyle niteleyen Deniz Baykal, söz konusu belgenin öneminin ortadan kalkmadığını, ancak "belge" olmaktan çıkıp bir komplonun dayanağı haline dönüşmesi itibariyle anlamının değiştiğini vurguladı. Ortada bir komplo varsa, bu komployla ilgili soruların yanıtlanması gerektiğini kaydeden Baykal, "bu komployu kimler yapıyor, nereden yapıyor, bulundukları yere onlar nasıl gelmiş, kimler taşımış, kimler himaye ediyor, çalışmalarına kimler sahip çıkıyor? Bu sorular, geçiştirilecek sorular değil" şeklinde konuştu.

"CHP'nin suçu, 'AKP'nin centilmenliği'ne güvenmek"
Deniz Baykal, henüz sözkonusu belgeyle ilgili tartışmalar netlik kazanmamışken, yeni bir durumla karşı karşıya kalındığını belirterek, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Adalet Bakanlığı'nın, TCK'da değişiklik yapılması amacıyla hazırladığı bir tasarının ilgili komisyonda konuşulup tartışılarak şekillendirildiğini ve bu uzlaşma üzerinden TBMM'nin tatile gireceği son gün gece yarısı Genel Kurul müzakerelerine geçildiğini kaydeden Baykal, "birden bire dediler ki, 'iki önerge var'. Önergelerin birisi sivil şahısların askeri mahkemelerde yargılanmasını engellemeye yönelik. CHP olarak biz buna destek veriyoruz. Kabul ediliyor. Diğer önerge de, dil düzenlemesini sağlamaya yönelik. Müzakerenin son saatleri, bir oldu bittiyle Meclisten bir önerge geçiriliyor" dedi.

Genel Kurul'da dil düzenlemesi imiş gibi geçirilen ikinci önergenin, aslında, askerlere sivil yargı yolunu açan temel, önemli bir düzenleme olduğunu ertesi sabah anladıklarını açıklayan Baykal, "Türkiye'deki yargı sistemi bakımından olağanüstü önemli sonuçlar doğuracak bir düzenleme. Bu düzenleme, komisyonda tartışıldı mı, komisyon bu konuyu anladı mı? Bu düzenleme ile ilgili devlet kurumlarına bilgi verildi mi? 'Sizin yetki alanınızla ilgili düzenleme yapıyoruz, ne dersiniz' denildi mi, denilmedi. TBMM'de yetkili organlara imkan ve zaman vererek değerlendirme şansı tanımayacaksınız, gece yarısı, laf cambazlığı ile kamufle edilmiş bir önergeyle, bir tek kişinin bile söz söylemesine fırsat vermeden karara bağlayacaksınız" diyerek, AKP'nin, bu çok köklü düzenlemeyi "hissettirmeden" gerçekleştirdiğini öne sürdü.

Bu gelişmelerde kendilerinin "suç"unun, AKP'ye güvenmek olduğunu söyleyen Baykal, "Meclis tatile girene kadar çıkarılacak kanunlar üzerinde mutabakat sağlanarak centilmenlik anlaşması yapılmış. Ama siz, karşınızdaki insanların, o mutabakata sonuna kadar uyacağı güvenini gösterirseniz, yanlış yapmış olursunuz. Aldatıyor, sonra da 'aldattım' diyor, birileri de 'ne güzel aldattı' diye onu alkışlıyor" diye konuştu.

"Tartışmanın ekseni, 'bağımsız yargı' olmalı"

Askeri yargı ile adli yargı arasındaki görev bölümünü yeniden düzenlenmek istendiği bilgisinin kendilerine açıklıkla verilmediğinini belirten Baykal, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasını önleyecek yasal düzenlemeyi doğru bir adım olarak değerlendirirken, tartışmaların ekseninin, "askeri-sivil yargı" yerine "bağımsız yargı" olması gerektiğine işaret ederek, "siz, sivil yargıyı bağımsız olmaktan çıkarıyorsanız, 'askeri yargıdan aldım, sivil yargıya verdim' diyerek bağımsız yargı amacına hizmet ettiğinizi söyleyemezsiniz" sözleriyle AKP'yi suçlamaya devam etti.