Atanan rektör geri alınmaz

Abdullah Gül tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi'ne atanan Mehmet Füzün'ün rektörlüğü mahkemece onaylandı. Füzün, üniversitede kısmi statüde görev yapmasına rağmen görevlendirildiği için, Cumhurbaşkanı'nın kararının yürütmesi durdurulmuş ancak bu kez Cumhurbaşkanı tarafından karara itiraz edilmişti.

soL (HABER MERKEZİ) İstanbul Üniversitesi'nde Yunus Söylet'in göreve getirilmesinin ardından tekrar tartışılmaya başlanan rektör atamalarında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önündeki son pürüz de Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin verdiği kararla aşılmış oldu. Karara göre, rektör adaylıklarında tek kriter, "67 yaşın altında ve profesör unvanına sahip olmak". Cumhurbaşkanı bu kritere uyan herhangi bir adayı, "seçimde aldığı oy" düzenlemesi de olmadığı için, "takdirini" kullanarak atayabiliyor.

Ağustos ayında YÖK'ün Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu üç aday arasından, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'ne rektör olarak Profesör Mehmet Füzün atanmıştı. Füzün'ün, rektörlük seçimini ikinci sırada tamamlamasına rağmen, atanan dört rektörden biri olması üniversitede tartışma yaratmıştı.

Önünde yer alan aday olan Sedef Gidener 1.184 oyun yarıya yakınını alırken, Mehmet Füzün'ün 181 oyla atanması, "ailesinin AKP'li üyelerinin torpili" iddialarına da yol açmıştı. Buna karşılık, Mehmet Füzün, "benim bilgim dahilinde bir torpil söz konusu değil" diyerek konuya "açıklık" getirmişti.

Tartışmaların belki de daha kritik boyutu, Füzün'ün üniversitede "kısmi statü"de görevli olmasıydı. Yani ,aynı zamanda özel muayenehanesinde çalışan Profesör, Cumhurbaşkanı Gül tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi'ne rektör olarak atanmıştı. YÖK kanunu gereğince rektör olarak atanması mümkün olmayan Füzün, atandığı gün muayenehanesini kapadığını ve daimi statü için başvurduğunu açıkladı.

Ankara 15. İdare Mahkemesi'nce tartışmalı atamanın yürütmesi durdurulmuştu. Yaptığı atama durdurulan Cumhurbaşkanı tarafından karara itiraz edilmesi üzerine, bir üst mahkeme, daimi statünün adaylık için değil, rektörlük için gerekli olduğu gibi ince bir kararla meseleye son noktayı koymuş oldu. Atamanın durdurulması, Cumhurbaşkanı'nın kararının ilk kez bir mahkeme tarafından sorgulanması anlamına geldiği için, kimi çevrelerce kabul edilemez bulunmuştu. Gül, konuya ilişkin, daha önce yetkisinden vazgeçebileceği, ama bunun için anayasa değişikliği gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı.