12 Eylül AKP ile sürüyor: TİS artık hayal oldu

Uzun süredir gündemde olan ve üzerinde ciddi tartışmalar yaşanan Toplu İş İlişkileri Kanunu (TİİK) Tasarısı'nın 2.Bölümü de meclisten geçerek yasalaştı. Böylece 12 Eylül yasalarının gerisine düşülerek emekçilerin en önemli tarihsel kazanımlarından biri olan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hakkı artık hayal oldu.

AKP hükümeti toplu iş sözleşmesinde ''2 bin üye bulunması'' şartı tasarıdan çıkardı, yüzde 1 olan üye şartını ise yüzde 3'e yükseltti.

TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeler devam eden Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Tasarısı'nın 2. Bölümü kabul edildi. Tasarının, ''Toplu İş Sözleşmesi Yapılması'' başlıkla maddesi, AKP’nin işçi düşmanı yaklaşımına paralel olarak kabul edilen değişiklik önergesiyle yeniden düzenlendi.

Toplu iş sözleşmesi artık yasak
AA'nın haberine göre, sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olması için belirlenen şartlar arasındaki ''2 bin üyesinin bulunması'' şartı, tasarıdan çıkarıldı. ''Kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde 1'inin üyesi bulunması'' şartı ise ''yüzde 3''e yükseltildi.

12 Eylül yasalarının dahi gerisinde kalan yeni yasaya göre, toplu iş sözleşmesi yapmak artık yasak. Yeni yasaya göre, işçi sendikasının toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olması için sendikanın, kurulu bulunduğu iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde 3'ünün üyesi bulunması şartıyla, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde 40'ının kendi üyesi bulunması halinde ancak toplu iş sözleşmesi yapabilecek.

Toplu sözleşme hakkı askıya alınmıştı
Bilindiği gibi mevcut toplu iş sözleşmesi yetki sisteminde bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için işkolu düzeyinde yüzde 10 ve işyeri-işletme düzeyinde ise yüzde 50+1 barajını aşması gerekiyor. Bu düzeyde üyesi olmayan sendikalar toplu iş sözleşmesi hakkından yoksun kalıyor.

12 Eylül askeri rejiminin ürünü olan yüzde 10 barajı kaldırılacağı yerde AKP iktidarı, kendinden önce olduğu gibi yıllar boyunca sahte, gerçek dışı sendikal istatistikleri yayımlamaya devam etti, ta ki yeni yasayla gerçek istatistikleri açıklayacağını duyuruna kadar. Ancak emekçilerin birçok hakkını gasp eden yeni yasa üzerinde bir anlaşmaya varılamayınca bu kez istatistikler 3 yıldır yayımlandı. Gayet keyfi bir uygulamayla ve işçi sendikaları üzerinde bir baskı aracı haline dönüştürülerek 9 aydır ise toplu sözleşme hakkı askıya alındı.

Çelik: "Yüzde 10'dan yüz bin kere daha iyi bir düzenleme"
Kamuoyunun gösterdiği tüm tepkilere ve emekçilerin itirazlarına rağmen sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda yasalaşan tasarıyı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik böyle savundu:

“Yüzde 10'a 'iyi' diyorsanız, sendikaları ikna edin. Biz baraj olmasın diye gayret ediyoruz. Şu anda 2009 yılında 51 yetkili sendika var. O sendikaların yetkisini devam ettiriyoruz. Yüzde 3 barajı, yüzde 1 ve yüzde 2 şeklinde kademelendirilecek. Sendikalar 'yüzde sıfır' teklifinde bulunuyorlar, işverenler yüzde 5 talebinde bulunuyor. Ama diyalogun neticesinde geldiğimiz nokta önemlidir. Yüzde sıfır da var, yüzde 1 de var, yüzde 3 de var. Bu dengeyi ancak bulabildik. Yüzde 10'dan yüz bin kere daha iyi bir düzenlemedir.''

Patronların yürüttüğü lobi faaliyetlerinin sonuç vermesiyle sınıfsal tavrını bir kere daha ortaya koyan AKP hükümetinin, bir bir meclisten geçirdiği yeni yasayla her ne kadar yüzde 10 olan işkolu barajının, yüzde 3'e düşürüldüğü iddia edilse de, söz konusu baraj fiilen çok daha yüksek bir düzeye çekilmiş oldu.

Hem eski istatistiklerle 5.4 milyon olan işçi sayısının yeni istatistiklerle 11-12 milyon işçiye yükselmiş olması, hem de yeni yasayla işkollarının sayısı 28’den 21’e indirilmesi sebebiyle işkollarında çalışan işçi sayısı artmış oluyor. Bu nedenle kademeli olarak yüzde 10’dan yüzde 3’e düşmüş görünen baraj engelinin fiilen çok daha yüksek bir orana ulaşmış oluyor.

“6 milyon işçiye Toplu Sözleşme yasağı”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan DİSK, şu anda yetkili sendika sayısının 50 olduğunu belirterek, işkolunda yüzde 1 baraj uygulandığında 10 sendikanın yetkiyi kaybedeceğini, yüzde 2 baraja geçildiğinde 12 sendikanın daha, yüzde 3 barajla da 7 sendikanın daha toplu sözleşme hakkını yitireceğini ifade etmişti.

DİSK’in, SGK Aralık 2011 istatistikleri ile Çalışma Bakanlığı istatistikleri Aralık 2011 verileri üzerinden hazırladığı "Sendikalar ve Yetki Sorunu Raporu"na göre, yüzde 3 barajı ile 6 milyon 298 bin işçi için Toplu İş Sözleşmesi'nin (TİS) hayal haline geleceğini, 7 işkolunda işçilerin yetkili sendika bulamayacağını vurgulamıştı.

Kayıtlı işçilerin yüzde 26'sının tek sendika tercihine mahkûm olacağı vurgulanan raporda, 7 işkolunda işçilerin yetkili sendika bulamayacağı dile getirilmişti. Yüzde 10 olan ve kamuoyuna yeni taslakta yüzde 3 olarak sunulan barajın, istatistik oyunlarıyla yüzde 24'e yükseleceğine dikkat çekilen raporda, bunun nedenleri ise şöyle açıklanmıştı:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yerine aynı Bakanlığa bağlı Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerinin esas alınmasından ötürü 2 katına çıkan işçi sayısı ve sendika üye sayılarının sadece dörtte birinin geçerli sayılacak olmasıdır. Bunun yanında sektör birleşmeleri nedeni ile kimi işkollarında baraj daha da yükselecektir."

Taslağa göre, yetkili kimi sendikaların, 5 yıl içinde üye sayısını 10 kattan fazla artırarak 90 bin üyeye ulaşmak zorunda olduğu vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verilmişti:

"-Yüzde 3 barajla ticaret, büro, eğitim, sağlık, ulaştırma, turizm, inşaat, basın, liman, ardiye ve depoculuk faaliyetlerinde çalışan işçiler için toplusözleşme yetkisine sahip sendika kalmayacaktır. Bu kayıtlı işçilerin yüzde 57'si yani 6 milyon 297 bin işçi için fiili toplu sözleşme yasağı demektir.

-Yüzde 3 barajla ağaç, kağıt, iletişim, savunma, elektrik, tekstil, petro-kimya, gemi yapımı ve deniz ulaşımı sektörlerinde toplusözleşmeli tek sendika dayatması gerçek olacaktır. İşçilerin yüzde 26'sı için sendika seçme özgürlüğü hayal haline gelecektir.

-Yasanın uygulamaya girmesiyle birlikte yüzde 1 barajı altında kalan sendikalara üye yaklaşık 50 bin işçinin toplu sözleşme hakkı gasp edilecektir. Yüzde 3 baraj durumunda toplu sözleşme hakkı gasp edilen işçi sayısı 82 bin artışla 277 bine ulaşacaktır.

-Hava-İş, Yol-İş, Selüloz İş, Demiryol-İş, Koop-İş, Taz Koop İş gibi Türk-İş'e bağlı pek çok sendika da baraj altında kalacaktır."

Yüzde 3 yetkisi bakanlığın yayımladığı istatistiklerle tespit edilecek
Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılan işçi bildirimlerini esas alacak.

Bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde 3'ünün tespitinde, bakanlıkça her yıl ocak ve temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınacak. Bu istatistiklerde her bir işkolundaki toplam işçi sayısı ile işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer alacak. Yayımlanan istatistik, toplu iş sözleşmesi ve diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerli olacak. Yetki belgesi almak üzere başvuran veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemeyecek.

Yayımından itibaren 15 gün içinde itiraz edilmeyen istatistik kesinleşecek. İstatistiğin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle bu süre içinde Ankara İş Mahkemesi'ne başvurulabilecek. Mahkeme bu itirazı 15 gün içinde sonuçlandıracak. Mahkemece verilen karar ilgililerce veya Bakanlıkça temyiz edilebilecek. Yargıtay temyiz talebini 15 gün içinde kesin olarak karara bağlayacak.

TİS süreci patronların itirazlarına açık hale geldi
Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini isteyecek. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilecek.

Yasalaşan bu maddeye sendikaların yetki müracaatına patronlarca yapılacak itirazlara olanak tanınmasıyla toplu iş sözleşme sürecinin engelleneceği sebebiyle itiraz ediliyordu.

Grev ve lokavt
Grev kararı, uyuşmazlık tutanağının tebliği tarihinden itibaren 60 gün içinde alınabilecek ve bu süre içinde 6 iş günü önceden karşı tarafa bildirilecek tarihte uygulamaya konulabilecek. Bu süre içinde, grev kararının alınmaması veya uygulanacağı tarihin karşı tarafa bildirilmemesi halinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi düşecek.

Yüksek Hakem Kurulu'na ve özel hakeme başvuru
Grev oylaması sonucunda grev yapılmaması yönündeki kararın kesinleşmesinden itibaren 6 iş günü içinde işçi sendikası grev ve lokavtın yasak olduğu uyuşmazlıklarda tutanağın tebliğinden ya da erteleme süresinin uyuşmazlıkla sonuçlanması halinde sürenin bitiminden itibaren taraflardan biri 6 iş günü içinde Yüksek Hakem Kurulu'na başvurabilecek. Aksi takdirde işçi sendikasının yetkisi düşecek. Kurulun kararları kesin ve toplu iş sözleşmesi hükmünde sayılacak.

Tasarının kabul edilen diğer maddeleri
Tasarının kabul edilen diğer maddelerine göre, Bakanlar Kurulu, teşmili yapılacak iş yerinin kurulu bulunduğu işkolunda en çok üyeye sahip sendikanın yapmış olduğu bir toplu iş sözleşmesini, o işkolundaki işçi veya işveren sendikalarının ya da ilgili işverenlerden birinin veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın talebi üzerine, Yüksek Hakem Kurulu'nun görüşünü aldıktan sonra tamamen veya kısmen ya da zorunlu değişiklikleri yaparak, o işkolunda toplu iş sözleşmesi bulunmayan iş yeri veya iş yerlerine teşmil edebilecek.

Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca yetkili mahkemede dava açılabilecek. Mahkeme en geç 2 ay içinde karar verecek, kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı 2 ay içinde kesin karara bağlayacak.

(soL- Haber Merkezi)