Fareler birbirlerinin acısını hissedebiliyor

“Acını hissediyorum” cümlesi pek çoğumuzun karşımızdakinin acısını paylaşmak adına kullandığı bir iyi niyet ifadesi. Ancak, fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırma, olayın empati kurmanın ötesinde gerçekte biyolojik bir yanının da olabileceğini söylüyor.

Başak Dönertaş - bilimsoL

Geçtiğimiz günlerde Science Advances dergisinde ağrının canlılar arasındaki sosyal iletimini açıklamaya yönelik bir araştırma yayımlandı. Çalışmada ağrıya karşı aşırı hassasiyetin bir fareden diğerine koku yoluyla taşınabildiği bildirildi.

Araştırmacılar, elde ettikleri bulgunun, kemirgenlerde ağrıyı araştıran mevcut yöntemleri gözden geçirme gereği yarattığını, hatta insanlar arasındaki ağrı iletimine yönelik yeni bir mekanizmaya işaret edebileceğini dile getiriyor. 

BULAŞICI HASSASİYET

ABD'li sinirbilimci Dr. Andrey Ryabinin ve arkadaşları alkol bağımlılığının tedavisine yönelik gerçekleştirdikleri araştırma sırasında tesadüfen farelerin birbirlerinin ağrılarını hissedebildiklerini keşfettiler. Araştırmada, farelere serbestçe içebilecekleri etanol (alkol) ve su verildi. Belirli bir süre sonra şişeler alındı ve farelerin yoksunluğa girmesi sağlandı. Alkol yoksunluğuna giren farelerin, ağrı duyarlılığını ölçmek için pençelerine uygulanan kuvvete karşı aşırı hassasiyet (hiperaljezi) gösterdikleri saptandı. Buraya kadarki gözlemler zaten bekleniyordu.

Ama ilginç şekilde, alkol alan farelerle aynı odada tutulan ve sadece su içen kontrol grubundaki sağlıklı farelerde de benzer bir aşırı hassasiyete rastlandı. Oysa ki farklı bir odada tutulan kontrol fareler aynı hassasiyeti göstermiyordu.

Deney farklı biçimlerde de tekrarlandı. Alkol yoksunluğu yerine, fareler morfin bağımlısı yapılıp sonra yoksun bırakıldı. Yine hem morfinsiz kalmış farelerde hem de aynı odadaki kontrol farelerinde aşırı hassasiyet görüldü. Bir başka deneyde farelere yangı ve ağrı yaratan bir madde verildi. Aynı odada kalan fareler yine fiziksel kuvvete karşı aşırı hassasiyet gösterdiler.

Bu gözlemlerden hareketle araştırmacılar ağrıya ilişkin bilginin fareler arasında bir şekilde taşındığı fikrine vardılar. 

STRES Mİ? KOKU MU?

Hiperaljezi fareler arasında nasıl paylaşılıyor olabilir? Bir olası mekanizma, kontrol farelerin, test farelerdeki stresi duyumsayıp kendilerinin de strese girmesi olabilirdi. 

Stresin hassasiyet paylaşımı üzerindeki olası etkisini incelemek amacıyla araştırmacılar farelere anksiyete (kaygı) testi uyguladılar; ayrıca kanlarındaki stres hormonlarının (kortikosteron) düzeyini ölçültüler. Ancak ağrı çeken türdeşleriyle aynı odada tutulan farelerle, farklı odada tutulan fareler arasında hormon düzeyleri bakımından anlamlı bir farklılık saptanmadı. Yani hayvanlar arasında hassasiyet iletiminde stresin önemli bir rolü bulanamadı. 

Araştırmacılar ağrının iletiminde kokunun rolü olabileceğini düşündüler. Bunu test etmek için, ağrı çeken farenin üzerinde uyuduğu yatak, başka odada tutulan sağlıklı fareninkiyle yer değiştirildi ve sağlıklı farelerde ağrı duyarlılığının arttığı saptandı. Araştırmacılar, ağrı çeken farenin koku sinyallerinin yatağına geçtiği ve sağlıklı farenin bunları koklaması sonucu ağrı hassasiyetinin arttığı sonucuna vardılar.

Çalışma hakkında Science dergisine konuşan Toronto Üniversitesi’nden sinirbilimci Loren Martin, araştırmada elde edilen bulguların bir ilk olduğunu, geçmiş araştırmalarda böyle önemli bir durumu gözden kaçırmış olmanın şaşırtıcı olduğunu dile getirdi. Martin ayrıca, pek çok ağrı deneyinde tedavi ve kontrol grubundaki farelerin aynı odada ya da aynı kafeste barındırılıyor olduğunu, bundan sonra fareler arasındaki koku yoluyla hassasiyet iletiminin deney tasarımlarında hesaba katılması gerektiğini söyledi.

Hollanda Sinirbilim Enstitüsü’nden Christian Keysers ise koku sinyallerinin yanı sıra ağrı duyusunun iletiminde duyma ya da görme gibi duyuların da önemli olabileceğini dile getirdi. Fareler arkadaşlarını acı çekerken görebilir ya da onların çığlıklarını duyabilir.

Ryabinin’e göre yeni bulguları insanlara uyarlayabilmek için henüz erken. Ancak insanların da birbirlerinin acılarını paylaşabildiğine dair bulgular giderek artıyor. Örneğin kronik ağrılı (uygun tedaviye rağmen ağrısı sürekli devam eden) hastaların eşlerinde ağrı hassasiyetinin artabildiği daha önce bildirilmişti. Bu durum genellikle eşlerin yüksek stres düzeyiyle açıklanıyordu, ancak yeni çalışma, farklı bir olası mekanizmaya işaret ediyor: hassasiyet paylaşımı. Yani sosyal etkileşim de ağrı algısını şekillendiriyor olabiliyor.

Araştırma, sosyal memeli türlerde bireyler arasında etkileşimin daha keşfetmediğimiz pek çok mekanizması olduğuna işaret ediyor.


Kaynaklar:
1-Smith ML, Hostetler CM, Heinricher MM, Ryabinin AE. "Social transfer of pain in mice". Sci Adv 2016;2:e1600855. http://advances.sciencemag.org/content/2/10/e1600855. 
2-Emily Underwood. "Mice feel each other’s pain". http://www.sciencemag.org/news/2016/10/mice-feel-each-others-pain. 
3-Laura Sanders. "Mice smell, share each other's pain". https://www.sciencenews.org/article/mice-smell-share-each-others-pain.