2023 vizyonuna yakışan sağlık: Dubai modeli AVM-hastaneler geliyor!

AKP hükümetinin kamu özel işbirliği adı altında yapılacak dev şehir hastaneleri aracılığıyla özel sektöre kaynak aktarılmasını Akşam Gazetesi yazarı Nihal Kemaloğlu bugünkü köşesine taşıdı.

“Yekvücut şehir hastanelerini finanse edeceğiz!” başlıklı yazısında konuyu değerlendiren Kemaloğlu, Türkiye’nin AKP hükümeti öncülüğünde inşa edilecek olan AVM-hastaneler ile küresel sağlık sektörüne katılacağına dikkat çekti.

Dubai modeli çakma beş yıldızlı otel-hastanelerin hükümetin sağlık kurumlarında planladığı mekânsal ve zihinsel dönüşümün önemli göstergesi olduğunu ifade eden Kemaloğlu, koruyucu sağlık hizmetinden çekilen devletin, hortlayan kızamık ve verem salgınlarına aldırış etmeden AVM-hastanelerle “2023 vizyonuna yakışan sağlığa” yatırım yaptığını kaydetti.

Kemaloğlu, 22 ilde 1 milyon metrekare Hazine arazisine özel sektörün inşa edeceği ve 49 yıl boyunca “sağlık hizmeti” dâhil bütün ticari alanlarıyla işleteceği bu dev şehir hastanelerinde kamu ile kurulan tek ilişkinin, 49 yıl boyunca devletin yatırımcıya “milyarlarca dolarlık” kamusal kaynak aktarımı olmasına dikkat çekti.

Türkiye’nin, 2020 yılında 80 trilyon dolara varacak küresel sağlık sektörüne kamu-özel sektör ortaklığı hastane projeleriyle dâhil olacağını dile getiren Kemaloğlu, “zenginlik” gösterisiyle malul bu lüks tüketim hastanelerini şöyle tarif etti:

“Devlet hastaneleri 'Kamu Hastane Birlikleri' adı altında toplanıp, sınıflandırılmış, başlarına CEO'ları oturtulmuş, vatandaş topyekûn GSS primine bağlanmış, sağlık çalışanları kitlesel halde kurumlarına 'gelir' kazandıracak sözleşmeli-taşeron hizmetlilere çevrilince sırayı kamu-özel ortaklığı hastaneler alacaktı.

Sağlık hizmetiyle ticari alanın iç içe girdiği bu çarpıcı neoliberal finans mimarisinin 'kamu' içeriğiyle biricik ilişkisi kamu arazilerinin üzerinde yükselmesi ve 49 yıl boyunca devletin yatırımcıya 'milyarlarca dolarlık' kamusal kaynak aktarımıydı. Katma değeri yüksek üretim yapan ülkeler kategorisine uzun yıllar giremeyeceği kesin olan Türkiye, sağlık ve eğitim alanını kamuya-ağır zarar 'kamu-özel ortaklık' modeliyle ters gösterenli özelleştirme operasyonuna alırken bütün finansmanı 49 yıllığına halka ödetmeye kararlıydı...

Küresel hastane zincirleriyle kol kola giren yerel yatırımcıların dört gözle beklediği, Başbakan'ın 'bu fakirin hayali' dediği dev Şehir Hastaneleri yani Sağlık Bakanlığı'nca kamu-özel işbirliğince tesis yaptırılmasıyla ilgili yasa tasarısı TBMM'de görüşülmeye başlanmıştı. Yüklenici firmanın yatırım maliyetini en fazla üç yılda çıkartacağı 'kesin' projeye 46 yıl boyunca Sağlık Bakanlığı halkın vergileriyle kira öderken firmanın kullandığı kredinin teminatı bile bizzat Hazine tarafından veriliyordu.”

Ayrıca devletin bu hastaneler için özel sektöre yüzde 70 doluluk garantisi verdiğine dikkat çeken Kemaloğlu, Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından yapılan açıklamayı hatırlatarak bu projelerin yarısı bile bitmeden geleceğe doğru şimdiden 50 milyar TL borçlandığımızı ifade etti.

TTB’nin hukuk kuralları çiğnenerek yapılan kamu ihalelerine açtığı davaları anımsatan Kemaloğlu, dava dosyasında Etlik Entegre Sağlık Tesisi için ön fizibilitede öngörülen kira 53 milyon TL iken sözleşmede 276 milyon TL olmuş, Manisa'da 8 milyon TL olan kira sözleşmede 64.25'e çıkıvermiş ve 8 ihalede 3.880 milyar TL görünen sabit yatırımın üzerine 26,5 milyar TL fazla ödeme bindiğini kaydetti.

Şehir Hastaneleri olarak telaffuz edilen bu yapılara diğer bir ifadeyle “Sağlık Fabrikası” denebileceğini belirten Kemaloğlu, böylece devlet eliyle “zenginleşmiş” kapitalist sağlık zümresinin ortaya çıkacağına ve bu zümrenin vergilerden muaf kazançlar elde edeceğine işaret dikkat çekti.

(soL- Haber Merkezi)