Bu Düzen Değişmeli Platformu Diyarbakır adayı Turğa: Düzen değişmeden zulüm bitmez

Bu Düzen Değişmeli Platformu'nun Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Selahattin Turğa, seçim bildirgesinde niçin aday olduğunu, düzen değişikliği talebinin önemini ve değerini anlatıyor. 'Bu düzen değişmeden zulüm bitmez' diyen Selahattin Turğa şunları söylüyor: İkinci sınıf insan muamelesi gören, anadili yasaklanan, göçlere, sürgünlere mecbur bırakılan, kültürü ve geleceği…

Haber Merkezi

Bu Düzen Değişmeli Platformu'nun 17 seçim bölgesindeki bağımsız adayları çalışmalarını sürdürüyor. 

Biz de soL Haber olarak platformun adaylarını tanıtmayı sürdürüyor, bağımsız adayların seslerini okurlarımıza ulaştırıyoruz.  

'BU DÜZEN DEĞİŞMEDEN ZULÜM BİTMEZ'

Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Selahattin Turğa, "Bu düzen değişmeden zulüm bitmez" başlığıyla yayımlanan seçim bildirgesinde, kendini ve "Bu düzen değişmeli" ısrarını şöyle anlatıyor: 

Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Çakartaş Köyü’nde 1967 yılında doğdum. İlkokulu köyde okudum. Okurken bir taraftan köydeki hayvanlara çobanlık yaptım. Böylece aile mesleğini de edinmiş oldum.

Askerlik için köyden çıkışım 12 Eylül sonrası, Özal dönemine denk geldi. Askerliğimi yaptığım Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi’nde çalışan işçiler aracılığıyla sosyalizm fikriyle tanıştım. Dönemin politikalarına karşı işçilerin aldığı örgütlü tavır sosyalizmi benimsememde etkili oldu.

Askerlik sonrası çalışma fırsatı bulabilmek için Çakartaş Köyü’nden ilçe merkezi Ergani’ye göç ettik. Evliliğim de bu dönemde gerçekleşti. Bir taraftan sorumluluklarım artarken bir taraftan da doksanların bölgedeki siyasi atmosferiyle yüz yüze kaldım. Bu dönemin ağır koşullarında siyaset yapmaya başladım.

1999 yılında HADEP’ten seçilerek belediye encümenliği görevi yürüttüm. Ancak sosyalizm fikri ve bu konudaki düşüncelerim zamanla beni Türkiye Komünist Partisi ile buluşturdu.

2000 yılında Hayvan Pazarı için Diyarbakır il merkezine geldiğimde, Türkiye Komünist Partisi’nin bir toplantısına katıldım. Bu toplantıda TKP’nin sosyalizm adına söyledikleri benim için bir dönüm noktası oldu. Bölge halkının yaşadığı sorunların kaynağında sınıf çelişkilerinin olduğunu kavradım.

Sosyalizmin ancak işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle kazanım elde edebileceğini ve işçi sınıfı iktidarının ezilen halkın sorunları için de tek çözüm olduğunu anladım. Bunun sonucunda 2002 yılında Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldum. Partinin sözünü Ergani’de örgütlü olarak var etmeye çalıştım. Yaşamımı Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak örgütlü bir biçimde sürdürdüm.

İlk olarak 2007 yılındaki genel seçimlerde TKP den Diyarbakır Milletvekili adayı oldum.

Ardından 2009 yerel seçimlerine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak katıldım. Bütün seçimlerde daha fazla insanın sosyalizm mücadelesine katılması için çaba harcadım.

Partinin seçimlere girmesinin engellendiği bu kritik dönemde, Bu Düzen Değişmeli Platformu altında bağımsız aday olarak mücadele ederek, komünistlerin sesini, sözünü taşımanın, sosyalizm bayrağını yükseltmenin gelecek için tek umut olduğunu bir kez daha göstermek istedim.

24 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde, sahte umut sunmadan, yalan söylemeden gerçek kurtuluş yolunu açmanın tek yolu, Bu Düzen Değişmeli Platformu adaylarına oy vererek sosyalizmi güçlendirmekten geçiyor.

'BAŞKA YOL YOK: SOSYALİZM TARAFINDAYIZ'

Selahattin Turğa, seçim bildirgesinde yer alan "Başka yol yok: Sosyalizm tarafındayız" başlıklı yazısında şunları söylüyor:

Bu düzen değişecek. Bu düzeni biz değiştireceğiz. Diyarbakır’da, Çukurova’da, İzmir’de, İstanbul’da fabrikalarda, tarlalarda mücadele eden emekçiler değiştirecek.

İkinci sınıf insan muamelesi gören, anadili yasaklanan, göçlere, sürgünlere mecbur bırakılan, kültürü ve geleceği gericilere peşkeş çekilenlerin geçici çözümlere karnı tok. İnsanımızı pazarlarda üç kuruşa tezgaha çıkaran yobazlara da karnımız yok. Zorba iktidarlardan herhangi biriyle pazarlık masası kurmak dışında yol göremeyenler de bize çıkış yolunu gösteremeyecek.

Bu düzen değişecek. Sosyalizm kazanacak. Diyarbakır’da sosyalizmin kızıl sancağını dalgalandıracağız. Emekçi halkımız tutuşturacak sosyalizmin kızıl şafağını, eşitliğin ve özgürlüğün türküsünü hep birlikte haykıracağız.

Bu seçimlerin tek anlamı, bu düzenin değişebileceğine inananların tarafının güçlenmesi, gücünü göstermesi olacak.

Emekçi halkımızı bu iradenin bir parçası olmaya davet ediyorum.