Müzik, hareket, duygu

İngiltere’deki York Üniversitesi’ndeki ve Berlin Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar, müziği, ifade gücü yüksek olan hareketlerin işitsel bir formda sunulması olarak düşünmüş. Bu çalışmanın, müziklerin, daha otomatik ve daha az insan etkileşimli olarak sınıflandırılmasında işe yarayacağı düşünülüyor.

Ruhan Alpaydın - bilimsoL

İngilizce’deki ‘emotion’ kelimesi hareket anlamına gelen ‘motion’ kelimesinden türemiştir ve kaynakları Latince’deki tek bir kelimedir. Duygu ile hareket arasındaki bu etimolojik ilişki, kimi kültürlerde dans ve müzik şeklinde iki farklı kavram olmaması, bunların tek bir kavram olarak yer alması, çünkü o toplumun kültüründe günlük hayatta her zaman dans ve müziğin birlikte yer alması ile de görülebilir. Müziği dinlediğimizde ayağımızla ya da elimizle ritim tutarız ya da dans etmek isteriz. Duygu, hareket ve müziğin eşyapılı (İng. isomorphic) olduğu sanat felsefecileri tarafından da öne sürülmüş.

Geçtiğimiz sene yayımlanan bir çalışmada İngiltere’deki York Üniversitesi’ndeki ve Berlin Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar, müziği, ifade gücü yüksek olan hareketlerin işitsel bir formda sunulması olarak düşünmüş. Dolayısıyla müzikteki duyguyu ortaya çıkartmanın ve ölçmenin, müzikteki hareketi ortaya çıkartmak ve ölçmekten geçeceği tezi öne sürülmüş. Zaten müzikteki tempo ve ses şiddeti/yüksekliği fiziksel enerji ile birebir ilişkili kavramlar.

DUYGULARIN ÖLÇÜLMESİNİN ZORLUĞU

Duyguların sınıflandırılmasına dair farklı yaklaşımlar mevcut. Üstelik bir kişinin duygusunun ölçülmesi kendi başına problem, zira duygulanım oldukça öznel bir durum. Duyguların dile getirilmesinde, kişinin bu konuda doğal dili kullanarak dediklerinden çok ifadesel davranışları (yüz ifadesi, jestleri, seslendirmesi, vb) daha güvenilir, ancak burada da bu ifadesel davranışlar bir insan tarafından değerlendirildiği için öznellik söz konusu. Ancak vücuttaki fizyolojik değişimlerin incelenmesi (kan basıncı, deri iletkenliği, EEG ölçümleri) görece nesnel bir gösterge olabiliyor.

GEMS MODELİ

2008’den itibaren geliştirilen GEMS (Genova Emotional Music Scales) müziğin uyandırdığı, harekete geçirdiği duyguları 9 ana kategoride değerlendirmiş: Hayranlık, aşkınlık, müşfiklik, nostalji, barışçıllık, enerji/güç, neşe dolu aktiflik, gerilim ve üzüntü. Bu dokuz kategoriden ilk beş tanesi ulvilik üst-kategorisinde, sonraki iki tanesi canlılık üst-kategorisinde, son iki tanesi ise huzursuzluk üst kategorisinde. Bu dokuz kategorinin her birisi içindeki duygular nüanslar içeriyor. Örneğin, hayranlık kategorisi içinde mutlu, hayranca şaşkın, büyülenmiş, çekiciliğine kapılmış duyguları var. Duyguların ölçümü, adlandırılması ve sınıflandırılması fizyolojik değişimleri (beyin aktivitesini gösteren fMRI verileri) referans alarak yapılmış. GEMS modeli, şimdiye değin, dinleyiciler üzerinde yapılan farklı araştırmalarda sağlıklı sonuçlar vermiş. 

Bu araştırmada da duyguların değerlendirilmesi için GEMS sınıflandırması referans almış. İki farklı deney yapılmış. İlk deneyde, farklı cinsiyet, müzik aşinalığı olan 11 dinleyici farklı tür müzikler dinleyerek dinledikleri müzikteki duygulara dair iki farklı şekilde geri besleme yapmışlar:

1. Gems'in 9 kategorisinden (GEMS-9) sözel olarak hangi duyguyu hissettiklerini belirtmişlerdir. 

2. Ellerindeki 3-boyutlu hareketlerini ölçen bir Android uygulaması olan akıllı telefonlarından kulaklıkları ile müziği dinlerken, müziğin uyandırdığı duyguları hareket olarak ifade etmişlerdir. 

Bu iki ölçüm arasındaki uyuma bakıldığında, sözgelimi üzüntü duygusunun yavaş hareketler ile örtüştüğü, gerilimin büyük hareketler ve düzensiz tempo ile örtüştüğü görülmüş. Nostalji, zeminine düzensiz yumuşak hareketlerin olduğu minik hareketlerle örtüşmüş.

İkinci deneyde ise, ilk deneyin sonuçlarının teyidi amaçlanmış. İlk deney sonucu ortaya çıkan, “Katılımcıların enerji, gerilim ve canlılık duyguların vücut hareketleri ile ifade etmeyi seçerken, nostalji ve aşkınlık gibi duyguları sözel olarak GEMS-9 sınıflandırmasını kullanarak ifade etmeleri” sonucu tekrar sınanmış. Bu sefer, yüzde 72’si bir müzik aleti çalmakta tecrübeli olan 21 öğrenci üzerinde yapılan deney sonucunda, küçük farklar olmakla birlikte vücut hareketleri ile sözel olarak belirtilen duygular ilk deneydekine benzer bir örtüşme ortaya çıkmış.

Duygu modellemesi araştırmaları literatüründe, her duyguya dair, temel iki boyut olarak değerlik (duygunun ne kadar keyif verdiği, İng. valence) ve uyandırma (duygunun yoğunluğu, İng. arousal) düşünmüşler. Bu araştırmada vücut hareketlerinden çıkartılan ivme değerlerinin (hareketlerin hızının zamana göre değişimi) her bir duyguya dair bu iki temel veriyi ortaya çıkartmış.

Bu çalışmanın, müziklerin, daha otomatik ve daha az insan etkileşimli olarak sınıflandırılmasında işe yarayacağı düşünülüyor. Örneğin, çoğu web-tabalı olan Müzik Tavsiye Eden sistemler bu şekilde müziğe dair temel parametrelere bakarak müziği kategorize etmeye çalışıyorlar.


Kaynaklar:

1. Irrgang M, Egermann H (2016) From Motion to Emotion: Accelerometer Data Predict Subjective Experience of Music. PLoS ONE 11(7): e0154360. doi:10.1371/journal.pone.0154360

2. GEMS (Geneva Emotional Music Scales), https://www.uibk.ac.at/psychologie/fachbereiche/pdd/personality_assessme....

Görsel kaynağı:  http://www.cultura.gob.sv/la-colmenita-no-es-escuela-de-formacion-artist...