12 Eylül'de idam edilen üç devrimcinin mektupları 30 yıl sonra verildi!

Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun'un idam belgeleri ortaya çıktı. Üç gencin ailelerine son mektupları "sakıncalı" bulunarak 30 yıl verilmedi.

12 Eylül döneminde idam edilen Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun’un cezalarının infazından birkaç dakika önce anne ve babalarına yazdıkları veda mektuplarının "komünizm propagandası" içerdiği gerekçesiyle ailelerine verilmediği ortaya çıktı.

İdam cezalarının infazı sırasında görev yapanlara fazla mesai adı altında 3164 TL ödendiğine ilişkin yazılar da idam gecesine ilişkin yeni ortaya çıkan belgeler arasında.

30 yıl sonra mektupları verildi
Radikal'den Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun, Mayıs 1980 tarihinde yasadışı Türkiye Komünist Emek Partisi (TKEP) üyesi olmak ve çeşitli eylemlere katılmak suçlamasıyla tutuklandı. Vardar, Konuk ve Coşkun, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi’nde yargılanarak idama mahkûm edildi. 13 Mart 1982 tarihinde kaldıkları Buca Cezaevi’nde idam edildiler. Vardar, Konuk ve Coşkun’un idam dosyaları, 30 yıl sonra Genelkurmay Başkanlığı tarafından ailelerine verildi.

Son istekleri
İdam dosyalarında çarpıcı belgeler yer aldı. 13 Mart 1982 tarihinde saat 02.00’de tutulan tutanakta idam esnasında görev yapan İzmir Savcısı Muavini Mehmet Çetin Mergen, İzmir Sıkıyönetim 1 Numaralı Askeri Mahkemesi’nde Hâkim Albay Gürsel Akbatur, Kapalı Cezaevi Müdürü Muammer Oral, Adli Tıp Mütehassısı Dr. Süleyman Atay, Zabit Kâtibi Ali Çorak’ın cezaevine geldiği anlatılarak şöyle denildi:

“Hükümlü İbrahim Ethem Coşkun huzura alındı. Dr. Salim Atay hükümlüyü muayene etti. Bir hastalığı olmadığı, şuurunun yerinde olduğu hususlarını belirtti. Hükümlüden kendisine dini telkinde bulunması için din adamı isteyip istemediği sorulduğunda kabul etmedi. Hükümlü ‘Babama mektup yazacağım’ dedi. Müsaade olundu. Sigara istedi, içmesine müsaade olundu. Ve iki sayfa mektup yazdı. Mektup kendisinden alındı.”

20 dakika...
Aynı tutanakta, Coşkun’un son sözleri olarak “Suçsuzum, tarih beni affedecek. Kahrolsun faşizm, yaşasın partim. Mektuplar avukatıma verilsin” dediği belirtilerek “Hükümlüye beyaz gömlek giydirilerek üstüne hüküm özeti asıldı. Hükümlü sehpaya götürülürken, yine aynı sloganları attı. Ve hükümlü 20 dakika sehpada asılı kaldı. 13 Mart 1982 günü saat 01.00’da başlayıp saat 02.00’da sona erdiği ve cihatle defin ruhsatı verildi” ifadeleri yer aldı.

"Kıymetli babacağım"
Dosyadaki bir başka belge ise yazılan mektupların ailelerine verilmediğini ortaya çıkardı. Belgede Coşkun’un “Kıymetli babacığım”, Konuk ve Vardar’ın “Kıymetli baba” diye başlayan mektuplarının içerik olarak suç teşkil ettiği anlaşıldığı ifade edilerek şöyle denildi:

“Mektuplar münderacatları itibariyle TCK’nın 142. maddesi (komünizm propagandası yapmak) ve 159. maddelerine muhalif muhteviyat taşıdıkları bilahare tetkikleri sonucu anlaşılmış bulunmaktadır. Hükümlülerin infazları sırasında baba ve annelerine verilmek üzere yazdıkları bu mektupları yukarıda belirtildiği üzere suç teşkil eder mahiyette görülmüş, sebeple ilgililere verilmesinde tereddüde düşülmüştür.”

Belgede, cezaevi idaresinin, sakıncalı bulduğu mektupları "sakıncalı görülen yerlerin çizilebileceği" şeklinde hüküm bulunduğu da belirtilerek şöyle devam edildi:

“Sakıncalı kısımlar çizildikten sonra ortada muhteviyat kalmamakta ve tamamen sakıncalı mektupların Disiplin Kurulu kararıyla yok edilip durumun sahiplerine bildirileceği hususu karşısında, bahsi geçen mektuplar hükmün infazından birkaç dakika önce verilmiş olması karşısında o anda mektupları yazanların hükümlü olduklarından bu maddenin işletilebilmesi düşünülmüş ise de yanlış bir işlem yapılmaması için bakanlığa arzına lüzum görülmüştür.”

İdam edilen üç devrimcinin ailesi adına Devrimci 78’liler Federasyonu, dosyalarda yer almayan veda mektupları için Adalet Bakanlığı ’na başvurdu.

Gecenin mesaisi 3 bin TL
İdam dosyalarında idam gecesine ilişkin çarpıcı belgeler de yer aldı. En dikkat çeken belge ise idam gecesinde görev yapan savcı, Adli Tıp görevlisi, zabit kâtibi ve mübaşire "fazla mesai" ödendiğine ilişkin kayıt oldu. Aynı belgede görevlilere ödenen fazla mesai ve gerekçeleri şöyle anlatılıyor:

“13 Mart 1982 günü saat 01.00’da infaz işlemine başlanılmış ve infaz işlemi saat 5.30’da tamamlanmış olmakla yukarıda adı geçenlerin sarf etmiş oldukları mesailerine ilişkin aşağıda gösterilen miktarda mesai almaları tensip kılınmıştır. Bu itibarla: C. Savcısı Yardımcısı Metin Mergen için 2 günlük mesasine karşılık 1000 TL, Adli Tıp mütehassısı Dr. Salim Atay için 2 günlük mesasine karşılık 1000 TL, Zabit kâtibi Ali Çorak için 2 günlük mesaisine karşılık 664 TL, Müşabir Ziyaaddin Çoban için 2 günlük mesaisi karşılığı 500 TL, Toplam: 3.164 TL”