Ya sosyalizm ya barbarlık

Mustafa Yaşar

Blog: Serbest Kürsü

Herhalde en son söylenecek şeyi ilk başlıkta söylemek biraz abes kaçsa da böyle olmasının tercihini kendim yapmadım. Bu kadar kızgınlıkla söyleyebileceğim ilk şey bu oldu çünkü. Çok yazı yazmayı beceremem aslında ama yine bu kızgınlığın bir sonucu yazmak istedim. Yine yazının dağınıklığını kızgınlığıma verin.

Şimdi seçimler geldi kapıya dayandı havada bir sürü şey uçuyor. Yolsuzu, hırsızı, gericisi giymiş beyefendi hanım efendi takım elbiselerini açıyor ağzını adalet hukuk bilmem ne.

Sonra diğer tarafta CHP, HDP; "hırsız, arsız" deyip başlıyor onlar da aday tokuşturmaya. O takım elbiseyi giyen kim varsa ağzında aynı nakaratlar aynı düzen, kimse insanların sorunlarının gerçek yüzünü söylemeye cesaret edemiyor, etmezler de. Niye söylesinler ki; o bizim işimiz.

Biz söyleyelim o zaman…

Bu kirli düzenin sağlık “sektörü” ile ilgili kısmına değineceğim aslında. Yeni mezun olmuş sağlıkçı olarak yazıyorum. Memlekette atama bekleyen yüz binlerce işsizden birisiydim. Kısa bir süre önce özel bir hastane de bir turizm bölgesinde işe başladım. Bir otelde bekliyorum ve otel müşterilerine sağlıkları ile ilgili konularda yardımcı oluyorum üzerime düşen kısım neyse. Sonrasında ya doktorun görmesi gerektiği kısmı varsa doktoru çağırıyorum ya da bağlı olduğum özel hastaneye yönlendiriyorum. Ama bahsedeceklerim kendime dair değil aslında. Üstteki konu ile ne alakası var denilebilir bu söylediklerimin ama asıl meseleyle ilişkili olan aşağıda anlatacaklarım.

Bir sağlık hizmeti düşünün ki sadece para kazanmak üzerine olsun. Affedersiniz tahmin etmek zor değil artık ona da alıştık değil mi? Cebimizden kesilen yüzlerce lira... Ama değineceğim konu daha turizm sektöründe sağlığın işleyişine dair. İnsanca olmayan her şeye dair yani.  Kapitalizm denilen iğrenç düzen aslında meselenin özü, yani insanı insanlığından çıkaran, kendinden geçiren.

Mesele burada sağlık emekçilerinin bireysel tavırları kişilikleri falan değil anlatacaklarım. Bir doktorla konuşuyorum diyor ki “bi gözüm dolar bi gözüm Euro görür benim hasta çıksın da otelden”  kandırmışsın korkutarak göndermişsin hastaneye önemli değil onun için. Sonra birkaç gün sonra acil ekibiyle konuşurken yahu şu adam şu kadar hasta çıkarıyormuş bir otelden bizim hastane de o otel ile anlaşmalıydı gibisinden cümleler. Herhalde en önemlisi de aralarında konuşurken duyduğum “Ruslar para vermiyor göndermeyin onları hastaneye” cümlesiydi. Sebebi de Rus sigorta şirketleriyle anlaşmaları yok hastanelerin o yüzden de yüksek ücretli masrafları almakta sıkıntı yaşıyorlar Ruslardan.  Çalıştığım birkaç hafta içinde duyuyorum, öğreniyorum bunları. Üstelik bu bütün özel hastaneler için geçerli özellikle de turizm bölgelerinde. Daha fazlası elbette var ama burası bile insanlıktan nasıl çıkabileceğimizi anlatmaya yeter.

Çok oldum biliyorum onu dedi bunu dedi falan ama bir de diğer türlüsünden bir örnek vermek kritik herhalde yazının başında ki o kısa cümle için.

Arkadaşım haziran direnişi günlerinde tedavi için Küba ya gitmişti. Döndüğünde onun Küba ile ilgili anlattığı her şeyi bir bir aklımda tutarım ne insancıl şeyler bunlar diye. Ama onu ilk defa görmesine rağmen hastalığı üzerine biraz konuştuktan sonra doktorunun ona sarılıp ağlamasını anlatması... Hiç aklımdan çıkmaz. Herhalde mesele burada açığa çıkıyor diye düşünüyorum. Daha fazla uzatmayayım.

Şimdi en baştaki konu ya gelelim yok sosyal demokrasi yok AB’cilik yok İslamcılar liberaller… Geçiniz bunları düzen aynı düzen. Mesele buradan sonra çok net kimsede kusura bakmasın. Yani barbarlığımı seçeceğiz insanlığımı. Bu düzenin gidişine devam mı diyeceğiz yoksa artık insanların sağlıkları para ile satılmasın mı? Hastaneleri kamulaştıracak bütün esnaf gibi çalışan özel hastaneleri kapatacak mısınız? Onu söyleyin. Bunlara dair söyleyecek bir şeyiniz yoksa kusura bakmayın yeter derim. Bu iki farklı örnekteki insanları yaratan bulundukları ülkelerdeki düzenin kendisi;  biri kapitalizmin insanı biri sosyalizmin.  Ne diyeyim ki başka.

Boş ver onları da beri gel insanlığı kuralım.

Ya barbarlık ya sosyalizm.