240 bin yıllık fosil DNA’si fillerin evrimini aydınlatıyor

Soyu binlerce yıl önce tükenmiş uzun-düz-dişli fillerin 120 bin ve 240 bin yıllık fosillerinden elde edilen ve geçtiğimiz gün yayınlanan antik DNA dizileri fillerin evrimsel tarihini aydınlatıyor.

Gönensin Ozan Bozdağ - bilimsoL

Bugün dünya üzerinde sadece 3 tür fil bulunuyor: Afrika orman fili, Afrika savana fili, ve Asya fili. 

Geçmişe doğru gidildiğinde ise soyları tükenmiş farklı fil türleri ile karşılaşılıyor. En ilginç örneklerden birisi haber gorselinde de yer alan uzun-düz-dişli fil (Palaeoloxodon antiquus). 

Bu türün soyu 30 bin yıl önce tükenmiş. Birçok fosil örneği keşfedilmiş bu filler zamanında Avrupa ve Asya’nin orta/batı kesimine yayılmış. 20 ton ağırlığa ve 4 metre boya ulaşabilen, uzun fildişi yapısı ile diğer fillerden farklılaşan bu devasa fillerin fosilleri, bugün dünya üzerinde halen bulunan fillerin evrimsel geçmişini aydınlatmak için çok değerli örnekler. 

Fillerin antik DNA dizisi ile yenilenen güncel evrimsel-ağaç. Daha önceleri fosillerin yapısal analizine ve coğrafya bilgisine dayanan bilgiler ışığında soyu tükenmiş olan uzun-düz-dişli filler (Palaeoloxodon a.) Asya filleri (Elephas maximus) ile beraber gruplanıyor, ağaçta yanyana resmediliyordu. Evrimsel tarihi çok daha tutarlı ve kesin aydınlatan bir veri tipi olan DNA dizisi ise uzun-düz-dişli fillerin aslında yapısal ve coğrafi olarak daha uzak gibi görünen Afrika orman fili (Loxodonta cyclotis) ile daha yakın akraba olduğunu kanıtlıyor. 

COĞRAFYA VE KEMIK YAPILARINA GÖRE TUTARLI BIR EVRIMSEL ÇIKARIM

Uzun-düz-dişli fillerin (Palaeoloxodon antiquus) fosillerinin kemik yapıları ve vücut boyutları modern fillerin kemik yapıları ve vücut boyutları ile karşılaştırıldığında, bu soyu tükenmiş fil türünün coğrafi olarak çakışan bölgelerde bulunmuş Asya filleri ile daha yakın akraba oldukları sonucuna ulasiliyordu. Bu hipoteze göre ortak atasal soy 7 milyon yıl kadar önce, öncelikle, uzun-düz-dişli filler ile modern Asya fillerinin atası olan soya ve modern Afrika fillerinin atası olan soya ayrılmış, daha sonra ise uzun-düz-dişli fil ve Asya fillerinin soyunu veren yeni bir evrimsel ayrışma gerçekleşmişti. Bu dallardan birisinin (uzun-düz-dişli fil) soyu 30 bin yıl kadar önce tükenirken, diğer dal (Asya fili) bugün bulunan modern türlerin evrimsel kaynağını oluşturuyordu. 

Tüm bu tarihsel anlatımın geçen gün eLIFE dergisinde yayınlanan ve 240 bin yıllık heyecan verici ve detaylı antik-DNA verilerine dayanan bir çalışma dolayısıyla yenilenmesi gerekiyor.

240 BİN YIL YAŞINDA KEMİKTEN DNA DİZİSİ ELDE EDİLİYOR

Araştırmacılar, 120 bin ve 240 bin yıl önce bugünün Almanyasında fosillesmeye başlamış kemik örneklerinden büyük bir başarı ile uzun-düz-dişli fil soyunun üyesi olan dört bireyden antik DNA izole ediyorlar.

Bu kadar eski örneklerden DNA elde etmek zor bir işlem. Jurassic Park filmindeki dinozor DNA’si gibi tüm genom mükemmel kalitede dizilenmese de bu fosil fillerin enerji santrallerinin (mitokondrilerinin) DNA’lari tamamen dizileniyor. Ayrıca, iki bireyin hücre çekirdeğinde bulunan DNA’nin üçte biri de başarı ile dizileniyor.

Bu bölgede 20. yüzyıl başında çok sayıda Neandertal fosili de bulunmuş olması da ilginç bir ayrıntı.

FİLLERİN EVRİMSEL AĞACI DNA BİLGİSİYLE YENİDEN ŞEKİLLENİYOR

Soyu tükenmiş dört bireyin DNA dizisini bugün yaşayan 3 fil türünün DNA’si ile karşılaştırıp evrimsel-ağaç hesabı yapan araştırmacılar, istatistiksel olarak mükemmel derecede net fakat beklenmedik sonuç karşısında büyük bir şaşkınlığa düşmüşler. Bugüne kadar Asya filleri ile daha yakın akraba olduğu, yani daha yakın geçmişte ortak bir ataya sahip olduğu düşünülen uzun-düz-dişli fillerin antik-DNA’si, bu fillerin aslında yapı olarak göreli küçük olan Afrika orman filleri (Loxodonta cyclotis) ile daha yakın akraba olduğunu ortaya çıkıyor. 

Bulunan sonuçlar göreli küçük vücut boyutuna sahip bugün Afrika ormanlarında yaşayan modern fillerin ve uzun-düz-dişli fillerin ortak atasının içinde olduğu bir topluluğun Afrika’dan göç ederek bugün fosillerin bulunduğu Avrupa ve Asya’nin batısına yayıldığı ve orada türlesmeye devam ettiğini işaret ediyor.

Makalenin yazarları üzerinde su an durmasada, antik DNA’si elde edilen 4 bireyden bir tanesinin evrimsel ağaçtaki konumu Afrika civarında gerçekleşmeye başlayan türlesme döneminde farklilasmakta olan farklı fil toplulukları arasında çiftleşme (melezleşme) olduğunun ipuçlarını veriyor. Bu çıkarım, fillerin evrimsel ağacının detaylarının daha çapraşık ilişkiler icerebilecegini gösteriyor.

Özetle, çalışmanın sonuçlarına göre, fillerin geleneksel/eski evrimsel ağacının gövdesi çok sağlam antik DNA verileri ile yeniden şekillenmiş durumda. Tabii iş burada bitmiyor. Asil iş, bu yeni evrimsel ağaca bakarak geçmişteki fil soylarının göç yollarının, birbirleri ile karşılaşma/çiftleşme olasılıklarının, iskelet yapıları ve vücut boyutlarının nasıl farklilasarak veya benzeserek evrildiginin, beslenme düzenlerinin detaylarının, yeniden incelenmesi ile daha şimdi başlıyor. 

İlgili çalışma, morfolojik ve coğrafi verilere göre çok mantıklı görünen evrimsel ilişkilerin sadece filler için değil daha başka birçok hayvan türü için yanıltıcı cikarimlara sebep olmuş olabileceğinin de uyarısını veriyor. Antik DNA elde edilebilmesine dayanan teknik “devrim” evrimsel biyolojinin önünde çok heyecan verici taze bir gelecek olduğunu müjdeliyor. 

Ilgili makale: 

Meyer vd. 2017, eLIFE, "Palaeogenomes of Eurasian straight-tusked elephants challenge the current view of elephant evolution" eLife 2017;6:e25413 DOI: 10.7554/eLife.25413