İyi ki doğdun Engels

Akif Akalın

Blog: Sınıfın Sağlığı

Bugün (28 Kasım) Friedrich Engels’in doğum günü. Ülkemizde Engels daha çok Marx ile birlikte “bilimsel sosyalist” düşüncenin mimarı olarak bilinir. Avrupa’da ondokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren okurlarıyla buluşan kitapları, dilimizde yüzyıllık bir gecikmeyle yayınlanabilmiştir.

Engels’in 1960’larda Türkçeye ilk çevrilen ve en çok okunan kitapları arasında “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” ve “Anti Dühring” sayılabilir. 1970’li yıllarda toplumun sosyalist yazına ilgisinin artmasıyla birlikte Engels’in yapıtlarının büyük kısmı dilimize kazandırılmıştır.

Türkiye’de okurlar Engels’in aynı zamanda “toplumcu tıp” düşüncesinin de mimarlarından biri olduğunu çok geç öğrenebilmişlerdir. Engels’in 1845 yılında yayınlanan ve sanayileşmenin neden olduğu sosyal ve çevresel sorunları incelediği ilk kitabı olan “İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu” başlıklı yapıtı, dilimize ancak 1997 yılında çevrilebilmiştir. Bu dönemde sosyalist yazına ilginin göreli azalmasının da etkisiyle Engels’in diğer kitapları kadar popülerleşemeyen bu eserde toplumcu tıbbın temel tezleri ilk kez formüle edilmiştir.

ENGELS VE TOPLUMCU TIP

Engels’in toplumcu tıp düşüncesine en önemli katkısı, hastalıkların ve vakitsiz ölümlerin kök nedenlerinin üretimin örgütlenmesi ve çevre içine uzandığını belirlemesidir. Bu belirlemeden etkilenerek ünlü “Yukarı Silezya Tifüs Salgını Raporu”nu yayınlayan toplumcu tıbbın diğer mimarı Rudolf Virchow, Engels’in “İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu” başlıklı kitabındaki düşünceleri tıbba tercüme etmiştir.

Kuşkusuz Engels’ten önce de emekçilerin sağlığı ile çalışma ve yaşam koşulları arasındaki ilişkileri ele alan başka yazarlar vardı. Ancak bu ilişkileri “nedensellik” bağı kurarak, tartışmasız bir şekilde ortaya koyan Engels, aynı zamanda bu sorunların çözümünün “toplumsal devrimde” olduğuna işaret eden ilk düşünürdür.

Engels kitabında “toplumsal düzen” ile bedensel hastalıklar arasındaki ilişkiyi “nedensellik” bağlamı içinde ortaya koyarken, emekçilerin çalışma koşullarından ve yaptıkları işlerden kaynaklanan sağlık sorunlarını kapsamlı bir şekilde değerlendirmiştir. Engels’in kitabında değerlendirdiği başlıca işçi sağlığı sorunları şunlardır:

  • Çevresel toksinler (kurşun zehirlenmesi vb)
  • Enfeksiyonlar (tüberküloz vb)
  • Yetersiz beslenme kaynaklı sorunlar
  • Alkolizm
  • İş kazaları
  • Meslek hastalıkları

ENGELS’İN MİRASI

Engels’in kitabının 1845 yılında yayınlanmasından sonra Avrupa’da çok sayıda hekim ve bilim insanının sağlığın ve hastalıkların belirleyicilerine ilişkin düşünceleri radikal biçimde değişmiştir. Gözlerini kapitalist üretim ilişkilerine ve bu ilişkilerin sosyal sonuçlarına çeviren proletarya partileri, işçi sınıfının sağlık taleplerini programlaştırarak, mücadelenin bir parçası haline getirmişlerdir.

1917 Ekim Devrimi sonrası Sovyetler Birliği’nde “Semaşko Modeli” adı altında ete – kemiğe bürünen toplumcu tıp düşüncesi, daha sonra Salvador Allende’yle Latin Amerika’ya ulaşmış, İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında ise sosyalizmin bir dünya sistemi haline gelmesiyle büyük bir yaygınlık kazanmıştır.

Günümüzde işçi sınıfı hareketinin gerilemesiyle birlikte “bireyci” tıbbın öne çıkmasına rağmen, toplumcu tıp düşüncesinin hem kuramsal planda, hem de uygulamada tartışmasız üstünlüğü Küba deneyimiyle kanıtlanmıştır. Enternasyonal dayanışma çerçevesinde toplumcu tıbbı onlarca ülkeye taşıyan Kübalı sağlık emekçileri, Engels’in fikirlerini dünyaya yaymaya devam etmektedir. 

Türkiye’de de geç de olsa toplumcu tıp düşüncesi gelişmekte, daha geniş kesimlere ulaşmaktadır. Sağlığa ve hastalıklara toplumcu yaklaşımı benimseyenlerin sayısı her gün artmakta, bireyci tıbba ve sağlıkta piyasalaşma ve gericileşmeye karşı mücadele yükselmektedir.

İyi ki doğdun ve iyi ki yolumuzu aydınlattın Engels. Yaşamını toplumcu tıp mücadelemizde sürdürüyorsun. Nice yıllara.

Not: Bu makaleyi kaleme aldığımız sırada Küba devriminin efsanevi lideri Fidel Castro’nun hayata gözlerini yumduğunu öğrendik. Eseri hala yaşamaya ve dünyanın her yerindeki eşitlik, özgürlük ve adalet tutkunları için umut olmaya devam ediyor. Toplumcu tıbbın da yeryüzündeki en iyi uygulayıcısı olan Castro yoldaşımızın anısı mücadelemizde yaşayacak.