Türkiye'de yeniden görülmeye başlanan Koyun-Keçi Vebası nedir, nasıl aşılır?

Zoonoz bir hastalık olmadığı için insana bulaşmayan Koyun-Keçi Vebası, Türkiye hayvancılığında sıklıkla görülmeye başlandı. Denetimli aşılamayla önlenebilecek hastalık için, kamu veteriner sağlık hizmetleri güçlendirilmeli.

soL - Bilim ve Aydınlanma

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde son haftalarda yeniden görülmeye başlanan Koyun-Keçi Vebası, ciddi ekonomik kayıplara ve paniğe yol açtı. 

Koyun vebası veya daha doğru ifadeyle Koyun-Keçi Vebası (Peste des Petits Ruminants, PPR), koyun ve keçilerde başta olmak üzere yabani ve evcil geviş getiren hayvanlarda yüksek ateş, alt solunum yolu enfeksiyonları, göz ve burunda akıntı, ülserli ağız iltihabı, sindirim sisteminde kanama, erozyon, ülser, mide-bağırsak iltihabı ve ishal ile seyreden bulaşıcı ve genellikle akut seyirli viral bir enfeksiyondur.

PPR enfeksiyonu, dünyada ilk kez Afrika’nın Fil Dişi sahillerinde 1942 yılında koyun ve keçilerde rapor edilmiştir. Daha sonra Güney-Batı Asya, Hindistan, Orta Doğu, Yakın Doğu’nun çoğu bölgelerinde, Arap Yarımadası’nda, Afrika’da Ekvator ve Sahra arasında uzanan ülkeler boyunca görülmüştür. Güney Asya, Batı ve Doğu Afrika’da gelişmekte olan birçok ülkede sınır tanımayan bir enfeksiyon olarak kabul edilir. Türkiye’de ise gayri resmi ilk PPR vakasının 1996 yılında görüldüğü bildirilmiştir. Çeşitli araştırmacıların raporlarından Türkiye’deki enfeksiyonun oldukça yaygın olduğu anlaşılmaktadır.

İNSANLARA BULAŞMAZ

Hastalık, salgın özelliği nedeniyle koyun ve keçilerde oldukça ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Hastalığın yayılışı oldukça hızlı olmakta ve hastalanan hayvanların yaşına bağlı olarak ölüm oranı yüzde 100’e kadar ulaşabilmektedir. Bununla beraber bazı hafif vakalarda ölüm oranı yüzde 20’den daha az olabilmektedir. Bu hastalığın insanlar için en olumlu tarafı zoonoz karakterli olmamasıdır. Yani hastalık insanlara bulaşmaz.

Türkiye’de 1997 yılından itibaren ihbarı zorunlu hastalıklar listesinde bulunan PPR, Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE)’nin A listesinde yer alan önemli bir viral enfeksiyondur. Hastalık görüldüğü yerde resmi makamlara bilgi verilmesi zorunludur. Dolayısıyla bu türden hastalıkların görüldüğü yerler kısa bir süre karantinaya alınır, aşılama çalışmalarına başlanır ve bölgedeki hastalık eradike edildikten sonra karantina uygulaması sona erdirilir.

CANLI HAYVAN İTHALATININ ROLÜ

Yurtdışından gelen koyunların yaklaşık 30-45 günlük bir sürede Türkiye’ye ulaştıkları göz önüne alındığında son günlerde Bursa, Zonguldak ve Denizli'de yurtdışından getirilen ve yetiştiricilere dağıtılan koyunlarda görülen PPR hastalığının, büyük olasılıkla Türkiye’deki mevcut hayvanlardan bulaşmış olduğu söylenebilir. Çünkü hastalığın kuluçka süresi yaklaşık 4-6 gündür. Yani virüs koyunlara bulaştıktan sonra en geç 4-6 gün içerisinde enfeksiyon belirtileri görülmeye başlar. Dolayısıyla bu hastalığın ortaya çıkışının canlı hayvan ithalatıyla ilgili olmadığı görülmektedir.

Bununla beraber, yerli ırkların genellikle bölgede olan hastalıklara daha dirençli olduğu ve yurt dışından gelen hayvanların özellikle enfeksiyöz karakterli hastalıklara daha duyarlı oldukları da bilinmektedir. Bu sebeple bu hastalıkların görülmesini önlemek için daha çok yerli hayvan ırklarının geliştirilmesine önem vermeli ve kamu veteriner sağlık teşkilatının güçlendirilerek koruyucu sağlık hizmetlerinde daha etkin rol almasının sağlanması gerekmektedir.

Özellikle 1980’li yıllardan sonra uygulanan ve veteriner sağlık sektörünün özelleştirilmesine ağırlık veren politikalarla koruyucu sağlık sistemi felç edilerek daha çok tedavi uygulamalarına ağırlık verilmeye başlanmıştır. Hastalık aşılamayla önlenebilecek bir hastalıktır. Ancak aşılama yetiştiricinin keyfiyetine bırakılmamalı ve aşının kamu veteriner hekimleri eliyle ücretsiz ve denetimli yapılması sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu ve diğer hastalıkları ülkemizde daha çok göreceğiz demektir.