Barış Derneği son gelişmeleri değerlendirdi

Barış Derneği son yaşanan gelişmeleri değerlendiren bir basın açıklaması yayınladı.

Barış Derneği, Patriot füzelerinin yola çıkması, Paris'te 3 kadın siyasetçinin öldürülmesi ve Fransa'nın Mali'ye müdahalesine ilişkin bir basın açıklaması yatınladı.

Barış Derneği tarafından yapılan açıklama şöyle:

Patriotların ve NATO askerlerinin ülkemize gelişi Anayasa suçudur
Anayasanın 92. maddesi açıkca Türkiye'ye yabancı asker girişini TBMM kararına bağlamaktadır. Ortada Meclis’in etrafından dolanmayı mazur gösterecek herhangi bir acil durum, olağanüstü gelişme yoktur. Suriye'nin Türkiye'yi tehdit ettiği ve Türkiye'nin bu tehdide karşı NATO'nun yardımına muhtaç olduğu argümanı inandırıcı olmak bir yana, deli saçmasıdır.

Türkiye'ye füze ve asker gönderen ülkelerde konu parlamentoya giderken, riske bağrını açan ülkemizde hükümet NATO'ya dilekçe vererek işin içinden çıkacağı hayalindedir.

Bu uygulama Meclisi NATO'nun alt organı durumuna sokmaktadır.
Barış Derneği TBMM üyelerini hukuk ve vicdandan kopmamaya davet etmektedir.
Patriot füzelerinin ve NATO askerlerinin gelmesi ve Türkiye'nin hızla Ortadoğu'da bir savaşın içine çekilmesinin faturasını kimse ödeyemez. Hükümeti ve TBMM'de üyesi bulunan partileri uyarıyoruz. Göreviniz savaş tehdidini ülkemizden uzaklaştırmaktır. Yoksa bu ateş önce sizleri yakar.

Barış Derneği Pazar günü Ankara Kızılay'da füzelerin yerleştirilme girişimini protesto eden Türkiye Komünist Partisi kortejine düzenlenen gazlı, coplu polis saldırısını kınamaktadır. Bu savaşın bizim savaşımız olamayacağını düşünen tüm Ankaralıları, Güven Park'ta “Uyumuyoruz! Emperyalizme karşı nöbetteyiz!” çağrısıyla Patriot füzelerinin ülkemize yerleştirilmesine karşı başlatılan nöbeti desteklemeye, açılan standda imzalarını savaşa karşı atmaya çağırıyoruz.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından Gaziantep'te düzenlenmek istenen savaş karşıtı mitingin Valilik tarafından yasaklanması konuyla ilgili bir diğer gelişmedir. Gaziantep Valisi ve bağlı bulunduğu AKP iktidarı barıştan değil savaştan yana olabilir. Ancak bu tür yasaklamaların nafile olduğu kısa süre içinde görülecektir.

Barış Derneği Gaziantep Valiliği’nin yasaklama kararını şiddetle protesto etmekte, düzenleyici kurumları savaşa karşı güçlü bir barikatı yükseltmek üzere inisiyatif almaya çağırmaktadır.

Temeli kanla sulanan barış olmaz
Barış Derneği Paris cinayetlerini kınamakta, öldürülen Kürt kadın siyasetçileri için üzüntülerini dile getirmektedir.

Bu olayın gerçek nedenlerinin ve faillerinin karanlıkta bırakılmak istendiği, artık iyi bildiğimiz bir haberle kendini hissettirdi: Binada güvenlik kamerası yoktu, özel kameralar ise çalışmıyordu!

Kamuoyundaki yorumlar saldırının hükümetle Öcalan arasında başlayan görüşme sürecini sabote etmek için gerçekleştirdiği ortak paydasına sahiptir. Hal böyleyse, yine kamuoyunda yükselen “provokasyona gelmeme” çağrısı anlamlı olacaktır.

Ancak cinayetler süreci baltalamak için değil de, önündeki kimi pürüzleri bertaraf etmek için, sürece yönelik kaygılarını belirten kesimleri tehdit etmek için işlenmişse tehlike büyük demektir. Hal böyleyse, müzakere sürecinde yaşanması kuvvetle muhtemel her pürüzün üstüne “tazyikli kan” sıkılması gündeme gelecek demektir.

Barış Derneği barış diye adlandırılan sürecin siyasal cinayetler, katliamlar, çatışmalar ve göçle süslenmesi olasılığından kaygılıdır.

Fransa'nın Mali'ye müdahalesi emperyalist işgaldir
Fransa'nın Mali'ye müdahalesi ne ülkenin kuzeyinin İslamcılar tarafından kontrol edilmesiyle, ne hükümetin yardım talebiyle mazur gösterilebilir. Fransız Ordusu düpedüz bir işgal harekatı gerçekleştirmektedir. Kaldı ki, bu tür emperyalist saldırıların çoğunluğu benzeri örtülerin ardına saklanılarak gerçekleştirilir.

Fransa ortalama iki yılda bir Afrika kıtasına askeri müdahalede bulunan bir devlettir. ABD'nin bu yıl içinde kıtada 35 ülkeye asker yerleştirmeyi hedeflediğini açıklamasıyla Mali operasyonu arasında bağlantı vardır. Fransa ABD'nin önünün açılması için, 2013'te tetiğe ilk basan olmuştur. Belli ki, arkası gelecek, son yıllarda Afrika'da ekonomik varlığını geliştiren Çin askeri olarak kuşatılmak istenecektir.

Barış Derneği emperyalist Fransa'yı şiddetle mahkum etmektedir. Mali'deki iç sorunların mazeret olarak kullanılması ise tam bir ikiyüzlülüktür. İslamcı çeteler Suriye'de aynı Batı ittifakı tarafından açıkça beslenmekte ve desteklenmektedir. Bu gruplar “Arap Baharı” denen ülkelerde yine Batının desteğiyle yeni iktidarların parçası haline getirilmişlerdir. Aynı ideolojik çizgi Arap Dünyasının, Suudi Arabistan benzeri en arsız Batı müttefiklerinde yıllardır iktidardadır. Bu koşullarda askeri müdahaleyi radikal İslam tehdidiyle gerekçelendirmek inandırıcı olamaz.
Fransa Mali'den elini çekmelidir.

(soL - Haber Merkezi)