Gerçekten her şey çok mu güzel olacak Üniteks işçisi için?

Hasan Can İncirci

Blog: Serbest Kürsü

İzmir Buca Ege Organize Sanayi Bölgesi 3. Bölge içinde yer alan Üniteks Tekstil isimli firmanın taşeronu olarak çalışan TR İnter Tekstil firması işçilerine 78 gündür para verilmiyor. Röportajlardan ve ziyarete giden arkadaşlardan öğrendiğim detaylar dehşete düşürücü. Yemek diye önlerine bir poğaça koyup sabahtan akşama, hatta bazen sabaha kadar çalıştırılma, mesai saatlerinde vakit kaybı olmaması için tuvalet kapılarının kilitlenmesi, sigortasız çalıştırılma gibi her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalıyorlar. Patronların kendi postlarından başka, gelişkin midelerinden başka düşündükleri başka hiçbir şey yok. İşte bu noktada usta Engels’in İngiltere'de İşçi Sınıfının Durumu isimli eseri ile devam etmekte yarar var.  

Engels kitapta ortalama bir rakam ile her 5 aileye bir tuvalet düştüğünden söz ediyor. Ve yine aynı kitapta yemek meselesi içinse şunları söylüyor; “Zenginler daha az kandırılıyorlar, çünkü onlar kaybedecek bir şöhretleri olan ve karışık ya da kötü mal bulun­durarak müşterilerinden çok kendilerine zarar vereceklerini bilen bü­yük mağazaların mallarına yüksek fiyatlar ödeyebilirler. Zenginler iyi şeyler yediklerinden içine bir şeyler katılmış bir yiyeceği, hassas tat alma duyularıyla kolayca ayırt edebiliyorlar."

20 saate yakın bir süreyi poğaça ile geçiştiren işçiler, zaman kaybı olmasın da daha fazla mal üretilsin diye tuvaletin bile yasak edildiği işçiler, haklarını bir gün alabileceği umuduyla daha fazla sömürüye maruz kalan işçiler ve üç otuz paraya 18-19 belki 20 saate yakın çalıştırılan yine işçiler...  

Ama “Her şey çok güzel olacak” diye kandırılan da işçiler. İşçilerin böylesi kötü koşullarda çalışmasının tek sebebi var; örgütsüz olmaları. Çünkü bir sınıf ne kadar örgütsüzse o kadar yok olmaya, insanlık dışı koşullarda yaşamaya mahkum oluyor. Çünkü işçileri masa başlarında satan sendika başkanları var. Bakana dedikleri gibi; “İş uzasaydı bizim için zor olacaktı” diyorlar, işte patronlara da aynı şeyi söylüyorlar. “Para vermeyin ama işi de uzatmayın. Verin üç otuz para gönderin.” İşçiler sendikaları artık bir kurtuluş yolu görmüyor, zaten yüzlerini o tarafa dönemiyorlar. Çünkü sendikaların savundukları işçi sınıfının hakları değil, sermayedarların karlarıdır.Bunun karşılığında işçiler seçeneksiz değildir. İşçiler ancak ve ancak sosyalizmi kendine rehber edinmiş, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan sınıfı için mücadele eden partisi ile yan yana geldiğinde örgütlü olur.Bunun için kararlıyız. 

İşte bu yüzden ustanın da dediği gibi sadece örgütlenmek gerekiyor. Yok başka çaresi. 

Et yiyebilmek için sadece bayramı beklememeli işçiler. Bu işçilerin tuvalete gitmek için bile şalteri indirme zamanı. Ve bu yüzden biz hazırız ve buradayız. Şaltere uzanırken bir bir o eller. İktidara da uzana bilsin diye.