Neandertal DNA’sı bağışıklık sistemimizi halen etkiliyor

Geçtiğimiz hafta Nature’da yayınlanan Sara Reardon imzalı habere göre, Neandertallerden türümüze geçen DNA parçaları, enfeksiyonlara bağışılık sistemimizin verdiği cevabı değiştirdiği gibi otoimmün hastalıklara yatkınlığımızı da belirliyor olabilir.

bilimsoL - Ezgi Altınışık

Konuyla ilgili çalışmalardan biri genetikçi Luis Barreiro tarafından Cell dergisinde yayınlandı. 80 Afroamerikan ve 95 Avrupa kökenli birey üzerinde yapılan çalışmada, makrofaj adı verilen, bakterileri yutan ve yıkıma uğratan bağışıklık hücreleri izole edildi. Laboratuvar ortamında çoğaltılan bu hücreler, iki farklı bakteri türüne maruz bırakılarak cevap verme biçimleri ölçüldü. Afrika kökenli Amerikalılara ait hücreler, Avrupa kökenlilere göre bakterileri üç kat daha hızlı yok etti.

Daha sonra 12 bin tane genin anlatım yapma, yani çalışma seviyelerini ölçen araştırıcılar, bu genlerin yaklaşık %30’unun iki grup arasında farklı düzeylerde anlatım yaptığını gözlemledi. Farklı anlatım yapan genler karşılaştırıldığında, bu genlerin bir kısmının Avrupalılar ve Neandertallerde benzerlik gösterdiği, ancak Afrika kökenlilerde bu benzerliğe raslanmadığı görüldü.

Benzer konuda bir başka çalışma da Pasteur Enstitüsü araştırmacıları tarafından yayınlandı. Bu sefer başka bir bağışıklık hücresi olan monositler, 200 bireyden izole edilip, çeşitli virüs ve bakterilere maruz bırakıldı. Çalışma, bir öncekine benzer şekilde Afrika kökenli bireylerden elde edilen hücrelerin, patojenlere daha hızlı cevap üretebildiğini gösterdi. Yine, Avrupalılardaki Neandertal benzeri genlerin daha düşük yoğunlukta çalıştığı tespit edildi.

Bilindiği gibi, türümüz Afrika’dan çıktıktan sonra, yani yaklaşık 60 ila 100 bin yıl önce Neandertallerle çiftleşerek, yakın kuzenlerimizin bazı genlerini almış oldu. Yapılan çalışmalar, Afrika dışında yaşayan toplumların halen Neandertallere ait birtakım DNA parçalarını taşıdığını gösterdi. Hatta bu DNA parçalarının bağışıklık sistemi genlerinde bulunduğu biliniyordu. Bilim insanları, yeni coğrafyalara açılan Homo sapiens’in, bu coğrafyalardaki zararlı bakteri ve virüslere karşı hızla adapte olması gerektiğini düşünüyor. Bizden önce binlerce yıl boyunca Afrika dışında yaşamış olan Neandertal kuzenlerimiz, bu bölgelerdeki patojenlere karşı halihazırda dirençliydiler. Neandertallerden aktarılan bağışıklık sistemi genleri, türümüzün yeni yaşam alanlarına uyum sağlamasını kolaylaştırmış gibi görünüyor.

Son iki çalışma, bu genlerin sadece dizilimlerini değil, aynı zamanda çalışma biçimlerini incelemesi açısından önem taşıyor. Nature’ın haberinde, Stanford Üniversitesinden Paul Norman, bu çalışmanın diğer bağışıklık sistemi hücrelerine de uygulanması gerektiğini belirtiyor.

İlk çalışmanın yazarı Barreiro’ya göre, Afrika kökenli bireylerin yüksek aktivite gösteren bağışıklık sistemi onları lupus gibi otoimmün hastalıklara daha yatkın hale getiriyor olabilir. Bu gibi hastalıklarda sosyoekonomik durum ve sigara kullanımı, beslenme biçimi gibi diğer çevresel faktörler büyük rol oynasa da bağışıklık sisteminin yüksek aktivite göstermesi nedenlerden biri olabilir.

Kaynak: http://www.nature.com/news/neanderthal-dna-affects-ethnic-differences-in...

İlgili makaleler:

Nédélec, Y. et al. Cell http://dx.doi.org/10.1016/j.cell.2016.09.025 (2016).

Quach, H. et al. Cell http://dx.doi.org/10.1016/j.cell.2016.09.024 (2016).