Başbakan'dan 1 Eylül mesajı: 'Türkiye halkı Suriye'ye müdahaleye evet diyor'

Başbakan Erdoğan, Kanaltürk televizyonunda yandaş gazetecilerin “sorularını” yanıtladı. Medyaya yine tehdit yağdıran Erdoğan, “Kürt sorunu kalmamıştır” derken, Türkiye halkının Suriye'ye müdahaleye "evet" dediğini ileri sürdü.

Başbakan Erdoğan’ın Kanaltürk televizyonunda katıldığı programda yandaş gazetecilerin sorularını yanıtladı. 1 Eylül öncesi savaş çağrısı sinyali veren Erdoğan, "Türkiye halkı Suriye'ye müdahaleye evet diyor" derken, Hatay kamplarına kendi emriyle girilebileceğini dile getirdi.

Kürt sorunu olmadığını belirten Erdoğan, bundan sonra açılım olmayacağını ve milli birlik politikasının sürdürüleceğini dile getirdi. Medyayı da hedef alan Erdoğan, bundan sonra asker ölümlerinin haberlerinin yapılmamasını istedi.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

“PKK’nin kontrol ettiği yerler var sözü yalandır”
“Bir kere Selahattin Demirtaş'ın PKK'nin kontrol altına aldığı bölgeler var ifadesi büyük bir yalandır. Güvenlik güçlerimiz terör örgütünün bu tarz girişimlerine asla izin vermez.

"Açılım olayı yok, milli birlik ve beraberlik projesi var"
“Biz salt olarak bu işin askerle, polisle olmayacağını hep açıkladık, hukuk içinde, demokratik parlamenter sistem inancıyla, sosyo-politik, sosyo-ekonomik bunları yapmak suretiyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu işin üzerine hep gideceğiz ve bizim tabii ki açılım falan olayımız yok, milli birlik ve kardeşlik projemiz var bu projeyle aynen devam edeceğiz.”

“Bu söylediklerim tüm medyaya mesajdır…”
“Bu söyleyeceklerim, Türkiye'deki tüm medyaya mesajdır. Bugün Afganistan'da koalisyon güçlerinin kaybı 158. Siz bunu ne bir Fransız, ne bir İngiliz gazetesinde göremezsiniz. Bizde bütün medya bunu verir. Terörün en önemli hedefi propaganda yaptırmak. Bunu burada bedavaya yaptırıyor. Medya kimin yanında yer alacak. Attıkları başlıklara bakıyorsun, köşe yazılarına bakıyorsun. Sizin haber kaynağınız nedir Roj TV mi?"

“Görmezden geleceksiniz”
(PKK’lilerin kaçırma olayları)"Bunlar görmezden gelinecek. Bak ABD, Fransız, İngiliz medyası nasıl davranıyor. Bunları gündemde tutmaz bunlar. Ankara'daki toplantının ardından alınan kararlar uygulamaya gelince hiçbir şey olmadı.

Gazetecilik bununla mı prim yapıyor. Reyting için çok daha fazla yolar var. Şehitlerimiz üzerinden reyting yükselteceksek yandık biz...

Şehit haberlerini ufak görmeyi bile kaldırmak lazım, hiç görmemek lazım"

“Türkiye’de Kürt meselesi kalmamıştır”
“Biz Ak Parti olarak parti kapatılmasına karşıyız. Anayasa değişiklikliğinde de parti kapatılmasını kaldıralım diye bir madde getirdik. Ana muhalefet ve muhalefet ve kendi içimizdeki bazı kişilerin hıyanetiyle karşılaştık. Bu yasayı çıkaramadık. Meclisi terkedenler, şimdi biz bu olayın mağduruyuz diyor. Suçlu kimse cezasını o ödesin. Bu başkan olabilir, parti üyesi olabilir. Biz bu konuların hepsini görüşmeye hazırız. Meclis'te 738 tane dosya var. Bunların içinde teröre yardım edenler var, seçim zamanı süreyi aşanlar var. Bunların değerlendirilmesinin yapılması lazım.
-Terörle kucaklaşanla ben nasıl siyaset yaparım.Türkiye'de artık Kürt meselesi kalmamıştır. Terör meselesi vardır. Kimse asimilasyon politikaları uygulanıyor diyemez. Hizmetse hizmet götürüyoruz. Şu anda Türkiye'de bir PKK sorunu vardır. Türkiye'de şu anda bir siyasal Kürtçülük vardır. Böyle bir sürecin içerisinde biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz.”


“Aygün kaçırılmadı iddiası”

“CHP'li vekil arkadaşımızı kaçırdılar. Acaba burada bir kaçırma eylemi var mı? Samimi söylüyorum, kısa sürede bitecek bir iştir dedim. Dağa çıkarmışlar falan filan... Ama dikkat edin, milletvekili arkadaşımızın ifadeleri çok enteresan. Arkadaşımız, bunlar teröristtir diyemiyor. Benim il başkan, il başkan yardımcılarım öldürülüyor, kaçırılıyor... En son bir ilçe başkanım 56 gün kaçırıldı, Hakkâri merkez ilçe başkanım kaçırıldı. En son milletvekilimin kardeşini şehit ettiler. Bunlar ülkede medyanın gündemine oturmuyor ama milletvekili kaçırılınca günlerce gündemde tuttular. Şimdi sormazlar mı adama.. Arkadaşımız siyaset yapıyorsa benim il başkanım da siyaset yapıyor."

“Kamplara bizim emrimizle girilir”
"Beşar Esad siyasi ömrünü tamamlamıştır. Şimdi iç savaş içerisindeki bir aktör olarak çalışıyor. Türkiye’yi Suriye’de dökülen kandan Türkiye’yi sorumlu tutuyor. Türkiye Suriye halkının yanında ama Esad’ın karşısındadır.

Kamplara gireceğim diyor. Nasıl gireceğin önemli. Bunun emrini biz veririz. Türkiye’den silah yardımı yapılıyor sözleri yalandır. İnsani yardımı başka yöne çekiyorlar. Hatay’da kamp düzenliyorlar bu ülkedeki aşırı uçlar, CHP katılıyor. 300-500 kişi Beşar posteri ile toplantı yapıyor. Bunun üzerine Esad Türkiye halkı bizim yanımızda diyor."

“Müdahaleye evet”
"Türkiye Suriye'ye müdahalede bulunmalı sorumuza bile halkın cevabı 'yüzde 58 ile evet'. Uçuşa yasak bölge ve tampon bölge istiyoruz.

Irak savaşı öncesi 1 Mart tezkeresi çok talihsiz bir netice. Ben tam aksini söylüyordum. Biz Irak’a girmeliydik.

Rusya'da artık Suriye'yi terk ediyor, geriye sadece İran kaldı onlar hala destek veriyor.

“66 ay raporu alan aileler benim evladım gerizekalı diyor”
“4+4+4 sonrası 66 ayla ilgili rapor alanlar benim evladım gerizekalı diyor. 2 ay mı senin evladını iyi hale getiriyor.

'Gazeteciler' utandırdı
Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karalioğlu, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın katıldığı programda moderatörlüğü Faruk Mercan yaparken, program boyunca süren tavırları ise tek kelimeyle “utandırdı.”

(soL - Haber Merkezi)