AB Türkiye İlerleme Raporu'nu açıkladı

AB Komisyonu tarafından hazırlanan 2010 Türkiye İlerleme Raporu'nda "Türkiye demokrasisi" bir fırsata işaret etti. Komisyon, Ergenekon davası ve diğer darbe planlarına yönelik soruşturmaların Türkiye'de demokratik kurumların işleyişini ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için fırsat olarak kullanılmasını istedi.

AB Genişleme Komiseri Stefan Füle'nin düzenlediği basın toplantısıyla açıkladığı İlerleme Raporu'nda, "Türkiye'de askerler tarafından hazırlanan bazı darbe planı iddialarına karşı yeni soruşturmalar başlatıldığı"na işaret edilerek bu kapsamda Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi, Ergenekon zanlılarında ele geçirilen ve "Kafes Planı" olarak adlandırılan darbe planının soruşturulması, dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in "irticayla mücadele eylem planı" kapsamında ifadeye çağrılması ve 2003 yılında 1. Ordu tarafından hazırlandığı iddia edilen "Balyoz" darbe planıyla ilgili saptamalara yer verildi.

Raporda "Genel olarak, suç yapılanması olduğu iddia edilen Ergenekon'a yönelik soruşturma ve muhtelif diğer darbe planlarına yönelik tahkikatlar Türkiye'de demokratik kurumların uygun işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için fırsat oluşturmayı sürdürüyor" denildi. Ergenekon davasında tutuklamalarla yargılamalar arasındaki uzun sürelerin sanık hakları açısından sakıncalarına da dikkat çekildi.

Anayasa değişikliklerine destek verildi
Referandumla kabul edilen anayasa paketi ise AB raporunda birçok bölümde övüldü ancak siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran maddenin TBMM'de yeterli oyu alamayarak paketten çıkarılması ise eleştirildi. AB, Türkiye'den, parti kapatmalar başta olmak üzere siyasi partilerle ilgili mevzuatın Avrupa standartlarına yükseltilmesini istedi.

Raporda, "Anayasa değişiklikleri doğru yönde atılmış bir adım. Bu maddeler sayesinde yargı, temel haklar ve kamu yönetimiyle ilgili Katılım Ortaklığı belgesinde (Türkiye'den istediği) birçok öncelik karşılanmış oldu. Buna karşın tüm siyasi partiler ve sivil toplum dahil geniş toplumsal katılımla anayasal reforma desteğin artırılmasına ihtiyaç vardır. Kabul edilen anayasa maddelerinin uygulanmasıyla ilgili mevzuatın (yasa ve yönetmeliklerin) Avrupa standartlarına uyumlu olması kilit önemdedir" denildi.

"Üst düzey yargı ve ordu mensuplarının devam eden davalar hakkında yaptıkları açıklamaların yargının tarafsızlığını tehlikeye attığı" tespiti yapılan AB İlerleme Raporu'nda ""Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yetkisi dışındaki siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı etkide bulunduğu vaka sayısı azalmıştır. Buna karşın Genelkurmay Başkanı, devam eden dava ve soruşturmalarla ilgili pek çok fırsatı kullanarak yorum yapmıştır. Bu açıklamalarla ilgili vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri birçok suç duyurusunda bulunmuştur. Halbuki yargı bunların takipçisi olmamıştır" denildi.

"Antisemitizm sorun olmayı sürdürüyor"
İlerleme Raporu'nda dikkat çeken bir diğer tespit, "Özellikle İslamcı ve aşırı sağcı basındaki nefret söylemi bağlamında antisemitizm sorun olmayı sürdürmektedir" denilerek antisemitizme işaret edilmesi oldu.

Türkiye'nin azınlıklara yaklaşımının da kısıtlayıcı olduğu savunulan raporda yeni çabalarla hoşgörü ve katılımın teşvik edilmesi istendi.

Raporda, Türkiye'deki Rum azınlığın eğitim ve mülk edinme konusunda sorunlarla karşılaşmaya devam ettiği belirtilerek, Romanlarla ilgili kapsamlı bir planın olmaması ve bu nedenle Romanların hala toplumdan dışlanma, eğitime erişimde marjinalleşme, sağlık hizmetlerinde ayrımcılık, istihdam piyasasından dışlanma ve kişisel belgelere erişimde zorluklarla karşılaştığına işaret edildi.

Raporda siyaset, eğitimde ve kamu hizmetlerinde Türkçe dışındaki dillerin kullanılmasında kısıtlamaların devam ettiği görüşüne de yer verildi.
(soL-Haber Merkezi)