Akademik kariyer çabası depresyona neden olabilir

Yeni yapılan bir araştırmaya göre doktora öğrencileri depresyon tehlikesi ile karşı karşıya.

Hazel Zeynep Kurada - bilimsoL

Yeni yayımlanan bir araştırmaya göre doktora öğrencilerinin büyük çoğunluğu depresyon tehlikesi ile karşı karşıya. Depresyonun kişinin akademik ve sosyal hayatını etkileyebilecek ciddi tehditler yaratabileceği ve dahası uzun vadede ağır sonuçları olabileceği belirtiliyor. Bu nedenle geçici bir durum gibi görülse bile kaygı ve endişe yaşayan tüm doktora öğrencilerinin mutlaka bir uzman yardımı almaları öneriliyor.

Söz konusu araştırmada yer alan doktora öğrencilerinden %51’inin bozuk ruh sağlığı belirtilerinden en az ikisine sahip olduğu ve yoğun stres altında oldukları belirtiliyor. %32’sinin ise bu belirtilerinden en az dördüne sahip olduğu ve yaygın psikiyatrik hastalıklar açısından riskli grupta oldukları öngörülüyor.

Doktora öğrencileri arasında gözlemlenen semptomlar arasında kronik gerginlik, mutsuzluk, yoğun kaygının getirdiği uyku sorunları, zorlukların üstesinden gelememeye ilişkin tedirginlik ve günlük aktivitelerden keyif alamama en yaygın olanları. Bununla beraber iş bulamama gibi gelecek kaygıları ve mevcut çalışma sistemi içinde aile içi ihtiyaçlara yanıt verememe gibi sorunlar da bu semptomlara neden olabiliyor.

Bunların ötesinde iyi bir danışmana sahip olmanın bu riskleri kısmen dengelediği belirtilirken, üniversite ve bölümlerin doktora derecesi kazanma sürecinde stresli bir yolculuğa çıkan öğrencilerin zihinsel sağlıklarının önemini çoğunlukla göz ardı ettikleri belirtiliyor.

Söz konusu tarama Belçika’da 3659 doktora öğrencisi üzerinde yapılmış küçük bir örneklemi temsil etse de, elde edilen bu gözlemler aslında evrensel olarak doktora öğrencileri arasında bir hayli yaygın. Çalışmanın yazarları bu verilerin akademik camiada farkındalık yaratacağını ve evrensel düzlemde genelleştirilebileceğini vurguluyor.

Bu verileri başka bir açıdan ve biraz da kendi sınırlarımız içinde genelleştirmek gerekirse, gelecek planlarını bilim yapma üzerine kuran, ancak ruh sağlığı hayli görmezden gelinen bir diğer grup ise araştırma görevlileri. Başlı başına bir stres unsuru olan lisansüstü eğitimi hâlihazırda devam ettiren araştırma görevlilerinin büyük çoğunluğu gelecekte doktoralı işsiz olma endişesi yaşıyor. Akademik hiyerarşinin en alt basamağında duran araştırma görevlilerinin çoğu, mensubu oldukları bölüm içinde var olma mücadelesi verirken mobinge de uğruyor. Doktora sonrası belirsizliğinin verdiği kaygıyla mücadele ediyor, yayın yapmaya, puan toplamaya çalışıyor, ulusal/uluslararası kurultaylarda yer alma aşamasında maddi engellere takılıyor ve bu arada iş tanımı dâhilindeki ya da haricindeki tüm beklentileri karşılamaya çalışıyor.


Kaynak haber: http://www.sciencemag.org/careers/2017/04/phd-students-face-significant-...