AKP cezaevindeki tecavüzü 'önlemek' için tecrit uygulayacak!

Pozantı Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlü çocuklara yapılan taciz, tecavüz ve işkence skandalının ardından Adalet Bakanlığı cinsel istismarı önlemek için çocukların geceleri tek başlarına kalmasına karar verdi. Ancak cezaevlerindeki asıl sorun bundan çok farklı…

Pozantı cezaevinde tutuklu ve hükümlü çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemek için AKP usulü çözüm önerisi: “Çocukların geceleri tek başlarına, gündüzleri ise beraber olacaklar.” Bu kapsamda Diyarbakır, Tarsus ve Kayseri’de inşa edilecek yeni çocuk kapalı cezaevlerinde yeni bir sistem kurmaya hazırlanıyor.

Geceleri tek, gündüzleri beraber olacaklar
Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Lıcalı’nın haberine göre, Pozantı Cezaevi’nde çocuk hükümlülere yapılan cinsel istismar ve işkence skandalının ardından Adalet Bakanlığı, bazı “tedbirleri” yaşama geçirme kararı aldı. Haberde yer verilen tedbirler, çocukların cezaevlerinde yaşadığı sorunların sadece bir kısmının görüldüğünü ortaya koyarken, yapılan çözüm önerisi ise AKP'nin bakışını net şekilde ortaya koyuyor.

MHP Milletvekili Alim Işık’ın konuyla ilgili soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Pozantı skandalının ardından Adalet Bakanlığı’nın 2012-2017 yatırım programı kapsamında Diyarbakır, Tarsus ve Kayseri’de çocuk kapalı ceza infaz kurumları, İstanbul, İzmir ve yine Diyarbakır’da çocuk eğitim evlerinin yapımının planlandığını kaydeden Ergin, söz konusu kurumların müstakil tuvalet ve banyosu bulunan tek kişilik odalardan oluşacağını belirtti.

Ergin, yeni kurumlarda hükümlü ve tutuklu çocukların gündüzleri diğer çocuklarla birlikte ortak yaşam alanları ile eğitim ve iyileştirme amacıyla oluşturulan bölümler olacağını ifade etti. Hükümlü ya da tutuklu çocukların cinsel istismara karşı geceleri tek kişilik odalarda tutulması yönündeki çalışma, çocukların kısmen tecrit edileceği yorumlarına neden oldu.

Çocukları 'çocuklardan' koruyorlar ya diğerlerinden...?

Düzenlemenin hedefinde açık biçimde çocukları 'çocuklardan' koruma fikrinin yattığı ortadayken asıl sorun bunun çok daha ötesinde. Pozantı örneğinde açık şekilde görüldüğü üzere "siyasi suçlu" olarak cezaevine giren çocuklar, tecavüz suçlusu olarak cezaevinde bulunan ve yaşları diğer çocuklara göre oldukça büyük olan 'çocuklarla' aynı koğuşa konuluyor ve tecavüz olayları böylece bizzat cezaevi yönetiminin eliyle organize ediliyordu.

Bunun için Pozantı cezaevindeki F.G.’nin şu sözlerini hatırlamak yeterli:

“… Bize zorla halay çektirdiler. Kış olmasına ve çırılçıplak olmamıza rağmen üzerimize tazyikli su sıkıyorlardı bir yandan da. Askerler bizi iyice dövdükten sonra gardiyanlara teslim ettiler. Gardiyanlar da demir paspaslarla her yerimize vurdu. O an çığlıklar atıyorduk. 'Ne olur bizi dövmeyin' diye yalvarıyorduk.”

"Pozantı Cezaevi’ne ilk girişte de gardiyanlar tarafından çok kötü şekilde dövüldük. Sonra koğuşlara dağıtıldık. Müdür yanıma geldi. 'Özgür’ün yanına vereceğim sizi haa, Özgür’ün neler yapacağını biliyorsunuz' sözleriyle tehdit ediyordu. B1 koğuşuna verdiler, dört kişi vardı. Herkes bu koğuşta kalan Özgür adlı çocuktan çok korkuyordu. Çok pislik biriydi. Özgür çocuk değildi ancak yaşı kimlikte küçük göründüğü için Pozantı’ya alınmıştı. Mersin Cezaevi’nden getirilmişti. Sapık olduğunu söylüyordu diğer çocuklar, gardiyanlar. Bir gün gündüz saat beşti sanırım. Yukarıya çıktım uzandım. Özgür beni elle taciz etti, sonra da tecavüz etti. Karşı çıktım, direnmeye çalıştım ama benden çok güçlüydü. Bu olayı anlattığım takdirde öldüreceğini, adımı i.neye çıkaracağını söyledi. ‘Burası benim elimde, kimseye bir şey anlatma’ dedi.”

(soL - Haber Merkezi)