Kaçışın kötüler, çiçek dirilticisi kızlar büyüyor

Evrim Gökçe

Blog: Dünyayı Verelim Çocuklara

Tomris Uyar’ın, “Çiçek Dirilticileri” adlı öyküsünde, dedesini görmeye giden bir küçük kız, çiçekleri ince ince ıslatan, kuruyan yapraklarını temizleyen dedesinin mesleğini “çiçek dirilticisi” olarak tanımlar. Bugün size tanıtacağımız “Dünyanın En Büyük Çiçeği” kitabında da, bu kez bir dede değil, küçük bir kız “çiçek dirilticisi” olarak karşımıza çıkıyor.

Jose Saramago’nun müstehzi üslubu, yetişkin okurları tarafından bilinir. Bu kez ise kalemine, derin bir tevazu ve çocuklar için yazmanın ne denli zor olduğu vurgusu, öyküsünü anlatmayı beceremeyeceğinden duyduğu tedirginlik nedeniyle, “aklımda kalanları anlatayım en iyisi” kararı eşlik ediyor.

ZAMAN KİMİN UMURUNDAYDI ?

Sonsuz zaman sanısı, çocukluğun en tatlı vurdumduymazlıklarından biridir. Hiç de sevimli çınlamayan “Gün 25 saat olsa”,“5 saat uyku da yeterli” önerilerinin olmadığı, Ankara’daysanız Melih Gökçek kötüsünün “Son metro 22.30’da” zorbalığına henüz bulaşmadığınız o yılları hatırlayın. Renkli istop oynarken kol saatinize bakmanızın tek nedeni, o zamanların havalı modası olan dijital Casiolardı itiraf edin. Zaman hangimizin o vakitler umurundaydı ki?

Saramago’nun öyküsündeki küçük kız da zamanla ilişkisini kaçmak-kovalamak-ıskalamak-yakalamak fiilleriyle kurmadan, tepeleri, nehirleri aşıp Mars’a bile ulaşıyor. Tepenin ardında karşılaştığı boynu bükük bir çiçeğe su vermek de, öykünün kahramanı olduğundan ona düşüyor. Tam 20 kez, upuzun yolları gidip dönerek, küçücük avcuyla çiçeğe nehirden su taşıyan kahramanımız, çiçek suyla dirilip de kocaman bir gölge yapınca, o gölgede huzurla uyuyor. Öykünün küçük çiçek dirilticisi, yaptığı bu büyük işten ötürü tüm köyün yetişkinlerinin de saygısını kazanıyor.

Kitap sona yaklaşırken Saramago, çocuklara öyküler yazmayı bilmediğinden ve ancak bu kadar anlatabildiği için okurundan af diliyor. Ama bir yazarın, bir çocuktan dileyebileceği en şenlikli af! Onları bu öyküyü yeniden yazmaya davet ediyor ve belki de çocukların çok daha güzel yazacağını düşündüğü bu öyküyü, bir gün kendisinin okuyacağını söylüyor.

SARAMAGO KÜÇÜK KIZA ZORLU GÖREVİ VERSİN, BİZİM ‘DEĞİŞİK’ BİZİ KENDİSİNE EMANET SANSIN…

Jose Saramago gibi bir büyük hayalcinin, çocuklar için de yazmış olması ne büyük şans. Solgun bir çiçeği diriltme gibi zorlu bir görevi, uzun yollar katedecek bir kız çocuğunun küçücük avuçlarına emanet etmek; dünyayı çocuklara vermek değilse nedir? İyi ki dünyanın dört bir yanında, Saramago gibi çocuklarımıza kelimeleriyle refakat edecek yazarlar var.

Böyle bir öyküyü okuyan çocuklar, balkonlarına uzanan ağacın dallarını yaprak döküyor diye asla kesmeyecek, zeytin ağaçlarını kesenlere ise dünyayı dar edecek, eminiz!

Onları gönül rahatlığıyla baş başa bırakırken, kız çocuklarını, kadınları kendisine emanet sanan, Cumhurbaşkanı filan olan kimselerle uğraşıp dalaşabilir, yetişkinlik görevimizi ifa edebiliriz.

Son not: Belki Saramago da bilmek isterdi; kendisi evde değilken çiçeklerini sulamayı unutan 20’li yaşlarındaki çocuklarına “Okuyun da örnek alın şu kız çocuğunu” diyen anneler, Saramago’nun bile hayal etmediği bir yerlerde, bizim buralarda çocuk kitaplarına dadanmaya devam ediyorlar hala…

Dünyanın En Büyük Çiçeği

Jose Saramago

Resimleyen: Joao Caetano

Çeviren: Emrah İmre

Kırmızı Kedi Çocuk, 2014

 5+ yaş

 

Katkı ve Öneriler için: [email protected]