Tarımın yükü kadınların omuzlarında

Yusuf Yavuz

Blog: Serbest Kürsü

Tarımda çalışan yaklaşık 3 milyona yakın kadının yüzde 93’ten fazlası kendi adına sosyal güvenlikten yoksun, yüzde 70’i ise ücretsiz aile işçisi…

Türkiye’de tarımda çalışan yaklaşık 6 milyon insanın 3 milyona yakınını oluşturan kadınların yüzde 70 ücretsiz aile işçisi, yüzde 93’ten fazlası ise kendi adına sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Her gün 16-17 saat çalışan kadınlar insanüstü bir çabayla tarımın yükünü de omuzlarında taşıyor. Her yıl 15 Ekim’de kutlanan Dünya Kadın Çiftçiler Günü nedeniyle bir açıklama yapan TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de çocuklar ve gençlerin ardından eğitime en çok ihtiyacı olan kesimin kadın çiftçiler olduğuna dikkat çekerek, bu konuda başlatılan seferberliğin sürdürüldüğünü söyledi. “Bir kadın çiftçiyi eğitmek demek, gelecek nesilleri eğitmek demektir” diyen Bayraktar, kadın çiftçilerin kalkınma olanaklarından yeterli payı alabilmeleri için desteklenmelerinin şart olduğunu dile getirdi.

TARIMDA KADINLAR İNSANÜSTÜ ÇALIŞARAK ÜRETİYOR
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda çalışanların yarıya yakınını kadınların oluşturduğunu belirterek, “evinden çocuklarının bakımından, ev işlerine kadar birçok sorumluluğu yerine getiren kadınlar tarımın yükünü de çekiyor. 2,8 milyon kadın çiftçimiz, günde 16-17 saat çalışarak, insanüstü bir gayretle üretime omuz veriyor” dedi.

DÜNYA KADIN ÇİFTÇİLER GÜNÜ: TARIM TÜRKİYE İÇİN VAZGEÇİLMEZ
15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tarımın enerji ile birlikte en önemli iki stratejik sektörden biri olduğunu, öneminin de her geçen gün daha da arttığını vurgulayan Şemsi Bayraktar, 6 milyon istihdam sağlayan, 18 milyar dolar gıda ve tarım ihracatına imza atan, diğer sektörlere sermaye aktaran ve hammadde temin eden, 78 milyon ülke nüfusunu ve 40 milyon turisti besleyen tarımın Türkiye ekonomisi açısından vazgeçilmez bir sektör olduğuna dikkati çekti.


TARIMDA KADINLARIN YÜZDE 70’İ ÜCRETSİZ İŞÇİ, YÜZDE 93’Ü GÜVENCESİZ
Kadınların tarımın merkezinde yer aldığına vurgu yapan Bayraktar, “Son rakamlara göre, tarımda çalışan 5 milyon 998 bin kişinin yüzde 47’si olan 2 milyon 842 binini kadınlar oluşturuyor. Buna rağmen, tarımda çalışan kadınların yüzde 70’i ücretsiz aile işçisiyken, sadece yüzde 17’si kendi nam ve hesabına çalışıyor. Tarımdaki kadınların yüzde 93’ten fazlası kendi adına sosyal güvenlik sistemine kayıt değil. Erkeklerden çok daha fazla, hemen her gün 16-17 saat, evdeki işlerinin yanı sıra tarlada, bahçede, ahırda, ağılda çalışıyor. Kırsalda bu kadar büyük bir fonksiyon üstlenen kadın çiftçilerimiz, çoğu zaman geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemlerle üretime katkı sağlıyor” diye konuştu.

‘KADIN ÇİFTÇİYİ EĞİTMEK, GELECEK NESİLLERİ EĞİTMEK DEMEK’
Açıklamasında, kadın çiftçilerin eğitiminin önemine de değinen Bayraktar, şunları dile getirdi: “Bilinmelidir ki; bir kadın çiftçiyi eğitmek demek, gelecek nesilleri eğitmek demektir. Tarımsal konularda kurumlar arası dayanışmayla bütün imkânlarımızı kullanarak eğitim hizmeti vermek, bizim asli görevimizdir. Bunların bilinci içindeyiz. Şayet kadın çiftçilerimiz, kaynaklara ulaşmada erkeklerle aynı fırsata sahip olursa, tarımsal üretim ve verimi artırabilirler. Kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve sürdürebilir kalkınma için liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar.”

KADIN ÇİFTÇİLER İÇİN EĞİTİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILDI
Kadın çiftçilerin eğitiminin, tarımda modern tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracağını, verimliliği ve kaliteli üretimi artıracağını, ülke tarım ve ekonomisine en büyük katkıyı yapacağını bildiren Bayraktar,“Ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimizden sonra eğitime en çok ihtiyacı olan kesim kadın çiftçilerimizdir.”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin 3 yıl önce, Gıda, Tarım ve Hayvancılık ile Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarıyla imzaladığı ortak protokol çerçevesinde kadın çiftçilerin eğitimine başladıklarını hatırlatan Bayraktar, adeta bir seferberlik halinde sürdürülen eğitim çalışmalarının birçok alana örnek oluşturabilecek başarıda devam ettirildiğini anımsattı.


‘KADIN ÇİFTÇİLERE POZİTİF AYRIMCILIK TALEP EDİYORUZ’
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de yönetiminde yer aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda genelde çiftçilerin, özelde kadın çiftçilerimizin mağduriyetleri ve hak kayıplarının giderilmesi için büyük gayret gösterdiklerini anlatan Bayraktar, kadın çiftçiler için hemen her alanda pozitif ayrımcılık talep ettiklerinin altını çizdiği açıklamasında, bu doğrultuda yapılan çalışmaları ve elde edilen kazanımları ise şöyle sıraladı:

BAĞ-KUR’DAKİ MAĞDURİYETLER GİDERİLDİ
 “6111 sayılı Kanunla sattıkları ürün bedelleri üzerinden 1994 yılından bu yana BAĞ-KUR prim kesintisi yapılan, Ziraat Odası’na da kayıtlı çiftçilerimize geriye yönelik yapılandırma hakkı getirildi. Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından önceki dönemler için aile reisi olmamaları nedeniyle borçlanamadılar. 2012 yılında bu mağduriyet giderildi. Kadın çiftçilerimiz, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı da ödemediler. Ayrıca çiftçi muafiyeti kapsamında, diğer bir statüde çalışıyor ise Kurumdan kesinti muafiyet belgesi almaları halinde, sattıkları ürün bedelleri üzerinden tarım BAĞ-KUR’u kesintisi yapılmayacak. Taleplerimiz üzerine tarım BAĞ-KUR’lu kadın çiftçilerimize doğum borçlanması imkânı getirildi. Düzenlemeyle 3 çocuğu olan kadın çiftçilerimiz 6 yıla kadar borçlanabilecek. Ayrıca, genel sağlık sigortası ve sigorta prim borçlarına yapılandırma hakkı getirildi.”

‘KADIN ÇİFTÇİLERİN SGK PİRİMLERİ’NİN YÜZDE 60’INI DEVLET KARŞILASIN’
Sağlanan olanakların yanı sıra hala sosyal güvenlikle ilgili talep ve beklentileri olduğunu da kaydeden Bayraktar, kadın üreticilerin Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kutlayarak bitirdiği açıklamasında ayrıca şunları dile getirdi:
“Yatırım yapanlara verilen prim desteklerinde olduğu gibi, tarım sektöründe çalışan kadınlarımızın da sosyal güvenlik primlerinin yüzde 60’ının devlet tarafından karşılanmasını arzu ediyoruz. Böyle bir uygulama, tarımda istihdam edilen kadınlarımızın sosyal güvenlik kapsamına alınmasını kolaylaştıracaktır. Bu desteğin verilmesi durumunda, kadın çiftçilerimizin sağlık harcamaları eşleri yerine, kendi sigortalarınca karşılanacağından, desteğin büyük kısmı devlete geri dönecek, kayıt dışılık da önlenecektir.

‘YIPRANMA PAYI İLE ÇİFTÇİLERE ERKEN EMEKLİLİK SAĞLANMALI’
Ayrıca, yaptıkları çalışmaların zorluğu dikkate alınarak, kadınlar dâhil bütün çiftçilerimize yıpranma payı, çalıştıkları her yıl için ilave 120 gün, 3 yılda 1 yıl olmalıdır. Çiftçilerimiz erken emekliliği yıpranma payı getirilerek sağlanmalıdır. Çiftçilerimizde prim ödeme gün sayısı, diğer sigortalılarla eşit hale getirilmelidir. Yine genel sağlık sigortası prim oranının işveren hissesine ait kısmından yapılması öngörülen 5 puanlık prim indiriminden, tarım BAĞ-KUR’luların da faydalanması sağlanmalıdır. Üretimin her aşamasına aktif şekilde katılan kadın çiftçilerimizin, kalkınmanın imkânlarından yeterli pay almalarının sağlanması için desteklenmeleri şarttır.

‘EŞİTSİZLİĞİ ÖNLEMEK KIRSALDAKİ KADINLAR GÜÇLENDİRİLMELİ’
Ülkemizde demokrasinin güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önleyebilmemiz için, ilk önce kırsal kesimdeki çiftçi kadınları harekete geçirmemiz ve onları güçlendirmemiz gerekmektedir. Bunun ilk ve en önemli yolu da, yıllardır ihmal edilmişliklerinin bir gereği olarak, yapılan desteklemelerde, projelerde ve kredilerde kadın çiftçilerimize pozitif ayrımcılık uygulanmasıdır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliği, kadın ve erkeklerin tüm hak ve özgürlükten eşit yararlanmalarına fırsat sağlayacak politikalar üretmeleri ve uygulamalarıdır. Kadın çiftçilerimizin de gelir güvencesinin sağlanması zorunludur.”