Baruter ilk değil: Dini dogmaya dokunan linç ediliyor

Penguen’de yayınlanan bir karikatür üzerine gerici basının yaygara koparması ve doğrudan hedef göstererek yayın yapması, Türkiye’de dini dogmalarla mücadelenin yıllardır nasıl bir baskı ile karşılaştığını bir kez daha hatırlattı.

Bahadır Baruter'in Penguen'de yayınlanan bir karikatürü üzerine gerici basının yaygara koparması ve hedef göstererek yayın yapması, Türkiye’de dini dogmalarla mücadelenin yıllardır nasıl bir baskı ile karşılaştığını hatırlattı. Bir çok aydın bu uğurda ya öldürüldü, ya da saldırılara ve tehditlere maruz kaldı.

İşlerine geldiğinde demokratlık taslamaktan hiç çekinmeyen gerici basın, din eleştirilince bir kaşık suda fırtına koparmaktan geri durmuyor. En ufak bir eleştiri yazısı, küçük bir hiciv bile hedef tahtasına oturtulmak için yeterli bir neden olarak görülüyor. Kitleler yazılarla provoke ediliyor ve dogmaları sorgulayanlar hedef gösteriliyor.

Bugün Baruter'e ve Penguen dergisine karşı başlatılan saldırı kampanyasının çok benzerleri geçmişte Türkiye'nin önemli aydınlarını hedef almış, bu kişileri saldırıların hedefi haline getirmişti.

Aziz Nesin: Eşine az rastlanır bir mizah gücüne sahip kalemini emekten ve aydınlanmadan yana kullanan, sözünü esirgemeden söyleyen, ilerici bir yazardı Aziz Nesin. Bu özelliklerinden dolayı her zaman tehdit altında geçen hayatı Sivas olayları sırasında az daha son buluyordu. Sivas’ta katledilen aydınların arasından şans eseri kurtulmuştu. Yobazlar onu orada yakmak, sesini kesmek, kalemini kırmak istemişlerdi.

Aziz Nesin’in Sivas’ta katılacağı etkinlikler daha başlamadan, oraya gelmemesi yönünde tehditler başlamıştı. Aynı günlerde, o zaman muhafazakâr bir sermaye grubuna ait olan TGRT kanalında yayınlanan bir röportajı üzerine tam olarak hedef haline getirildi. Röportajı yapan kişinin tahrik edici soruları üzerine sözünü esirgemeyen Aziz Nesin'in cımbızlanarak çekilen lafları dilden dile dolaştırılarak İslam’a hakaret edildiği öne sürülmüş, bu sürecin sonunda Aziz Nesin'i bahane ederek Sivas'taki Madımak Otelini ateşe veren yobazlar 37 kişiyi katletmişlerdi.

Turan Dursun: Uzun bir süre boyunca müftülük yapan Turan Dursun, hayatının ilerleyen yıllarında fikirlerindeki radikal dönüşüm üzerine dine yönelik eleştirel bir tutum aldı. Hayatının geri kalanını dinsel dogmalarla mücadeleye adayan, bu konuda geride önemli bir külliyat bırakan Turan Dursun 1990 tarihinde öldürüldü.

2008 yılında Ergenekon terör örgütüne üye olmaktan gözaltına alınan Cumnhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk o gün şöyle demişti:

“Turan Dursun, aydınlanma yolunun Türkiye'ye döşenmesi için çalışan fikir emekçilerinden biriydi. Bu yüzden öldürüldü. Eski din adamının aydınlanmasından ve çevresini aydınlatmasından korkan karanlıkçı güçler, çapraz ateşe tuttular eski vaizi...” 7 Eylül 1990 / Cumhuriyet

Bugünlerde demokratlık bayrağını kimseye bırakmayan Zaman Gazetesi’nin yazarı Hekimoğlu İsmail ise bir aydının fikirleri nedeniyle katledilmesinin arkasından şu satırları kaleme aldı:

“…Bu şahıs müftülük gibi vazifelerde bulunmuş, sonra sola kaymış, oradan dinsiz olmuş ve İslam’a olan iftiralarını itim adı altında işlemiş…Sola kayınca din düşmanı olmasının altını çizmek gerek. Turan Dursun, ilmi, inkârına alet ettiği için insanlık adına suç işlemişti. Nasıl ki, gübreden bağlar ve bahçeler neş vü nema oluyorsa.” 7 Eylül 1990 / Zaman

Ahmet Taner Kışlalı: Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Taner Kışlalı aydınlanmanın önemli savunucularından biriydi. 13 Mayıs 1999 tarihli 'Vakit' gazetesinin birinci sayfasında resmiyle ve resminin üzerinde 'Yuh pişkin zorba' ifadesi yazılarak ve çarpı işareti konularak hedef gösterildi. Kışlalı, hedef gösterilmesinden 162 gün sonra 21 Ekim 1999 günü, saat 09.40'da Ankara'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Konca Kuriş:Katliamların tek hedefi ateistler ya da dine mesafeli insanlar da değil. İnanmasına rağmen İslama kendilerinden farklı bir yorum getiren insanlara karşı da son derece saldırgan olabilen bu zihniyet, İslamcı feminist yazar Konca Kuriş’i de vahşice öldürdü. Hizbullah tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan Kuriş'in, İslam’a “çağdaş” bir yorum getirmeye çalışması katledilmesinin nedeni oldu.

Kuriş'in katledilmesine sebep olacak fikirlerinden bazıları şöyle: ‘‘İbadet Türkçe yapılmalıdır. Kadın adet dönemindeyken namaz kılıp oruç tutabilir. Kuran kadınların sadece göğüslerini kapatmasını emrediyor. Kuran'da çarşaf yok. İnsanlar erkeklerin Kuran'da daha üstün olduğu mesajının verildiğine inanıyorlar. Ama böyle bir ayet yok. Kadınlar ve erkekler cuma ve cenaze namazını birlikte kılabilirler.’’

Geçtiğimiz gün yaşanan son örnekte ise karikaturist Bahadır Baruter’in bir karikatürü, hakkında linç kampanyası başlatılması için yeterli görüldü. Pek çok sosyal paylaşım sitesinde hedef gösterilen Baruter hakkında gerici Habervaktim internet sitesinde "Penguen İslam'a saldırdı!" başlığı ile bir haber yayınlandı. Haberde, "Karikatürde 'Allah yok, din yalan' ibaresi gizlice yazılmış, caminin lambaları prezervatif şeklinde tasarlanmıştı" ifadelerine yer verildi.

(soL -Haber Merkezi)