Bir komünist soruyor: Oylar neden Komünist Parti’ye?

Evin Nagehan

Blog: Serbest Kürsü

1 Kasım seçimlerinden sonra AKP tek başına hükümet olamasa da, açıkça söyleyebiliriz ki zihniyeti daha şimdiden tek başına iktidar olmuş bile. Tek tek CHP ve HDP’nin parti programlarından bahsetmeyeceğim, lider ve kadrolarının AKP çizgisindeki sözlerinin  bilançosunu bir de ben çıkartmayacağım sizlere. soL’u takip edenler zaten olan bitenin çoktan farkındalar. Lakin farkındalığımız kendi siyasal tavrımıza ve tercihlerimize yansımadığı sürece Türkiye siyaseti de girdiği kanaldan akmaya devam edecek. CHP ve HDP liderlerinin daha şimdiden ‘Erdoğan’dan arındırılmış AKP’yle koalisyona hazır olduğunu biliyoruz. Ama bu durumu daha da vahim kılan Türkiye solunun ve sosyalistlerinin de bu senaryoya hazırlanması, onların da bu oyunun bir parçası olmasının istenmesi. İşte bu yüzden kendini solcu, sosyalist olarak tanımlayanlara veya sadece kalbi sol için atan bütün Türkiyelilere bir çağrım var:

Dört partinin de birbirinden pek farkının kalmadığı bu siyasal iklimde seçeneksiz değilsiniz. Siyasetinizi ve mücadelenizi sandık denilen aldatmacaya bağlamak zorunda hiç değilsiniz. Birbirine benzeyenler bir tarafta, diğer tarafta da memleketimizin Komünist Parti’si var. Eğer sizden oy istiyorsak, bunun sebebi elinize mührü alıp sandıktaki orak çekiç simgesinin altına basmanızı sağlayıp aldığımız oyların sayısını artırıp sonra da 'Bakın biz de şu kadar oy alıyoruz' demek değil.

Biz bu çürümüş sistemden tamamen kurtulmak istiyoruz. Bu sistemin sandığının çürümüş olduğunun da farkındayız. Eğer seçimlere katılıyorsak, bunun nedeni siyasetin temposunun yükseldiği bu dönemde her zaman verdiğimiz mücadeleyi daha da güçlendirmek, sizleri de sosyalist mücadeleye örgütlemektir. Yoksa bu sistemden de sandıktan da bir halt olmayacağını biliyoruz.

Eğer sizlerden oy istiyorsak,  sizleri bizimle birlikte, sizin de savunduğunuzu bildiğimiz değerler için birlikte mücadele etmeye çağırmak içindir. Eğer bize oy veriyorsanız bu bizim için çok değerlidir. ‘Yüzde onu geçirten’, ‘cepte olan’ oylar diye bir ayrımımız yoktur. Eğer bize oy veriyorsanız,  sizi sosyalist mücadeleye örgütlemek isteriz; dürüstüzdür, amacımızı saklamayız, adıyla sanıyla komünistiz.

Kapitalist sistemi devam ettirmeye çalışmanın getirdiği insani, manevi ve çevresel yıkımın anca sosyalizmle durdurulabileceğini, başka hiç bir ara durak ya da aşamanın olmadığını insanlık tarihinden süzülen ve hepimizi malumu olan bilgiler ışığında görüyoruz. Sosyalizmin acil ve güncel olduğunu düşünüyoruz, ama size 'devrim' için randevu ve tarih veremeyiz, lakin tam da parçası olduğunuz için gerçekleşecek olan bir tarih yazma sözü verebiliriz ancak.

Ama o zamana kadar ne yapacağız, ellerimiz armut mu  toplayacak ? Bu sırada kendi içimize kapanıp kalmayacağız tabi ki. Hele kimlikçilik hiç yapmayacağız. Yani kendimizi hayatın içinden tecrit edip komünistliği üstümüze sırf bir kıyafetmiş gibi giyip başkalarına göstermeyeceğiz.  İş yerinde, okulda, sokakta birlikte mücadele edeceğiz, okuyacağız, tartışacağız, birlikte yiyeceğiz içeceğiz, zamanı geldiğinde dayanışacağız. Dilden dile, gözden göze, elden ele örgütleyeceğiz sosyalizmi.

Bizim dışımızdaki insanlarla de yeni dostluklar edinip, kendimizi artık bir parçası olduğumuzu hissettiğimiz mücadelemize onları da katacağız. Altı paragraftır sizli bizli konuştuğuma bakmayın, işte o zaman gerçekten BİZ olacağız, birlikte hazırlayacağız, örgütleyeceğiz devrimi. Hani 12 Eylül darbesinin karamsarlığında piyasaya çıkan o şarkıda diyor ya ‘Her şey bir anda anlamsız gelecek, işte biz o gün tükeneceğiz’ diye...Yok BİZde tükenmek yok ! Tam tersi: Her şey nagehan daha anlamlı gelecek, işte BİZ o zaman üreteceğiz !