Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru adaleti sağlar mı?

"Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru" uygulamasına yarın başlanacak. Ancak bu durum özellikle son bir haftada yaşananlar göz önüne alındığında AKP-cemaat koalisyonun eline geçen ve bir baskı aracı olarak kullanılan yargıda bireysel başvurunun ne işe yarayacağı sorusunu akıllara getirdi.

Mevcut mevzuata göre yargı yollarının tükenmesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM'e başvurulmadan önce ikincil bir yargı yolu olarak düzenlenen ve 12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilen Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı, "Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamındaki birinin ihlal edilmesi" halinde kullanılabilecek.

Anka’nın haberine göre, Yüksek Mahkeme'nin resmi internet sitesinde yayınlanan bilgilendirme kitapçığında bu çerçeve, "Bireysel başvuru, ek bir istinaf ya da temyiz yolu değildir. Kanun yolunda ortaya çıkan her türlü hukuka aykırılığın giderilmesi değil, ancak Anayasa'da işaret edilen haklardan birinin ihlali iddiası, bireysel başvuruya konu olabilmektedir" denilerek vurgulandı.

Ayrıca kitapçıkta, "Anayasa Mahkemesi, mahkemelerin kararlarını her türlü hukuka aykırılık sorunu açısından inceleyebilecek bir süper temyiz makamı değildir" ifadeleri yer aldı. Türkiye'nin 2011 sonu itibariyle AİHM nezdinde açılmış 20 bin civarında dava ile uğraştığının belirtildiği kitapçıkta, "Avrupa Konseyine üye diğer ülkelerin istatistiklerine bakıldığında, iç hukukunda etkin bireysel başvuru yolu bulunan ülkeler aleyhine açılmış AİHM önünde çok az sayıda dava olduğu görülmektedir" değerlendirmesine de yer verildi.

Bireysel başvuru şartları
Bireysel başvuru hakkının kullanılması için kişilerin, "Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlalinden dolayı mağdur olduğunu iddia etmesi" gerekiyor.

Bu kapsamda, yaşama hakkı, işkence ve eziyet yasağı, zorla çalıştırma yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği, hak arama hürriyeti, suç ve cezaların kanuniliği, özel hayata, aile hayatına, konut ve haberleşmeye saygı, düşünce, din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, toplantı ve örgütlenme hürriyeti, mülkiyet hakkı, serbest seçim hakkı, temel hak ve hürriyetlerin korunması, eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi, eşitlik ve etkili başvuru hakkı gibi haklar sayılıyor.

Bunun dışında bağlayıcı nitelikte olmayan genel direktifler, kurum içi görüş bildirimleri, bilirkişi raporları ile kanun, içtüzük gibi yasama işlemleri ile tüzük, yönetmelik gibi idarenin düzenleyici işlemleri ve Anayasa'nın yargı denetimi dışında bıraktığı (Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler, Yüksek Askeri Şura'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma işlemleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararları gibi) işlemler, bireysel başvuruya konu edilemiyor. Yabancılar, seçme ve seçilme hakkı gibi Türk vatandaşlarına tanınan haklar nedeniyle, sendika, dernek gibi özel hukuk tüzel kişileri de üyelerine yönelik hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvuramayacak. Kamu tüzel kişilere ise hiçbir şart altında bireysel başvuru hakkı tanınmıyor.

Bireysel başvuru süreci
Yapılan bireysel başvuruların kabul için ilk incelemesi, Anayasa Mahkemesi bünyesindeki ikişer üyeden oluşan "komisyonlar" tarafından, esas incelemesi ise bir başkanvekili başkanlığında dört üye ile toplanan "bölümler" tarafından yapılacak. Bununla birlikte bazı hallerde bölümler, başvuruların kabul edilebilirliği konusunda da inceleme yapabilecek. Bireysel başvurular, "Bireysel Başvuru Formu" kullanılarak veya başvuru formunda bulunması gereken bütün bilgileri içeren ve aynı şekildeki bir dilekçeyle yapılacak. Toplamda ekleri hariç 10 sayfayı geçmeyecek başvuru formlarının sayfa sayısı belirtilenden fazla ise başvurucular en fazla 10 sayfalık bir özet ekleyecek.

Formlar Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesinden edinilebilecek. Başvuruda form ve başvuru harcının ödendiğine dair belge ile başvuru için belirtilen diğer belgeler bir dosya halinde sunulacak. Başvurucu gereken belgelere yaptığı başvurulara rağmen ulaşamıyorsa, Anayasa Mahkemesi, ilgili kurum ya da kuruluştan söz konusu bilgi ve belgeleri resen talep edebilecek. Mahkemeye yapılan başvuru belgelerinde başvurucunun kimlik bilgilerini gizlemesi mümkün olmayacak, bu şekilde yapılan başvurular kayda alınmayacak. Buna karşın başvurucu daha sonraki aşamalarda yalnızca kamuya açık olan belgelerde kimliğinin gizli tutulmasını talep edebilecek ve bu talep başvuruyu karara bağlayacak olan komisyonlar ya da bölümlerce değerlendirilecek.

Harcı ödeyemeyene adli yardım hakkı
Bireysel başvurularda Harçlar Kanunu'na bağlı tarifede belirtilen bireysel başvuru harcının yatırılması gerekecek. Bireysel başvuruda bulunan kişi, harcı ödeyecek ekonomik gücünün bulunmaması halinde adli yardım talebinde bulunabilecek. Bu talep de bölüm ve komisyonlarca karara bağlanacak. Bireysel başvuruda bulunmak için Harçlar Kanunu'nun ilgili tarifesine göre 172,5 TL'lik harcı yatırmak gerekiyor.

Bireysel Başvuru süresi
Mevzuata göre Anayasa Mahkemesi, "23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları" inceleyebilecek. Bu tarihten önce kesinleşen kararlarla ilgili başvurular reddedilecek. Bireysel başvuru, kanunlarda zorunlu idari ve yargısal başvuru yolları öngörülmüşse, bu yolların tamamının "tüketildiği tarihten"(kesinleşmiş kararın kişiye tebliğ ya da tefhim tarihi), başvuru yolu öngörülmemişse "ihlalin öğrenildiği tarihten" itibaren 30 gün içinde yapılabilecek. Başvurunun süresinde yapılmaması, bireysel başvuru formu ve eklerinin gerekli şekil şartlarını taşımaması veya tespit edilen eksikliklerin verilen kesin sürelerde tamamlanmaması hallerinde başvurunun idari yönden reddine karar verilebilecek. Başvurucu ret kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde Anayasa Mahkemesine itirazda bulunabilecek.

Bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler aracılığıyla da yapılabilecek. Mahkemelere ya da yurt dışı temsilciliklerine teslim edilen başvuru formları gerekli kayıt işlemleri yapıldıktan sonra elektronik ve fiziki ortamda Anayasa Mahkemesine ulaştırılacak. Mektup, telgraf ya da elektronik iletişim araçları kullanılarak başvuru yapılması ise mümkün olmayacak. Anayasa Mahkemesi, başvuruları sadece tarih itibarıyla geliş sırasına göre değil, önem ve aciliyet gibi özelliklerini de dikkate alarak inceleyecek, ihlal tespit ederse bunun ortadan kaldırılması için alınması gerekli tedbirlere hükmedebilecek.

Başvurular, bölümler tarafından dosya üzerinden incelenirken, gerekli görülmesi halinde duruşma yapılmasına da karar verebilecek. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruların incelenmesi esnasında istisnai de olsa tanık dinleyebilecek, bilirkişi atayabilecek veya keşif yapılmasına karar verebilecek. Anayasa Mahkemesi komisyonlarının ihlal kararı vermesi durumunda, bunun giderilmesi için yapılması gerekenler belirtilecek. Yüksek Mahkemenin esasa ilişkin kararlarında hak ihlali tespit etmesi durumunda, öncelikle bu ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olup olmadığına karar verecek. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar yoksa başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedilebilecek. Yeniden yargılamaya hükmedildiği durumlarda, dosya ilgili mahkemeye gönderecek. Bölüm tarafından verilen pilot karar niteliğinde ya da içtihadın ortaya konulması açısından ilkesel önemi olan kararlar Resmi Gazete'de yayımlanacak.

Kötü niyetli başvuruya 2 bin TL ceza
Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularda verdiği kararlar kesin olacak ve bunlara karşı itiraz edilebilmesi mümkün olmayacak. Başvurucunun bireysel başvuru hakkını istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla kötüye kullanması halinde başvuru reddedilecek ve başvurucunun yargılama giderleri dışında, 2 bin TL'den fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilebilecek. Bu cezaya karşı da itiraz yolu kapalı olacak.

Bireysel başvuru adaletsizliğin önüne mi geçecek?
Diğer taraftan AKP’nin yargıyı eline geçirmek üzere hazırladığı 12 Eylül referandum paketiyle birlikte yasalaşan “bireysel başvuru” düzenlemesinin, adaletin sağlanması konusunda herhangi bir katkı sunacağını söylemek çok zor.

12 Eylül referandumunun ardından yargının AKP-cemaat koalisyonun eline geçmesiyle birlikte, yargıda hukuksuzluğun iyiden iyiye “normal” bir durum haline geldiği görülüyor. Son bir haftada yaşanan örneklere bakmak bile bunun için yeterli. Örneğin, Balyoz davasından çıkan skandal karar yargının, hükümetin elinde nasıl bir baskı aygıtı haline dönüştüğünü göstermektedir.

Yine, geçen hafta gözaltına alınan Grup Yorum üyelerine polis tarafından uygulanan işkence basına yansımıştı. Grup üyelerinden gözaltındaki Selma Altın’ın kulak zarının patlatılmış ve grubun kemanisti Dilan Balcı’nın parmakları kırılmıştı. İşkenceye maruz kalan grup üyelerine yurt dışı yasağı ve ev hapsi cezaları verilmişti.

Bununla birlikte, AKP’nin gerici ve piyasacı 4+4+4 eğitim kanunun bazı maddelerinin iptaline yönelik açılan dava, 12 Eylül referandumu ile birlikte iktidarın eline geçen Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmişti.