Bankamatik "kamuculuğuna" karşı Yatağan'dan yükselen orta parmak

Metin Tülü

Blog: Kent Kültür Sanat

2010 yılında İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan Milano kentine bir heykel hediye etmek ister. Sanatçı genel olarak günümüz kültürüne karşı eleştirel bir alaycılığının ön plana çıktığı çalışmalarıyla bilinmektedir. Cattelan'ın L.O.V.E. adını verdiği heykel için tek şartı heykelin Milano’daki borsa binasının önüne yerleştirilmesidir.

11 metre boyundaki dev heykel yerleştirilir ama beraberinde pek çok tartışmaya ve itiraza yol açar. Heykel açıkca bir hayli 'aykırı'dır. Borsa binasının karşısında, finans kapitalin merkezinde bir orta parmak yükselmektedir.  Maurizio Cattelan ise heykel hakkında verdiği bir röportajda, heykelin finans dünyasına duyulan sevginin bir göstergesi olduğunu ve özellikle de hayal gücünü tasvir eden bir eser olduğunu söylemekle yetinir. Cattelan, kamunun kaynaklarını kamuyu yıkıma uğratacak şekilde kullanan finans kapitale karşı açıkca sevgisini ifade etmiştir.

2011 yılında İtalya’da finansal bir kriz yaşandığında, L.O.V.E. heykeli krizin sembolü olacaktır.

Şubat 2013’te İtalya’da İnşaat işçileri inşaat sektöründeki işsizliği protesto etmek için “öfke gününde” bir eylem düzenler. 

10 bin işçi kaskı yan yana dizilerek, işsizler sembolize edilir bu eylemde.

 

 

İşçilerin bu eylem için seçtikleri yer Milan’da ki borsa binasının önüdür. Yerlere dizilen kasklar borsa binasının önündeki L.O.V.E. heykeli ile de birleşince ortaya çıkan görüntü gerçekten çok ilginç bir bileşim oluşturur. Finans kapitale karşı bir sanatçının “en içten” hisleriyle, işçilerin öfkesi birbirini bütünler.

Yatağan'dan yükselen orta parmak

2014 yılına ve günümüz Türkiye'sine geldiğimizde ise bir başka işçi direnişi var. Yatağan Termik santralinin özelleştirilmesine karşı işçilerin direnişi dün gece başlattıkları santrali terk etmeme eylemiyle yeni bir evreye girdi. İşçiler eylemlerine ilişkin "Kamu düzenini bozan işçiler değil AKP iktidarıdır" diyorlar "Bugün Yatağan kaybederse tüm işçi sınıfı ve emekçi halkımız kaybeder. Artık diktatörlerin değil, işçi sınıfının yanında olma günüdür." 

Yatağan işçilerinin bu direnişi 2013 Şubat'ında Milano Borsa Binası'nın önünde ortaya çıkan o güçlü görüntüyü anımsatıyor bize. Kamuculuk düşüncesinin bir karikatüre dönüşerek bankamatik koruyuculuğuna indirgenmeye çalışıldığı ve bankamatiklerin nerdeyse her şeyden önemli kabul edilmeye başlandığı ülkemizde, Yatağan işçileri hepimize bir kez daha kamuya sahip çıkmanın gerçekte ne olduğunu hatırlatıyor. Cam çerçeve kamuculuğuna karşı dikilen işçilerin bu duruşları, Milano Borsa Binası'nın karşısındaki orta parmak gibi yükseliyor. 

Direnen Yatağan, hem iktidarın iyice güdükleştirdiği kamuculuğa karşı Cattelan’ın müstehzi gülüşünü hem de yağma düzenine karşı İtalyan işçilerin öfkesini barındırıyor.

İşçilerin bu direnişlerinin neden önemli olduğunu, bizimle ne ilgisi olduğunu anlamak için bu fotoğraflara tekrar bakmalıyız belki de. Yatağan işçileri sadece kendileri için değil biz de işsiz kalmayalım, bizim de kasklarımız yere dizilmesin diye direniyorlar. Hem kendi yaşamlarına hem de kamuya yani ülkelerine sahip çıkıyorlar.