Yan yana fotoğraf çektirelim

Fulya Girginer

Blog: Kent Kültür Sanat

Oyuncu Şener Şen, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat ödüllerinden sinema dalı ödülünü aldı. Ödül üzerine çokça konuşuldu, tartışıldı. Kalan birkaç boşluk da bu yazının konusu olsun.

Ödül töreninde çekilmiş bir fotoğrafta Şener Şen ve Recep Tayyip Erdoğan seyircilerin arasında oturuyorlar. Şener Şen’in yüzünde ve oturuşunda kendine güven hâkim. Koltuğunu kaplayarak oturmuş. Yüzünde hafif bir gülümseme. Sanki “bu benim aldığım ilk ödül değil, son ödül de olmayacak, değerimin farkındayım,” der gibi. Yanında oturan Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşu bunun tam tersi. Koltuğundan Şener Şen’e doğru kaymış, ellerinin pozisyonu tuhaf. İçinde bulunduğu mekâna tutunamayan bir duruş. Yüzünde ise uzun zaman uğraşıp da başarmış insanlarda görülebilecek memnun ve yorgun bir gülümseme.

Tek bir fotoğraftan bunca anlam çıkarmak sağlıksız olabilir, nitekim aynı törene ait başka karelerde başka duruşlar da var. Fakat bu yazıyı dürten fotoğraf budur ve bırakalım görevini yapsın.

Bu fotoğrafı çektirmeye kimin ihtiyacı olabilir? Kim bu fotoğrafı en güzel albümünün en nadide sayfasına koyup dostlarına göstermek ister. Şener Şen olmasa gerek. Hatta Şener Şen bu fotoğrafı çoktan unutmuş olabilir. Ama Cumhurbaşkanı için kıymetli bir parça olacaktır bu fotoğraf. Hatta belki arkadaki Yavuz Bingöl’ün sarı kravatını fotoşop ile düzelttirip duvara bile asabilir.

Şener Şen ödül konuşmasında şöyle diyor: “Ben canlandırdığım karakterlerin iyiye, doğruya ve güzele hizmet etmesi için özenle seçmeye çalıştım. Bazen hiçbir şey yapmadan öylece bekledim.” Bu cümlenin inandırıcılığı var. Söz konusu kurgu iken, sanatın sanallığı içindeyken bu kadar iradeli, bu kadar prensipli olunabiliyor. Ki birçok sanatçı için bu erdeme sahip olduklarını bile söylemek zor. Piyasaya hitap eden, en çok satacak işi sorgusuz sualsiz yapıyorlar. Şener Şen en azından mesleği söz konusu olduğunda böyle bir titizlik gösterdiğini gururla savunuyor. Peki, Cumhurbaşkanı Şener Şen’in izleyicisi midir? Şener Şen Cumhurbaşkanının, yani beğenmeyip geri çevirdiği rollerin izleyicisinin, albümüne girmekte beis görmüyor.

Cumhurbaşkanlığı kültür ve sanat ödüllerini 2014 yılında Alev Alatlı almıştı, namı diğer Kaçak Saray’ın Paçoz Çariçesi. Alev Alatlı’nın duruşu konusunda fazla söze gerek yok, fakat Şener Şen onunla aynı kulvara girmeyi nasıl göze almış olabilir?

 

Gericiler neden sanat üretiminde başarısız olurlar? Bu soruyu sadece zekâ ile açıklamak kısıtlayıcı olur. Bir tarafta ellerindeki din malzemesinin kısıtlayıcılığı, bir tarafta oluşturdukları kitlenin aptallaşmış olması var ise bir tarafta da geçmişsiz ve geleceksiz olmaları düşünülebilir. Ve belki de tüm bu faktörler iç içedir.

Geçmişsizlik ve geleceksizlik olgusunu açalım.

Gericiler gündelik politika üretirler. Kendilerine mâl etmeye çalıştıkları geçmiş kurmacadır. Bu bağlamda Göbeklitepe haberleri anımsanabilir. “Diyarbakır Valiliği, TRT ve Kalkınma Bakanlığı desteği ile "Diyarbakır kültürel mirasının tanıtımı" projesi adı altında hazırlanan "Suların Ateşin ve Taşların İmparatorluğu" isimli belgeselde, insanlık tarihinin en önemli yapılarından Göbeklitepe’de, Hz. İbrahim’in yıktığı putlar olduğu ileri sürüldü.”

İbrahim Peygamber miti ile Göbeklitepe tarihlemesi arasındaki 7-8 bin yıllık fark gericiler için teferruattır.

Gerici zihniyetin geçmiş kurgusunun uydurukluğunun yanında gelecek kurgusu da sorunludur. İnsanın insanca, eşit, özgür yaşamasına ilişkin bir vaatleri olamaz, bu eksiği öteki dünya fikri ile kapatmaya çalışırlar.

Hâl böyle olunca kendi damarları içinden sanat eserleri çıkarmak imkânsıza yaklaşır. Aslında genellikle bu ihtiyacı yok sayarlar; edebiyat gençleri yoldan çıkarmak içindir, Picasso resimlerinin daha iyisini Kenan Evren yapabilir, bale ahlaksızlıktır gibi, gibi. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar sanat üretimi devam eder. Bu durumda üretimi yönlendirmeye girişirler. Devletin olanakları seferber edilip “uygun” sanat eserlerinin üretimi sağlanmaya çalışılır. Ortaya bir takım sonuçlar çıksa da en görmez gözün bile görebileceği bir pespayelik söz konusu olur. E bu durumda olmuşları toplamak en pratik, en masrafsız çözüm olmaz mı?

Aydınlanmacı, sol damardan beslenmiş, eserlerinin kalıcı olma ihtimali yüksek sanatçılar arasından sanatçı aparılabilirse işte o zaman o yorgun ve memnun gülümseme insanın yüzüne oturur.

Diyeceğim şu ki; Şener Şen’in bu ödüle ihtiyacı yok. Recep Tayyip Erdoğan’ın Şener Şen ile yan yana fotoğraf çektirmeye ihtiyacı var.