Kürt illerinde uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucuyla mücadele

Kurdewarî

Blog: Kurdewarî

Kurdewarî olarak bölgede uyuşturucunun kullanımına ve bunun siyasal bir “enstrüman” olarak nasıl servis edildiğine dair Van’da görev yapan Psikiyatr Hekim Cem Taylan Erden ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Van’da özel bir hastanede Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezinin (AMATEM) sorumlusu olarak da görev yapan Erden sorularımızı yanıtladı. Aynı zamanda sosyal medyada Uyuşturucu Madde Bağımsızlığı adında bir çalışmada yürüten Erden, uyuşturucu kullanımı ve buna karşı mücadeleye dair açıklamalarda bulundu.

Kürt illerindeki uyuşturucu kullanımı diğer bölgelere kıyasla nasıl? Bunun politik nedenleri nelerdir?
Uyuşturucu madde kullanımı tüm Türkiye’de büyüyen bir sorun. Bu hastalıkla ilgili önümüzdeki yıllarda daha fazla konuşacağız sanırım. Bölgede ise uyuşturucu madde kullanımı çeşitli nedenlerle yaygın ve yerleşik... Coğrafya kaderdir denir ya, işte uyuşturucu madde kullanımı konusunda bölgemiz böyle bir kadere sahip.

Belki de yüzyıldır Van uyuşturucu maddelerin önceleri Avrupa ve Türkiye’den Asya’ya, sonraları ise Asya ‘dan Avrupa’ya geçiş güzergahındaki önemli illerden biri belki de en önemlisi. 70lerden beri de sınırın gerek bizim tarafı gerekse İran tarafı uyuşturucu madde üretimine başlanan bölgeler.

Tüm bunlar bölgede yıllardır süren iç savaş, çatışma, göç, işsizlik, eğitimsizlik vs ile birleşince ortaya ciddi ve sadece tıbbi müdahalelerle çözülemeyecek olan sosyopolitik bir sorun çıkıyor

Kamuoyunda genel kanı Kürt illerinde "sınır" geçişlerinde uyuşturucu trafiğinin olduğu. Van'da durum nedir? Bu bir gerçekliğe işaret ediyor mu?
Evet, bu bir gerçeklik... Uyuşturucu madde kullanımını doğrudan ölçmek çok zordur. Uyuşturucu ile ilgili suçları saymak, uyuşturucu nedenli ölümleri saymak ve hatta o bölgedeki kanalizasyon sularında uyuşturucu madde metabolitlerini tayin etmek, dolaylı olarak uyuşturucu madde kullanımını da gösterir.

Bizim bölgemiz uyuşturucu madde ile ilgili suçlar konusunda önde gidiyor. Ülkenin hapishanelerinde yatan hükümlü insanların yaklaşık üçte birinin uyuşturucu madde ile ilgili suçlardan içeride olduğu düşünülürse bu rakamın belki de büyük çoğunluğu bölge insanıdır desek yeridir.

Başlarken dedik ya coğrafya kaderdir diye. Bu bölge tarihi İpekyolu’nun üzerindedir ve Alp Himalaya dağ sisteminin içerisindedir. Bu dağ sisteminin oluşturduğu derin ücra vadiler, mağaralar, yüksek dağ geçişleri yasadışı ticarete elverişli bir güzergâh sunuyor. İki yüzyıl önce baharat taşınan bu yollardan şimdi uyuşturucu maddeler taşınıyor.

Gençlerin siyasal eylemliliklerine müdahale eden kolluk kuvvetleri, söz konusu uyuşturucu olduğunda nasıl davranıyor?
Bu konuda rivayet muhtelif…  Ama şu kesin ki katıldığım bir televizyon programında bu yönde sarf edilen sözler hızlıca soruşturma konusu edilmişti, kolluk bu konuda hassas yani.

Bölgede malumunuz kolluk kuvvetlerinin bir önceliği var. Terörle mücadele adı altında yürütülen savaş koşullarında önceliğin uyuşturucu madde ile mücadele olmaması anlaşılır gelebilir. Ama unutmayalım ki bu ülkede devletin uyuşturucu madde ile mücadele eden ve bu mücadeleyi organize edip raporlaştıran birimi bir kolluk birimi olan TUBİM. Bu meseleye kolluğun görevi olarak bakan bir yapının bu mücadeleyi başka meselelerin arkasına koymaması beklenir.

Üstelik uyuşturucu maddeler ile devletlerin ilişkisi çok masum değil. CİA’nın Afganistan’dan asker tabutları içerisinde dahi eroin getirip bunların parasıyla kim bilir dünyanın neresindeki kontra faaliyetlerini finanse ettiği düşünülürse bu konuyla mücadelenin sanıldığı kadar masum olmadığı anlaşılır.

Uyuşturucu kullanımının artmasıyla Kürt gençliğinin apolitikleşmesi arasında bir bağ var mı sizce? Nasıl açıklarsınız?
Uyuşturucu madde kullanımı insanın dünya üzerindeki tasarrufundan vazgeçmesi ile eşanlamlıdır neredeyse. İnsanı nesneleştiren, değiştirme dönüştürme gücünden yoksun kılan başlıca etkenlerdendir. Bu nedenle dünyanın değişmemesini isteyenler için epeyce kullanışlı bir araçtır.

Özellikle gençlik gibi değiştirme dönüştürme motivasyonu güçlü olan bir toplum kesimini etkileyen bir sorundan bahsediyoruz. Bu durumun yaygınlaşmasını kolaylaştıran işsizlik, eğitimsizlik, kültürel uyum zorlukları, göç, travma gibi koşullar da tabloya eklendiğinde Kürt gençliğinin yaşadığı zorluklarla baş etme mücadelesinden düştüğü noktada kendini uyuşturması, var olan koşullara teslim olmanın en az acıtıcı şekli gibi gözüküyor.

Bir kez Van’da bir cezaevinde bu konuyla ilgili bir seminer verirken, bir genç bölgede yaşadığı zorlukları anlatıp uyuşturucu madde kullanma “zevkinden” de mahrum kalırsa ne yapacağını bilemediğini söylemişti. Durum tam da bu aslında... Zorluklar, eğer sizin mücadele etmek için yeterli motivasyonunuz ve donanımınız yoksa yıldırır, bezdirir, yorar. Bu koşullarda madde kullanmak makul gibi gözüken ama orta vadede güçsüzlüğü arttırmaktan başka bir işe yaramayan bir yöntem.

Neler yapmak gerekiyor? Neler söylemek isterseniz...
Mücadele etmek gerekiyor elbette. Uyuşturucu madde bağımsızlığı için mücadele etmek gerekiyor. Bu arada Sosyal medyada bu isimle (uyuşturucu madde bağımsızlığı) bir sayfam olduğunu söylemeden geçmeyeyim.

Madde bağımlılığı bir hastalık ve tıbbi müdahale çok önemli… Bu bir hastalık ve bu insanlara aynı şeker, tansiyon hastaları gibi tedavi etmek için yaklaşmamız gerekiyor, suçlayıp cezalandırmak için değil.

Bölgemiz çok hassas ve kırılgan bir toplumsal yapıya sahip. Burası birçok sorun ile mücadelenin her iki taraf açısından da savaş sonrasına ertelendiği bir yer. Hal böyle olunca yaralar kangren haline gelebiliyor.

Bu durum tedavisi olan bir hastalık yeter ki biz doğru reçeteyi yazalım ve insanları bu durumla baş edebileceklerine ikna edelim.


Katkı ve Önerileriniz İçin: [email protected]