AKP dindar ve kindar ama asıl ucuz nesil yaratacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, eğitimdeki 4+4+4 değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bakandan çocuklara yeni gelecek tahayyülü: Ara eleman olarak hemen tezgâhın başına geçin.

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve 8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitimi kaldırarak yerine 12 yıllık zorunlu fakat kesintili eğitimi getiren yeni eğitim sistemi, kamuoyunun tepkisine rağmen hükümet tarafından zorbalıkla komisyondan ve Meclis'ten geçirilmişti.

AKP iktidarı, 4+4+4 eğitim sistemine de her zaman yaptığı gibi tarihi yeniden kurgulayarak ve monşerler/cumhuriyet elitleri ile Müslüman halk suni düalizmine dayanarak meşruiyet kazandırmaya çabalamıştı. Bu bağlamda, AKP anlamsız katsayı uygulamasına maruz kalan orta öğretimde on beş yıl süren çöküş dönemi olarak tanımladığı 8 yıllık kesintisiz eğitimi “1997 dayatması” olarak sunup, bunu da 28 Şubat’a bağlamıştı.

Oysa bir yanıyla eğitimin gericileştirilmesinde kritik bir adım olan 4+4+4 sistemine, bir yandan da serbest piyasa ekonomisine dayalı olan iktisadi yapıya uygun olarak örgütsüz, güvencesiz, esnek çalışmanın yayınlaştığı emek piyasasına çocuk işçilerin kolaylıkla girmesinin de aracı olarak karşı çıkılıyor. Bu bağlamda, çocukların çok erken yaşta meslek seçmek zorunda bırakan bu sistem, özellikle yoksul çocukları erken yaşta çırak olmaya teşvik ettiği gerekçesiyle de eleştiriliyor.

Kendi tabanına dinin ve kininin davacısı olarak dindar nesiller yetiştireceği sözü veren AKP, aynı zamanda bir üst yapı kurumu olan eğitim sistemini piyasacı, sermaye hegemonyasına dayanan iktisadi yapıya göre yeniden düzenliyor. Böylece, 4+4+4 eğitim sistemi ile çıraklık için aranan ''14 yaşını doldurmuş, en az ilköğretim okulu mezunu olmak (yani, 8 yıllık temel eğitimini tamamlamış olmak)'' şartı revize edilerek patronlara ucuz iş gücü sağlanıyor.

Ancak bu eleştirileri haksız bulduğunu her fırsatta dile getiren AKP, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in 4+4+4 değişikliği hakkında yaptığı açıklamalar ile temel hedefini ortaya koymuş oldu.

Bakan Çelik’ten çocuklara ara eleman olarak hemen tezgâhın başına geçme imkânı
Gençlerin mesleki eğitiminin büyüyen Türkiye için ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, “Bu nedenle örgün eğitimde mutlaka bir değişime ihtiyaç var idi. Bu yönlendirmeyi getirecek, ara eleman sorununu çözecek ve olması gerektiği yaşta da bir mesleğe yönlendirmesi gerçekleşmiş olacak' şeklinde konuştu.

Çelik, "Yeni uygulama ile gençlere mesleki kazanımlar sağlanacak. Türkiye'de bildiğiniz gibi bir ara rejim döneminde kesintisiz eğitim uygulaması devreye sokuldu. Bunun aslında sancılarını son 10-15 yıldır çok daha net bir şekilde gördük' dedi.

Eğitim-istihdam arasında ilişkinin bugünün Türkiye'sinde uyumlu olmadığını dile getieren Çelik, “Sanayi, ticaret odalarımız ve organize sanayi bölgelerimizde meslek liseleri açılarak bizzat şu anda günümüzün koşullarına, teknolojisine uygun eğitimler verilecek, teori ile pratiğin buluştuğu alanlarda meslek okulları, liseleri görev yapacak. Böylece okulunda diplomasını alır almaz eğer diliyorsa ara eleman olarak hemen bir tezgâhın başına geçme imkânı bulmuş olacak" ifadelerini kullandı.

Bugün Türkiye'de kayıtlı 2 milyon 600 bin işsizin olduğunu hatırlatan Bakan, bunların da 3'te 2'sinin bir meslek sahibi olmadığını ve 4+4+4 ile gençlerin bu dezavantajlı durumdan kurtulmasını sağlayacağını belirtti.

Bakan Çelik’in yaptığı bu açıklamaları, AKP iktidarının dinci ve kinci retorik ile süslenmiş yeni eğitim sistemi ile işsizlik ve istihdam sorununu emek piyasasına ucuz işgücü olarak girecek çocuk işçiler üzerinden çözme girişiminin itirafı olarak değerlendirilmesine yol açtı.

Zaten var olan çocuk işçiliği yaygın hale gelecek
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü DİSK Araştırma Enstitüsü’nün Türkiye İstatistik Kurumu Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999, 2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO 2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırmasından elde edilen sonuçları kullanarak çocuk işçiliği ile ilgili bir rapor yayımlamıştı. Rapora göre dünyada her 5 çocuktan biri, Türkiye’de ise her iki çocuktan biri çalışımakta.

DİSK-AR, araştırmasında ev içinde çalışan çocuk sayısında artış olduğunu ve kötü şartlarda çalışan çocukların toplam çocuk istihdamındaki payının arttığını ifade etmişti.

DİSK-AR’ın raporuna göre Türkiye’de istihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocuk sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 7 milyona ulaştı. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) oranı yüzde 49 tespit edilmişti.

Çocuk emeği ev içine kayarken çocuk işçiliğinin yaygın mekânları sanayi ve ticaret alanları olarak ortaya çıkmakta. Bu durumu sanayide artan çocuk işçisi sayısının kanıtı niteliğinde. Çocuk istihdamında sanayinin payı 1994’te yüzde 16 iken, bu oran 2006 yılında yüzde 28’e yükselmişti.

Söz konusu raporunda yayımlanan veriler, çocuk işgücünü fiiliyattaki varlığını gözler önüne sermekte. Bu çerçevede değerlendirilmesi gereken Bakan Çelik’in 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yaptığı açıklamalar, uygulamada var olan çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılarak esnekleşmiş ve kuralsızlaşmış emek piyasasının egemen kılınacağının ve geleceksizleştirilmiş yeni nesiller yaratılacağının itirafı niteliğinde.

(soL-Haber Merkezi)