AKP cinayetten sıyrılma derdinde

Hrant Dink davasının bugünkü duruşmasında, mahkemenin, Yargıtay’ın “örgüt var” kararına uyup uymayacağını açıklaması bekleniyor. Kamu görevlileriyle ilgili soruşturmayı yürüten savcının değiştirilmesi, AKP’nin cinayeti sadece Cemaat’e yıkarak aklanmaya çalıştığı ihtimalini güçlendiriyor.

Selin Asker- soL
Yargıtay’ın “örgüt var” lehinde kararı bozmasının ardından yeniden görülmeye başlanan Hrant Dink davasının bugün yapılacak 5. duruşmasında mahkemenin Yargıtay kararına uyup uymayacağına ilişkin kararını açıklaması bekleniyor. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması sonucu davanın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan dava İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edecek.

Mahkeme, Albay Ali Öz’ün “Dink’in öldürülmesinde ihmal” suçundan yargılandığı Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ve cinayetin tetikçisi Ogün Samast’ın “terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılandığı İstanbul 2. Çocuk Mahkemesi’nin ana davayla birleştirmesi taleplerini ele alacak. Her iki mahkeme de dava dosyalarının ana davayla birleştirilmesi taleplerine, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması sonucu davaların hukuki ve fiili irtibatında yasal engelleyicinin kalmadığı gerekçesini göstermişti.

Cemaat'e mi yıkılacak?
Mahkemenin geçtiğimiz duruşma kamu görevlilerine ilişkin yürütülen soruşturmanın ne aşamada olduğuna dair talep ettiği bilginin de bugün mahkemeye gelmesi bekleniyor. Soruşturmayı yürüten savcı Muammer Akkaş’ın 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Tekirdağ’a atanması sonucu yerine savcı Murat İnam getirilmişti. HSYK kararıyla yapılan atamalar sonucu göreve getirilen ve Ergenekon soruşturmasını da üstlenen savcı Murat İnam’ın henüz Dink cinayeti soruşturmasının seyrine ilişkin gözle görülür bir gelişme kaydetmediği biliniyor.

Ancak AKP iktidarının cemaatle kavgasından ötürü şu an hedefinde olan cemaatçi eski polis şefleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer gibi birçok ismin cinayetteki rollerini kullanabileceği ve böylece iktidarın yalnızca cemaatin işlediği bir cinayet olarak göstererek cinayetteki sorumluluğunu gizleyebileceği ihtimalleri üstünde duruluyor. Dava sanığı Erhan Tuncel de “uzun tutukluluk süreleri” hakkında yapılan yasal düzenleme sonucu tahliye edilmeden önce, 3 Aralık tarihinde yapılan duruşmada ilk kez Ramazan Akyürek’i suçlayarak, “Soruşturmanın genişletilmesine engel olmuştur” demiş, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı da kollayarak “Olaydan bilgileri yoktur” şeklinde konuşmuştu.

AKP ve Cemaat cinayet ortakları
Dink ailesi avukatları da geçtiğimiz duruşma yaptıkları açıklamada iktidar kanadından kimi isimlerin de cinayette sorumluluğu bulunduğunu belirtmiş, “Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer tartışmasız şekilde Dink cinayetinin işlenmesinde sorumluluk sahibidirler. Ancak Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan kişiler Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile sınırlı değildir” diyerek Muammer Güler, Celalettin Cerrah’ın yanı sıra Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul ve Trabzon Bölge Başkanlığı’ndan isimlerin de yargılanması gerektiğini vurgulamıştı.

Dink ailesi avukatları bugünkü duruşmada cinayete ilişkin diğer davaların ana davayla birleştirilmesini ve soruşturmanın genişletilmesi taleplerinde bulunacak.