ABD eski büyükelçilerinden Erdoğan yorumu: 'İslami Franco'

ABD'nin eski büyükelçileri Abramowitz ve Edelman başkanlığında Türkiye'ye ilişkin hazırlanan raporda, Başbakan Erdoğan için 'İslami Franco' benzetmesi yapıldı. Raporda Erdoğan'ın meşruiyetinin delindiği kaydedilirken, cumhurbaşkanlığı için aday olamayacağı ifade ediliyor.

ABD'nin eski büyükelçilerinin hazırladığı raporda Başbakan Erdoğan'a ve Türkiye'ye ilişkin önemli değerlendirmeler yer alıyor. Raporda Erdoğan'ın gücünü korumak için Çankaya'ya aday olmayacağı söylenirken, Türk-Amerikan ittifakı için bir risk olduğu ifade ediliyor. Gezi Parkı protestoları ve yolsuzluk skandalları ile Başbakan Tayyip Erdoğan'ın meşruiyetinin delindiği ifade edilirken, Erdoğan için “seçilmiş bir sultan” ve “İslami Franco” ifadeleri kullanılıyor.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, ABD Türkiye’deki artan siyasi krizi mercek altına alırken, eski Türkiye büyükelçilerinden Morton Abramowitz ve Eric Edelman’ın başkanlığında hazırlanan raporda Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin ABD’nin istikrarlı bir müttefiği olamayacağı ve ilişkiler için risk oluşturacağı belirtiliyor. Raporda, ilişkilerin geleceği için de ABD’nin çıkarları örtüştüğü müddetçe ittifak yaptığı Suudi Arabistan ve Pakistan ile ilişkilere benzeyeceği yorumu yapılırken, Türkiye’nin dış politikaya da yoğunlaşamayacağı ve ABD için bir probleme dönüşeceği analizi yer alıyor.

ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Partilerüstü Politika Merkezi’nin (BPC) “Türkiye’nin Yerel Seçimleri” başlığıyla yayınladığın raporun satır başları şöyle:

'Meşruiyeti delindi, cumhurbaşkanı olamaz'
Erdoğan’ın meşruiyeti Gezi Parkı protestoları ve yolsuzluk soruşturması ile delindi. Bu trendi tersine çevireceğine inanmak için bir neden yok. Başbakan olarak kalma ihtimali her zamankinden daha fazla. Cumhurbaşkanı olmak isteseydi, internet, HSYK ve MİT yasaları çıkarılmazdı.

'İki yılını Gül'ü zayıflatmaya harcadı'
Erdoğan’ın gücü 2010’dan bu yana düşüşe geçti. Kendisini iktidara taşıyan koalisyonları ve kendisini destekleyen liberalleri kaybetti. Erdoğan, son iki yılını eski rakibi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün pozisyonunu zayıflatmaya harcadı. Türkiye’yi büyüyen bir ekonomiden, kırılgan bir ekonomiye dönüştürdü. Türkiye’nin eski imajını lekeledi. O zamandan beri Erdoğan, seçilmiş bir sultan veya İslami Franco.

'Erdoğan dışarıda kalacak'
Erdoğan’ın yönetimde kalma anlayışı, baskıcı ve otoriter bir model. Bu son 10 yılın kazanımlarına zarar verecek. Açıkçası, bu tip adımlar Batı güçlerini olduğu gibi uluslararası marketleri de uzaklaştıracak. Güce daha fazla asıldıkça, tutunduğu şey o kadar çabuk elinden kayacak. Erdoğan neticede dışarıda kalacak. Önemli soru ise bu süreçte Türkiye’ye ne kadar zarar verecek?

'İrrasyonel davranışlar...'
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması için Gül’ün kenara çekilmesi gerekir. Gücünü toplamaya yönelik her adımı ile Erdoğan, kendi tabanında olduğu kadar, toplumda da meşruiyetini ve desteğini yitirdi. Artan irrasyonel davranışları, dünyayı “komplo” ile gören anlayışı, eski siyasi müttefikleri tarafından da sorunlu görülmesine neden oldu. Karşı karşıya kaldığı güçlükler göz önüne alındığında Erdoğan, gücünü ve siyasi kariyerini ancak başbakan olarak sürdürebilir. Bu hesap, sadece 30 Mart’tan çıkacak çok güçlü bir gösterge ile değişebilir.

'Gül, çapraz ateşten kaçındı'
Siyasi kriz, Gül’ün AKP’nin liderliği devralma şansını azalttı. Bir güç göstermedi, yol gösterici olmadı, çapraz ateş arasında kalmaktan kaçındı. Antidemokratik olduğu kadar Gülen hareketini yıkmayı hedefleyen yasaları onaylayarak, hem hareketin hem de liberallerin güvenini kaybetti. Gül, yeniden cumhurbaşkanı olarak seçilmek için çabalayacaktır.

'Erdoğan darbe aldığının farkında'
Erdoğan yerel seçimleri bir referanduma dönüştürmeye çalışıyor. Ancak böyle görülmemeli. Erdoğan, yüzde 40’ın üzerinde oy alması durumunda, bunu yolsuzluk iddialarının aklanması olarak sunacak. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerindeki daha büyük çatışmaların işareti olacak. Erdoğan da darbe aldığının farkında. 2011’deki gibi yüzde 50 oy alamaz. CHP’nin yüzde 30’un üstünde, AKP’nin de yüzde 40’ın altında oy alması halinde ise oyuncular değişebilir.

'Erdoğan yönetimi uzadıkça ABD için risk büyür'
Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu durum ABD için endişe kaynağı. Erdoğan kontrolünde, daha otoriter ve İslamcı bir Türkiye, ABD için daha az güvenilir ve daha az istikrarlı bir müttefik olacaktır. Erdoğan yönetimde daha uzun kaldıkça, kırılgan olan Türk-Amerikan ittifakı için risk büyüyecektir.

'Türkiye'nin kendisi bir problem haline gelecek'
Türkiye ile ABD arasındaki ilişki Suudi Arabistan veya Pakistan ile ilişkilere benzeyebilir. Bu ülkeler Ortadoğu’da büyük güç. ABD bunlarla çıkarları örtüştüğünde iş yapabilir. Ama gerçek bir müttefikliğin temelini oluşturan ortak değerlerin paylaşımından mahrum kalır. Bunun da ötesinde, Erdoğan yönetimindeki Türkiye veya genel olarak otoriter bir Türkiye, ABD’nin istikrarlı bir müttefiği olamaz. Türkiye problem haline geliyor: Türkiye daha çok iç kavgalarla uğraşacak. Enerjisini yapıcı dış politikaya yoğunlaştırmayacak. Amerikalı karar vericiler için Türkiye, zorlu bir ortamı istikrara kavuşturacak bir müttefik olmaktan çok, kendisi bir problem haline gelecek.