Ölü yıkamak

Dursaliye Şahan

Blog: Serbest Kürsü

Doğrusunu söylemek gerekirse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok yaratıcı ve özgün buluyorum.

Yiğidi öldür ama hakkını yeme demişler. Kimsenin aklına gelmeyen onun aklına geliyor.

Yine 77 milyonu bir anda şaşırttı.

“Bir Müslüman, ölüsünü yıkayabilmeli.”

Aslında haksız da değil. Herkesin bir gün kaybedeceği en azından bir sevdiği birçok yakını yok mu?

Onlara yapılan son görevde yıkayıp, kefenleyerek ebedi istirâhatgâhlarına teslim etmek ise bunları biz bilmezsek kim bilecek?

Mantıklı gibi görünüyor.

Bunları bilmek niye kötü olsun ki?

Rahmetli babam ruhunu teslim ettiğinde ben ve kızkardeşim bayağı bir panik olmuştuk.

“Şimdi ne yapacağız?!”

Neyse ki eş dost, ve bir anda eve dolan akrabalar bize hiç bir iş bırakmadı. Her şey yerli yerinde ve eksiksiz olmuştu.

Yalnız olanlar için de belediyeler anında devreye giriyormuş zaten.

İyi de biz birden bire ölülerimizi yıkamasını öğrenmeliyiz noktasına niye geldik?

Öğrenmenin kötüsü olmaz diyeceğim söz konusu ölüm olunca ve hatta onu yıkamak... Bir ürperti hissediyor insan.

Bu dersi ben almayayım!

İyi de koskoca Cumhurbaşkanı niye böyle desin ki?

Yoksa İstanbul depremi yakın mı?

Savaşa mı giriyoruz?

Ya da iç savaş?

İŞİD saldırısı filan mı bekleniyor?

“Her bir şeyi bırakın, acil olarak ölü yıkamayı öğrenin!”

Biliyorum bir tanıdığım ölü yıkama sertifikası almıştı. Diyanette işe girebilmek için. “Sigortalı iş. Emeklisi var, sağlık sigortası var,” demişti.

Şaka bir yana, ölümden kaçış yok elbet ama Allah sıralı ölüm nasip etsin derler.

Analar babalar evlatlarını gömdüğünde mezara giren tek beden olmuyor.

Geride kalanların yüreklerindeki yangın kolay sönmüyor.

Koskoca Türkiye’de ölüsü yıkanmadığı için ortada kalan kaç insan olmuş ki?

Dünya değişiyor, gelişiyor.

Herkes özgürlüğü, barışı, hayatı seçiyor.

Hele de gençler.

Onlar yaşamayı bizden daha çok seviyor.

Ecelsiz ölüm onlara büyük haksızlık.

Bizim her şeyden önce çocuklarımızı korumayı öğrenmemiz gerek.

Onlara mutlu olacakları, huzur duyacakları, barış vaad eden bir dünya bırakmak zorundayız.

Sağlıcakla kalınız.