Başbakan Erdoğan: Cumhuriyeti özü ile buluşturuyoruz, yaşam tarzı dayatmıyoruz

Erdoğan yeni yasama yılının ilk grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Erdoğan yaşam tarzına kesintisiz süren müdahalelerine rağmen, "Devlet vatandaşlarına yaşam tarzı dayatamaz" derken, cumhuriyeti kuruluş felsefesine, özüne döndürdüklerini ileri sürdü.

(soL - Haber Merkezi) Başbakan Erdoğan, bugün partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

"En ileri demokrasi standartlarını hayata geçirdik"
Geride bıraktığımız 11 yıl bizim için gurur tablosudur. Hayal dahi edilemeyenleri gerçeği dönüştürdük. Türkiye ekonomisini 3 kattan fazla büyüttük. En ileri demokrasi standartlarını hayata geçirdik.

Geçmişe bakıp avunanlardan olmayacağız, mevcuda razı gelenlerden asla olmayacağız.

Biz ortak idealleri, hedefleri olan adeta feleğin çemberinden geçerek, aynı acıyı yaşarayak bugünlere ulaşmış, kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Birbirine çelme takmak bizde olamaz. Bundan sonra da omuz omuza yürüyeceğiz. Dedikodulara, hakaretlere değil milletin sesine kulak vereceğiz. Bu kadroda ben yok, biz var. Herkesin sindirildiği dönemde davasını, mücadelesini sürdüren insanlar bu davayı bugüne taşıdı. Dava taşını gediğine koyana kadar mücadele edeceğiz.

"Muhalefet genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım"
Muhalefet küçük meselelere takılmayı, azla yetinmeyi, statüko kalesine sarılmayı tercih etti. 11 yıl boyunca dillerini değiştirmeye gerek duymadı. Bundan sonra muhalefet genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım. Bunu arkadaşlarıma havale ediyorum. Siyaset sandığa saygı duymakla yapılır. Çetelerin, sokak eylemlerinin, Türkiye düşmanlarının emirleriyle siyaset yapılamaz.

"Devlet vatandaşlarına yaşam tarzı dayatamaz"
Bugüne kadar ne yaptıysak 76 milyon için yaptık. Yaptığımız reformlar belli kesimlerdeki imtiyazları alan, Türkiye'yi normalleştiren reformlardır. Ellerinden imtiyazları gidenler itiraz ediyor. Hukuk karşısında imtiyaz kabul etmiyoruz. Hukuk önünde devlet nazarında her vatandaş birdir. Devlet vatandaşlarına yaşam tarzı dayatamaz. Devlet çocuklara format atamaz. Vatandaşına zulmedemez.

Cumhuriyet fotoğrafı
Meclis önünde Mustafa Kemal'in etrafında ellerini semaya açmış gösteren fotoğraf cumhuriyet fotoğrafıdır. O mecliste tüm etnik unsurlar var, farklı kıyafetler var. Attığımız adımları cumhuriyete karşıymış gibi gösteren cahiller var. Türkiye'de yer isimlerini değiştiren yasa 1949'da çıktı. 60 darbesinden sonra 10 bin yerleşim yerinin adı değişti. 12 Eylül'den sonra binlerce yer adı değiştirildi.

Cumhuriyeti özüne taşıyoruz
Örneğin Tillo ismi bundan sadece 23 yıl önce Aydınlar olarak değiştirildi. Eniştesi olduğum için orayı örnek vereyim. Bunun cumhuriyetle nasıl bir ilgisi olabilir. Her sabah öğrencilere okutulan andımızın cumhuriyetle ilgili olduğunu söylemek nasıl bir cahilliktir. Kılık-kıyafet 40'larda başlamış 12 Eylül ve 28 Şubat'la zulme dönüşmüştür. Bu cumhuriyet 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 27 Mayıs'ta kurulan bir cumhuriyet değildir. Bu cumhuriyet 23 Nisan'da temeli atılan, 29 Ekim'de kuruluşu ilan edilen bir cumhuriyettir. Özünden uzaklaşan, kuruluş felsefesinden uzaklaşan Türkiye'yi kuruluş felsefesine yakınlaştırmıştır. Cumhuriyeti özüne taşıyoruz. Onlar temel kuruluş felsefesinden uzaklaştırdı, özü ile yeniden buluşturduk. Olayın aslı budur.

Demokratikleşme paketi
Bir arada yaşamı daha da güçlendirmek için ayrımcılık ve nefret suçlarına caydırıcı ceza getiriyoruz. 11 yıl boyunca çalışmalar yaptık, geçtiğimiz hafta açıkladığımız paket önceki reformlarımızın devamıdır. Buna birçok ilave olacaktır.

Baraj için oturup kararımızı kendimiz veririz
Barajı indirelim diyorlardı. Üç seçenek sunuyoruz. Ya mevcut durumla devam ederiz, ya da yüzde 5'e indirelim bölge barajları yapalım. 110 bölge yapalım. Son önerimiz barajın tamamını kaldıralım, Türkiye'yi 550 bölgeye ayıralım her bölge bir vekil çıkarsın. Siz uygun görmüyorsanız, biz oturup kararımızı kendimiz vereceğiz.

Partilere yardım için yüzde 3 barajını getirdik. Çalış seninde olsun. Kendini sevdir halka.

Partilerin kapatılmasına ilişkin çıkarmak istediğimiz yasada BDP meclisi terk etti, içimizden de birkaç arkadaş ihanet etti.

İsteyen istediğini söyleyemez
Her isteyen her istediğini siyasi parti içinde söyleyemez. O partinin ilkeleri vardır.

Mor Gabriel'i vakfa iade ediyoruz. Ruhban Okulu'na ilişkin ise bizde bir şeyler bekliyoruz. Atina'da biz camimizin iadesini istedik. Atina'da müslümanların ibadet edebileceği bir yer yok. 10 yıldır gündemimizde. Maalesef hala oyalanıyoruz. Büyükada'da bir yetimhaneleri vardı, muhteşem bir yer, hemen iade ettik. Gel gör ki Batı Trakya'da benim soydaşımın müftüsünü kendi memuru gibi atıyor. Ben Bartolomeo'yu atıyor muyum?

Bizim taleplerimize evet desinler, biz Ruhban Okulu'nu da açarız.

Andımız, türban
İlkokullarda 'andımız'ın kaldırılmasına ilişkin genelge yayınlandı. Bazı meraklılar partilerinin önünde söylemeye devam edecek. Kılık kıyafet düzenlemesi de yayınlandı. Tüm başörtülü kardeşlerimize sesleniyorum, süreci proveke etmeye çalışanlar olabilir onları da siz uyarın. Bu provokasyona gelmeden inancını yerine getirecekler. Öz yurtlarında parya muamelesi görenlere kendi vatanlarında özgürce yaşayacakları fırsat eşitliğini sunuyoruz.

Andımız ile ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum. İlk ve ortaokullarda ant uygulaması 1933 yılında başladı. Metnin yazarı son derece tartışmalı bir isim doktor Reşit Galip'ti. Bu adam Türkçe ezan metnini yazarlarındandı. Aynı Reşit Galip insanları kafa tasına göre inceleyen biriydi. CHP ve MHP bu uygulamanın tarihini bilmedikleri için kestirmeden bir istismar kampanyası başlatıyorlar. Ant uygulaması bugünün dünyasına denk düşmeyen bir uygulama. 1930-40'larda Hitler ve Stalin zamamında formatlama uygulamaları yapılıyordu bu ona benziyor. Her sabah Türküm diyerek Türk olunmaz, çalışkanım diyerek çalışkan olmaz.

Esad röportajı
Türkiye'den gidip orada Esad'la röportaj yapan medya burada açıklama yapıyor. Oradan aldığınız destek size daha fazla güç mü katacak? Sonra burada açıklama yapıyorlar, zaten siz ondan fazlasını söylüyorsunuz benimle ilgili. Mısır'da askeri cuntanın doğrulttuğu silahlar can almaya devam ediyor.