Primatların beyni nasıl bu kadar büyük?

Yeni bir araştırma, primatlarda sosyal ilişkilerin değil, meyvelerin daha büyük beyinlerin ana etmeni olabileceğini gösteriyor.

Zeynep Ersoy - bilimsoL

Büyük bir beynin faydaları bize çok açık gözükebilir. Fakat insanlardan başka birçok canlı, merkezi bir sinir sistemi olmadan yaşamaya devam ediyor. Sonuçta, beyin büyümek ve devamlılığını sağlamak için çok pahalı bir organ. Buna rağmen primatların (lemur, şebek, babun, şempanze ve insan gibi türlerin) diğer çoğu memeli türüne göre vücutlarına oranla çok daha büyük beyinleri var. Ayrıca primatlar arasında da insan gibi bazı türlerde beyin diğer türlere göre daha hacimli.

Antropologlar için büyük primat beyni evrimsel sırrını hala koruyor: Bazı canlılar avcılık, çiftleşme veya savunma için doğrudan yarar sağlamayan bir organ için neden bu kadar çok enerji harcar?

Yirmi yıl önce, antropologlar bu soruya olası bir cevap olarak "sosyal beyin teorisini" benimsemeye başladılar. Bu fikir, daha büyük beyin gelişimine neden olarak primat gruplarında giderek karmaşıklaşan sosyal ilişkileri ve etkileşimleri yönetmenin zorluklarını öne sürüyor. Sonuçta, toplumsal bir varlık olmak zor bir süreç. Fakat, Nature Ecology and Evolution dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, beyin gelişimine neden olarak farklı bir öneri sunuyor: meyveler.

ÇOKEŞLİLİK Mİ TEKEŞLİLİK Mİ BEYNİ ZORLUYOR?

Makalenin yazarlarından New York Üniversitesi Antropoloji doktora öğrencisi Alex DeCasien, araştırmalarında primatlarda cinsiyetler arasındaki farklılıklara odaklanıyor. DeCasien birkaç yıl önce, primatlarda cinsiyetler arasındaki beyin boyutu farklılıklarını incelerken, “büyük bir çelişki” diye nitelediği bir sonuçla karşılaştı. Bazı çalışmalar birden fazla partnerle çiftleşen primatların diğerlerinden daha büyük beyine sahip olduğunu ileri sürüyordu. Başkaları ise tekeşli primatların (bir partnerle uzun dönemli çiftleşme ilişkileri süren türlerin) büyük beyinli olduğunu savunuyordu. Her iki yönde de güncel çalışmalar vardı ve garip olarak, her iki tip çalışma da sonuçlarının sosyal beyin hipotezini desteklediğini iddia ediyordu.

Bu bilim insanlarının bazıları, birden fazla partnerin yönetilmesinin zihin için daha fazla zaman ve çaba gerektireceğini ve daha büyük beyinlerin gelişimini teşvik edeceğini, diğerleri ise kalıcı bir partnerle çiftleşmenin daha çok zihinsel kapasite gerektirdiğini öne sürüyorlardı. DeCasien, "Bu açık çelişkiyi yeniden değerlendirirken, daha eski fikirleri hesaba katmak istedim" diyor. Ona göre ortaya konulan bu fikirler çoğunlukla doğruydu.

Primat beyin gelişimine ilişkin daha eski çalışmalar 43 primat türü üzerine yoğunlaşıyordu. Modern veri setleri, DeCasien ve ekibinin 140'dan fazla türün beyin boyutu verilerini incelemesine olanak sağladı. Bu verileri, türlerin diyetlerine, grup boyutu ve çiftleşme sistemi gibi sosyal gelişimle ilişkili faktörlere göre, ileri düzeyde istatistiksel yöntemler kullanarak kıyasladılar.

Analiz sonuçları, sosyal karmaşıklığın değil beslenme tipinin primatlar arasında daha büyük beyin boyutlarıyla en fazla ilişkili olduğunu gösterdi. Özellikle de meyve ağırlıklı beslenen primatlar (örneğin şempanzeler veya örümcek maymunları) görece en büyük beyin boyutlarına sahip türler. Çalışmada insan verisi ise kullanılmadı.

Bununla birlikte, sadece bu sonuç meyve yiyen primatların neden daha büyük beyinlere sahip olduğunu tek başına açıklamıyor. Diyet kalitesini artırmak, beyin boyutunu arttırma imkanı vermiş olabilir. Ancak bu sonuç yine de büyük beyinlerin neden meyve yiyenlerde avantajlı olacağını açıklayamıyor.

BÜYÜK BEYİN EVRİMİNİN MOTORU NEYDİ?

DeCasien, bu avantajın iyi meyve bulmak için karşılaşılan güçlüklerle ilgili olduğunu belirtiyor. Yaprak düşük kaliteli ama temini kolay bir kaynakken, meyveler yüksek kaliteli ama geçici ve nadir, özel bir kaynak. Meyve aramanın daha verimli hale gelmesi için seçilen bilişsel karmaşıklık aynı zamanda beyin boyutunu artırmak için de seçici bir baskı oluşturmuş olabilir.  

Fakat, Oxford Üniversitesi'nden antropolog ve evrimci bir psikolog olan, aynı zamanda sosyal beyin hipotezini geliştiren bilim insanlarından biri olan Robin Dunbar, DeCasien'in çalışmasının bütün yapısında ciddi bir kusur olduğunu iddia ediyor. Dunbar, diyet kalitesinin beyin boyutu üzerinde bir kısıtlama olduğunu ve meyve yemekle bu kısıtın ortadan kalktığını, sosyalliğin ise beyin gelişiminin asıl tetikleyicisi nedeni olarak hizmet ettiğini söylüyor. Bunların birbirine eşdeğermiş gibi birbirleriyle karşılaştırılmasının yanlış olduğunu, birbirine alternatif iki teori değil, birbirini tamamlayıcı olduğunu belirtiyor. Yani Dunbar’a göre artan sosyallik büyük beyinleri avantajlı kıldı, bu seçilim baskısı da kaliteli besinlere, yani meyveye yönelerek çözüldü.

Primat evrimi üzerine çalışan diğer araştırmacılar ise yeni sonuçlar konusunda daha az eleştirel. Toronto Üniversitesi'nden bir evrimci antropolog olan Michael Schillaci, yazarların sonuçlarının çok inandırıcı olduğunu ve DeCasien'nin çalışmasının,  primatlarda beyin boyutunun gelişiminin ekolojik açıklaması için çok güçlü bir destek olduğunu belirtti. Yine de, özellikle meyve yemenin primatlarda beyin büyüklüğünün evrim geçirmesine yardımcı olup olmadığını bilmediğini belirtti.

DeCasien, meyve ve beslenmenin primatlarda beyin büyüklüğü evrimini etkileyen tek faktör olmadığını, sadece analizlerinde en baskın olanı olduğunu söylüyor. Gittikçe artan miktarda karmaşık sosyal taleplerin beyin büyüklüğünün büyümesini teşvik etmede önemli rol oynadığını belirtiyor. Kesinlikle birinin diğerinden daha doğru olduğunu değil, bu şeylerin birlikte geliştiğini düşündüklerini dile getiriyor.

İlgili makale: DeCasien, A. R., Williams, S. A. & Higham, J. P. Primate brain size is predicted by diet but not sociality. Nat. Ecol. Evol. 1, 0112 (2017). doi:10.1038/s41559-017-0112

İlgili haber: http://www.smithsonianmag.com/science-nature/what-really-made-primate-br...