Tecavüzcüyü vücudundaki bakteriler ele verebilir mi?

Genital bölgede yaşayan bakteriler üzerine yapılan bir araştırma, tecavüz vakalarının incelenmesinde adli tıp uzmanları için yeni olanakların sinyalini veriyor.

Yiğit Kocagöz

Adli bilimler (ingilizce adıyla Forensics) uygulamalı biyolojinin yoğun biçimde kullanıldığı ancak ülkemizde araştırma konusunda çok rağbet görmeyen disiplinlerdendir. Başta polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) olmak üzere pek çok rutin moleküler biyoloji tekniğinin adli bilimlerde yaygınlık kazanması ile 1990’lardan itibaren dünyada pek çok kriminal gizemin hızlı bir çözüm sürecine girdiğini söylemek yanlış olmaz. Ne varki DNA üzerinde analiz hakimiyeti halen pek çok sorunun cevabı için yeterli değil. Bir cinayet ya da tecavüz vakasında kurban üzerindeki yabancı doku parçaları bazen analiz edilemeyecek durumda olabiliyor. Dökülen pek saç parçalarının üzerinde yeterli miktarda DNA barındırmaması ya da tecavüzcünün prezervatif kullanması adli biyologları çözümsüz bırakan durumlardan sadece birkaçı.

Investigative Genetics Dergisi’nde yayınlanan yeni bir makale biyologun bir tecavüz vakasında kimlik tespiti için sadece tecavüzcünün DNA’sına muhtaç olmadığını göstermekte. Avustralya’nın Murdoch Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre tecavüzcünün genital bölgesindeki bakteriler de onun kimliğini ele verecek özgünlüğe sahip.

Vücudumuzda kendimize ailt hücre sayısından çok daha fazla sayıda bakteriye ev sahipliği yaptığımız bilinen bir gerçek. Bu bakterilerin büyük kısmı ile karşılıklı yardımlaşmaya (mutualizm) dayalı bir ilişki halindeyiz. Bağırsak bakterilerimizin besinlerin sindiriminden bağışıklık, hatta sinir sistemini güçlendirmeye kadar pek çok işlevi olduğunu biliyoruz. Genital bölgelerdeki bazı bakteriler de mantar ya da zararlı bakteri enfeksiyonuna karşı bizi koruyor. Vücuttaki (ya da doğadaki herhangi bir yerdeki) bakteri çeşitliliğini genetik araçlar üzerinden araştırmaya “metagenomik” denilmekte.

Murdoch’taki biliminsanları bu metagenomik araştırmalarında kadın ve erkek deneklerin kafa derisi ve genital bölgelerinden aldıkları doku örneklerinin biyoinformatik analizini yaptılar. Bu analiz sonucu erkek bireylerde 50, kadınlarda ise 55 bakteri tipine rastgeldiler. Genital bölgede ise bu sayılar erkek için 73, kadın için ise 76 idi. Analize göre kafa derisi bakterileri kişiler arasındaki farklılığı belirgin kılacak kadar çeşitli değil, genital bölge bakterilerinin ise her bir bireye göre farklı bir dağılımı bulunmakta. Genital bölgelerin kafa derisine kıyasla daha izole olmaları da çevresel etkenlerden daha az etkilenmelerini sağlıyor. Bir diğer deyişle herkesin kendine has bir “mikrop-izi” mevcut. Bu da Adli biyoloji açısından bakarsak bu durumda tecavüzcünün mikrop-izinin kurbanların üzerinde bulunması, hatta ortam şartlarına bağlı olarak çok uzun süre sonra bile bulunması olası.

Yapılan deneyin çok küçük bir denek havuzu olması (sadece 7 kişi test edilmiş), bu çalışmayı şu an sadece öncül nitelikte sınırlandırıyor. Ancak edinilen bulgular şüphesiz ki bu alanda yeni mikrobiyolojik tekniklerin gelişimini teşvik edici nitelikte. Belki de bakterile üzerine bilim dünyasının önümüzdeki yıllarda yapacağı keşifler adli biyolojinin aradığı mutlak cevap anahtarı olabilir.


Kaynak:

http://news.sciencemag.org/biology/2014/12/bacteria-pubic-hair-could-be-...

http://www.investigativegenetics.com/content/5/1/16