soL (HABER MERKEZİ) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ görevi devraldıktan sonra, ziyaret ettiği Malatya ve Diyarbakır'dan sonra bu kez de Van'da.
Van'a gitmeden önce Diyarbakır'da basın toplantısı düzenleyerek terörle mücadele ve sivil toplumun rolü konusunda çeşitli mesajlar veren Başbuğ'a DTP'liler fahri hemşerilik konusunda tepki gösterdi.
Askerden sivil toplum vurgusu
Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, Van'ı ziyaret gitmeden önce Diyarbakır'da basın toplantısı düzenledi. 2. Ordunun sorumluluk alanlarını ziyarete devam edeceklerini açıklayan Başbuğ, basın toplantısında terörle mücadelede sivil topluma çok görev düştüğünü, bu yüzden Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşları ile görüştüğünü belirtti. Güvenlik alanı dışındaki çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç olduğunu belirten Başbuğ, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerin direkt olarak kendi alanları olmadığını da belirtti.
"24 yaş altı tehlike"
Diyarbakır nüfusunun 24 yaşın altında olduğunu bunun hem potansiyel, hem de tehlike olabileceğini belirten Başbuğ, bu potansiyelin değerlendirilmesinde sivil topluma büyük rol düştüğün belirtti. Başbuğ, GAP eylem planıyla birlikte bu potansiyelin değerlendirilebileceği mesajını verdi.
DTP'lilerden "fahri hemşeri" isyanı
Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşları ile buluşan Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ'un "bize fahri hemşerilik verilmeli" sözleri DTP milletvekilleri tarafından tepkiyle karşılandı.
DTP milletvekili Osman Özçelik, askerlerin fahri hemşeriliği sevdiğini bunun "Kenan Evren alışkanlığı" olduğunu söylerken, çatışmalı ortam son bulmadan böyle bir beklentinin gerçek olmadığını belirtti.
DTP Diyarbakır milletvekillerinden Akın Birdal, fahri hemşeriliği ancak halk isterse Büyükşehir Belediyesi tarafından verilebileceğini söyledi.
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Başbuğ'un fahri hemşerilik için öncelikle halkın iradesine, seçtiği insanlara saygı göstermesi gerektiğini vurgularken, Diyarbakır'da yapılan sivil toplum toplantısını da eleştirdi. Davet edilenler arasında yerel yönetimlerin ya da TTB, barolar ve insan hakları kuruluşları gibi bölgenin sorunları konusunda en duyarlı kesimlerin olmadığını bunun büyük bir eksiklik olduğunu belirtti. Kaplan, geriye kalan kuruluşların da ihale beklentisi olan iş çevreleri, AKP yandaşları, cemaat sermayesi, AKP hükümetinin bölgeye özenle seçip gönderdiği mülki erkanın kaldığını belirten Kaplan, bunun ayrımcılık olduğunu vurguladı.