Devrimci Eğitim Şurası’nın almış olduğu kararlar çerçevesinde ve Üniversite Konseyleri Derneği’nin desteğiyle ülke genelinde gerçekleştirilmeye çalışılan 4+4+4 Eğitim Sistemiyle ilgili bilgilendirme seminerlerinin Alanya toplantısı Eğitim-Sen Alanya Temsilciliğinin öncülüğünde 25 Mayıs Cuma günü düzenlendi.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Rıfat Okçabol ile Ar. Gör. Onur Seçkin’in katılımıyla gerçekleşen seminere Alanyadaki öğrenci, öğretmen ve velilerden yoğun ilgi vardı. Uygulanmaya çalışılan yeni eğitim sistemiyle ilgili ulusal basında pek yer bulamayan gerçeklerin anlatıldığı semineri, dinleyiciler seminer sonuna kadar büyük bir dikkatle izlediler. Dinleyiciler, zaman zaman alkışlarla konuşmacılara destek verdiler.
“23 Mayıs grevi AKP’nin saldırılarına nasıl karşı koyabileceğimizi göstermiştir”
Eğitim-Sen Alanya Temsilcisi Ali Koca, yaptığı açılış konuşmasında yeni eğitim sisteminin AKP’nin yoksul halka yaptığı saldırıların önemli bir halkası olduğunu, bu sistem ile dinci gericilikle piyasacı eğitimin, halkın geleceğini karartacağını söyledi. Ancak bu karanlık tabloyu dağıtmanın mümkün olduğunu, bu yolu ise 23 Mayıs grevinin gösterdiğini belirtti.
Alanya’dan da yoğun katılımın sağlandığı 23 Mayıs grevinde sendikaların ortaklaşa düzenledikleri basın açıklaması kitlesel gerçekleşmişti. Ali Koca, 23 Mayıs’ta emekçi halkın birlikte neler başarabileceğinin çok iyi görüldüğünü söyledi. Eğitim-Sen Alanya Temsilciliğinin son dönemde bu birlikteliği sağlamak adına çok yoğun çalışmalar gerçekleştirdiğini, özellikle bu seminerle de 4+4+4 eğitim sistemine karşı toplumsal bir muhalefeti birleştirmenin amaçlandığını belirtti.
“Yeni eğitim sistemi piyasacı ve gericidir”
Ali Koca’nın ardından söz alan Sol Haber Portalı yazarlarından Prof. Dr. Rıfat Okçabol, meslek yaşamında Alanya Lisesi’nde bir süre öğretmenlik de yaptığını söyleyerek, kendisinde Alanya’nın ayrı bir yeri olduğunu anlattı. Ardından yeni eğitim sistemi hakkında konuşan Okçabol, sistemin pedagojik olmadığını, bilimsel hiçbir hazırlık çalışması yapılmadan, tümüyle piyasacı ve dinci gerici kaygılarla üretildiğini örnekler vererek açıkladı.
Okçabol, AKP’nin yeni eğitim sistemini ortaya çıkarırken öne sürdüğü gerekçelerin gerçek olmadığını, kamuoyunu yanıltacak şekilde yanlış bilgiler dile getirildiğini söyledi. Buna göre ülkede azalan bir mesleki eğitimden söz edilemeyeceğini, hatta eldeki sayısal verilerle giderek artan oranda meslek lisesi öğrencisi bulunduğunu belirtti. Bunun dışında temel zorunlu eğitimin kesintili olamayacağını da dile getiren Okçabol, yeni eğitim sisteminde örgün öğretimin açık öğretime terk edildiğini belirterek, yeni eğitim sisteminin kesintili olacağını, bu açıdan “Zorunlu eğitim 12 yıla çıkartıldı” iddiasının yalan olduğunu açıkladı. Okçabol, zorunlu eğitimin aslında 4 yıla düşürüldüğünü, bunun da halk arasındaki eşitsizliği daha da derinleştireceğini dile getirdi.
Yeni eğitim sisteminde ikinci 4 yıllık eğitim döneminde evliliklerin onaylandığını ve açık öğretimin yaygınlaştırıldığını, böylece küçük yaşta evlenmelerin önünün açıldığını belirten Okçabol, asıl hedefin kız çocukların eğitim hayatından ve toplumsal yaşamdan çekilmesi olduğunu ifade etti. Aynı şekilde erkek çocuklara mesleki eğitimin dayatıldığını, “Ya stajyer köle olursun ya da imam olursun” ikilemi arasına sıkıştırıldıklarını söyleyen Okçabol, hangi velinin 9–10 yaşındaki çocuğunu mesleki eğitime yönlendirip, geleceğini o yaşlardaki tercihlerine göre şekillendirebileceğini sordu.
'Dünyada geçerli değil'
Son sözü alan Ar. Gör. Onur Seçkin, AKP’nin özellikle 12 Eylül Referandumundaki ve son seçimlerdeki başarısından aldığı güçle eğitimci dahi olmayan 5 grup başkanı milletvekili eliyle hazırladığı yeni eğitim sistemini toplamda 50 günlük bir sürede resmi gazetede yayınlayarak uygulamaya koyduğunu hatırlattı. Ülke geleceği için böylesi önemli bir konunun bir oldu-bittiye getirilmesinin bile asıl amacı yansıttığını anlatan Seçkin, dünyadaki diğer ülkelerden verdiği örneklerle AKP’nin “yeni eğitim sistemi tüm dünyada geçerli bir sistemdir” iddiasının doğru olmadığını da göstermiş oldu.
Yeni eğitim sistemi ile ilgili mevzuata değinen Seçkin, MEB’in bir şirkete dönüştürüldüğünü, temel eğitimin halk için ve parasız olma özelliğinin mevzuattan silindiğini, artık kapitalist piyasa için rekabete dayalı eğitim döneminin yasal kılıfının hazırlandığını dile getirdi. Özellikle 4+4+4’ün altyapı hazırlığı yapılmadan uygulanmasından kaynaklı olarak Eylül ayında büyük bir kargaşa yaşanacağını da haber veren Seçkin, bu eğitim sistemine karşı direnmenin en insani ve mantıklı iş olacağını belirtti. Bu noktada toplumsal hareket etmek gerektiğini, yeni eğitim sisteminin getireceği karamsar tablodan kurtulmak için herkesin daha dikkatli ve uyanık olmasının şart olduğunu vurguladı.
Onur Seçkin, konuşmasının sonunda bu yıl çok büyük bir katılımla gerçekleşen 1 Mayıs’ın ve hemen ardından kimi yerlerde %100’e yakın bir katılıma sahip 23 Mayıs grevinin birer umut olarak algılanması gerektiğini söyleyerek, yeni eğitim sisteminin uygulanmasını engellemek için öğretmenlerin gerekirse alternatif müfredat oluşturmayı gündemlerine almasının meşru olacağını dile getirdi.
Seminer sorularla ve dinleyicilerin alkışlarıyla son buldu.
(soL - Alanya)
Onur Seçkin
Rıfat Okçabol
