AKP Genel Başkanı Davutoğlu konuştu: Cumhurbaşkanımızla beraber yürüyeceğiz

AKP Genel Başkanlığı'na seçilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuşmasına başladı. Erdoğan'a teşekkürlerini sunan Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımız da bizimle yürüyecek" dedi.

AKP olağanüstü kongresinde Genel Başkanlığa seçilen Ahmet Davutoğlu konuşmasına selamlamalarla başladı.

AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Cumhurbaşkanımız konuşmaları esnasında bir veda kongresinden bahsettiler, bu bir veda kongresi değil bir vefa, ahitleşme kongresidir, bu miras bizim şerefimizdir ve sonuna kadar korunacak.

Son 12 yılda kazanılan özgüvenimizi 2013'te hedef ettiler. Gezi olaylarının, 17 Aralık ve 25 Aralık kumpaslarının millete kazandırdığımız özgüveni yıkmaktı. Rüya görüyorlar dediler, doğru biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın.

Milletin adamı Cumhurbaşkanlığı makamında ama milletin adamları tükenmeyecek. Yeni Türkiye'nin ikinci önemli alanı çözüm sürecidir. Devletler ve milletler ancak aidiyet bilinciyle ayakta durur. Devlet bir grup vatandaşını dışlamışsa, ötekileştirmişse o andan itibaren devletin ayağa kalkması milletin sükun bulması mümkün değildir. AK Parti iktidarlarına kadar ötekileştirilenler, baskıya maruz kalanlar oldu. İktidarımızın en büyük baaşrısı milletimizi tek bir yürek, tek bir güç haline getirmiş olmasıdır. Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar, fitne tohumları yokolana kadar bize uyku haramdır.

Bizim iktidar olduğumuz ülkede kimse bir daha ötekileştirilemeyecek. Eşit vatandaşlık hukuku daima önde ve temel ilke olarak benimsenecek. Mezhebi bir tavır söz konusu değildir, Alevi, Sünni kardeşlerimiz bu toprağın asli unsurları olarak kalacak, inanç ve fikir özgürlüğü bize emanet edilmiştir.

Suriye'de, Irak'ta bunalım var. Bu kavimler sıkıntıyla karşılaştığında Anadolu kucağına sığınıyor. Allah şahittir ki bu topraklara gelen kim olursa olsun bu topraklarda asli unsur olarak karşılanacaklar ve ağırlanacaklar. Bizim tarihimiz merhamet, şefkat tarihidir.

Düşünce özgürlüğü AKP teminatı altındadır ama her özgürlük de bir sorumluluk gerektirir. Basın ve ifade özgürlüğü basın ahlakını gerektirir. İnanç özgürlüğü diğer inançlara saygıyı gerektirir. Biz özgürlükleri yeni bir ahlaki formasyonla buluşturuyoruz.

Özgürlük alanlarının genişletilmesi, demokrasinin kökleşmesi anlamında edindiğimiz mirası hatlara taşımaya kararlıyız. Demokrasi ancak millet iradesini hayata geçirdiği zaman demokrasi niteliği taşır. Sandık dışında demokrasi varmış gibi tavır takınanlara cevabım bu millet özgürlük alanları daraldığında sandığı bekledi, hiç heveslenmesinler, sandığı namusu gören milletin emanetine sahip çıkacağız

Yeni Türkiye'de devlet de hükümet de milletin emridir. Amir olan millet, memur olan devlettir. Devlet millet iradesini kullanarak denetlenebilir.

Cumhurbaşkanımızın "emanet" dediği mesele, demokratikleşme hamlesinin en ileri düzeye ulaşması için, demokrasimizin AB standartları ötesine geçebilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa özgürlükçü ve demokratik karakteriyle Türkiye'nin önünü açacak. İnşallah 2015 seçimlerinde anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olacağız ve ilk defa Türkiye cumhuriyetinde millet tarafından seçilenlerin anayasasına sahip olacağız.

Hiç heveslenmesinler, Cumhurbaşkanımızla birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz.

İstiyorlar ki Gezi olaylarından bu yana kriz çıksın, ekonomi tarumar olsun. Hiçbir şekilde kim ve ne niyetle olursa olsun devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz.

Paralel devlet yapılanmasıyla bürokrasiyi ele geçirmek, siyasi otoriteye şantaj yapmak açık bir ihanettir, bu otoriteyi kullanmak isteyen bürokrasi sıfatından, emniyet, yargı mensubundan çıkacak ve halkın önüne geçip oy isteyecek. Ama bunlar ter dökmeden devleti ele geçirmek isteyen zihniyettir, bundan sonra bürokrasiyi kontrol etmek suretiyle ister cunta heveslileri, loca mahfilleri, paraleller devletimize nüfuz edemeyecek.

Siyasetle ve siyasete hakim olmak için yargı mensupları devreye girdiklerinde bu millet büyük felaketler yaşadı, bizler bir daha Osmanlı devletinin başına gelen felaketin türkiye cumhuriyetinin başına gelmesine izin vermeyeceğiz.

İşadamaları, sanatçılar, siyasiler, muhalefet ve iktidar dinlendi. Devletin sırlarına sızıldı, hedef darbe benzeri yargıları tekrar kurmaktı. 12 Ekim'de HSYK seçimleri var öyle hava estiriliyor ki sanki Cumhurbaşkanı seçimlerinden daha önemli. HSYk seçimlerine girecek yargı mensuplarına sesleniyorum: Yargının tek bir çevrenin otoritesine girmesine izin vermeyin, yoksa siz mağdur olursunuz. Farklı siyasi görüşler varsa kendilerini temsil imkanı bulduğu HSYK oluşmalıdır.

Dikey değil yatay mimariyi şehirlerimizde egemen kılacğaız. Küresel şehirler haline getireceğiz, İstanbul da bir semboldür. İstanbul bir BM şehri olarak insanlığın uğramadığında kendisini kayıpta hisseteceği, iktisadi faaliyetlerin yürüdüğü dünya şehri olacak ve diğer şehirlerimiz de bu dönüşümden faydalanacak.

2001'in hasta adamından 2014'ün sağlık ekonomiye gelme yolu rasyonel bir ekonomik politikadan geçer. İMF defterini kapatmış Türkiye Cumhuriyeti devleti var. İkinci büyük sıçramanın eşiğindeyiz. Ekonomik gücümüzün kaynağı insanımız ve coğrafyamızdır. Bize yüz milyarlarca Euro veren yok.

Bir ülkede demokrasi varsa ekonomik aktivite garanti altındadır. Gerek objektif hukuk kuralları, girişim özgürlüğü ile dış yatırımı çeken eşikteyiz, yeni kaynaklara yöneleceğiz. Enerji ve cari açığa karşı da hem coğrafyamızdan ve nitelikli insan kaynağımızdan faydalancağız. Önümüzdeki dönemde 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisine gireceğiz inşallah.

Bizim dış politikamız insani, vicdani diplomasiye dayanır. Bizden yardım isteyenlere Allah ulaşma kudreti versin. Devleti öyle kudretli yapsın ki ismimizin anıldığı yerde zulme imkan kalmasın. Mazlumlara şefkat olan kudrete Türkiye devletini kavuştursun.

Türkiye'de yaşayanlar Türkiye'de yaşamanın ne anlama geldiğini bilmiyor. Arakan'a, Balkanlara, Somalilere sorun. Türkiye onlar için her derde deva olacak güçte.

Al bayrağı dalgalandırdığımız hiçbir mevziden geri çekilmeyeceğiz. Ümitlerini bize bağlamış hiçbir kardeş halkı yalnız bırakmayacağız. Bizim görevimiz ayağa kalkmaktır. Ayağa kalkan bu milleti kimse geri götüremeyecektir.

Hedef "Ya İstanbul'u ben alırım ya da İstanbul beni alır" diyen Fatih sultan Mehmet zihniyetindeki İstanbul'dur. Kutsal hicret yolundaki maneviyatımız bulur. AK Parti'nin hedefi adaleti ikame etmektir. Cumhurbaşkanımızın bıraktığı miras bizim şerefimizdir, sonuna kadar koruyacağız. Biz tarihi mirasın emanetçisiyiz, varoluş sebebimizdir. Allah bu uğurda gayret sarfetmiş olan tüm AK Parti mensuplarının yar ve yardımcısı olsun.