1-0 kim önde?

Tunç Tatoğlu

Blog: Serbest Kürsü

Oniki yıl geçti sevgili Uğur, oniki yıl. Şöyle ağız tadıyla sohbet üzeri incir çekirdeği kıvamında kavga edememenin üzefinden oniki yıl geçti. Oniki yıl çok şey değiştirdi hayatımda, daha bir anlamaya çalışır oldum kendimi. Daha bir özler oldum senin inatçılığını, dostluğunu.

Geçen yıl sana yazdığım mektubu sevmeyenler oldu, seninle kardeşliğimizi kullandığımı düşünenler oldu. Oysa çok daha önce yazmıştım “kardeş olunmadan yoldaş olunmaz” diye. Anlatmaya devam ediyorum dostluğumuzu hem de yaşlandıkça bire bin katarak. Artık bozmayıp kabul edeceksin anlattıklarımı.

Son mektubumda söylemiştim yaş ortalamamızın hayli yükseldiğini. Sonunda yaşlılar sınıfına girdiğimi yazmıştım. Bir ağırbaşlı, bir bilmiş hallerim var ki görsen şaşırırsın. Her konuda fikrim var, her konuda çözümlerim var. En eğlenceli yanı, elli yaşından sonra tartmadan konuşabiliyorum. Neydi o, şunu söylersem ne anlarlar, bunu yaparsam ne düşünürler kasıntısı hallerimiz. Bir hafiflik geldi üzerime değme gitsin.

Bu yıl hayli zor geçti ülkemiz için, parti için. Hatırlarsın her yıl “bu sefer şuraya oy verilmesi lazım” baskısı ile boğuşurduk. Hiçbir şey değişmedi. Bu yıl da aman AKP zayıflatılmalı senaryoları ile aynı basınç üzerimizdeydi. Yok barajdı yok faşizmdi, en yakın arkadaşlarımla bile papaz oldum. Parti tabii ki tek başına solun onurunu kurtarmak için seçimlere katıldı. Hem de 550 kadın milletvekili adayıyla. Gerisini tahmin edersin, ne kibirimiz kaldı ne sekterliğimiz. Anlayacağın dik durmanın adı kibir, omurgalı bir siyasi hattı savunmanın adı sekterlik oldu. Siyasi hattımızı eleştiren pek yok. O kadar da aptal değiller. Dillerinde baraj türküleri, nakaratları da “+1 olalım”lar, çok renkli, çok sesli bir kampanya. Çok eğlenceliydi.

Allahtan baraj geçildi de 14.000 oy ile üzerimize kalmadı bu işin günahı. Bizim kampanyamız “bu düzeni sıfırla” ekseninde yürüdü. "Yama tutmaz bu sistemi yaşatmaya çalışma" demeye çalıştık. Biz başka alem isteriz dedik. Ama alem istikrar istiyor sevgili dostum, kaos korkutuyor herkesi. Ödenecek taksitler, okutulacak çocuklar var.

Sevgili dostum geçen mektubumda “haddehane”den açmıştım konuyu. Derslere çok girermişim gibi metaforlar ile anlatmaya çalışmıştım komünist olmanın inceliklerini. Şimdi daha temelden anlatmaya başlamalıyım diye düşünüyorum. Senin o sabırlı, işin temelinden anlatmaya başlaman gibi.

Hatırlarsın matematikte ilk öğretilen şeylerden biri “1”in etkisiz elaman “0”ın ise yutan elaman oluşudur, çarpmada ve bölmede. Nedense seninle hep sıfırın yanında yer alırdık okuldayken de… Hatta bir seferinde “0”ın pozitif mi negatif mi olduğuna dair uzun bir tartışma yapmıştık. Sıfırın bu kara delik hali bize hep kişilikli gelmiş idi.

Şimdi bazı cin genç arkadaşlar “ama bu durum toplamada ve çıkarmada böyle değil” diyecekler. Daha yeni okudular ya bu konuları. Benim güzel arkadaşlarım iyi de biz burada devrimden söz ediyoruz. Yani ya çarparsın devirirsin ya bölersin sonsuza kadar eşit ve özgür bir yaşam kurarsın. Yani bu düzene “+1+1” eklenerek ancak yıllar içinde dönüşebilirsin, bu evrimin de ne ile sonuçlanacağı siyaset tanrılarının insafına kalmış.

Yaşlandım ya fazla vaktim kalmadı anlayacağın sevgili kardeşim. Ya sıfırlayıp bu köhne düzeni yenisini bildiğimiz gibi kurarız ya da “+1”er şekilde etkisizleşiriz. Bu tür etkisiz elemanların da solun yakasından düşme vakti geldi. Bak gördün mü Uğur’cuğum otuzlu yaşlarımın en jilet haline döndüm. Halbuki ben en anlayışlı halimle, dinlemek ve anlamak istiyordum. Artık çoktan anladığımı ise dinlemek için vaktim yok.

Halayın başına kim geçecekse, kim parlementoya girmek istiyorsa, kim bir olalım diyorsa devam etsin. Solu tasfiye edip kafalarına göre rol vermeye çalışanlara mesajımız belli “biz sıfırız”… Bu düzene eklenmeyeceğiz, meşru hale getirmeyeceğiz… 

Eğer sıfırlanıp, eşit ve özgür bir yurdumuz olsun diyorsanız bu düzeni sıfırlamayı düşünenlerin safına gelmek istiyorsanız cebinizdeki “+1”ler ile hesaplaşmayı göze alın.

Sevgili yoldaşlarım,

Uğur dostum ile birlikte “sıfırdan” çok iş başlattık, yaprak kımıldamayan iklimlerde örgütlendik. Geçmişimizde sıfırlama konusunda ne zaman geciktiysek pişman olduk. Ne zaman yamamaya çalışsak bir deliği başarılı olamadık. O delik büyüdü ve bedeli ağır oldu.

Kendi yaşamınızda da “+1” olmayın. Ne zaman değiştirmeniz gereken bir şey görürseniz “sıfırlama” cesaretini gösterin. Bir dönem yalnız kalabilirsiniz ama hayatınızı kazanırsınız.

İçimde kabaran ne ise sevgili Uğur, o günlerin içimde çakılı heyecanıdır. En cüretli günlerimizin, haklılığımızın güvenidir.

Laf uzadı yine, seninle sohbeti özlemişim işte... Seni özledim sevgili dostum. Omuz başındaki yerini özledim.