Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali yaklaşıyor

Kozmik Anafor, BilimFili ve Evrim Ağacı Türkiye’de bugüne kadar yapılacak en büyük bilim şenliği için kolları sıvadı. 12-14 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek olan Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali ile ilgili olarak bu önde gelen bilim sitelerinin temsilcileriyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

bilimsoL - Ozan Karakaş

Türkiye’de bilim yayıncılığı geride kalan altı yedi yıl içerisinde tam anlamıyla çağ atladı Önceleri bilim okurluğu birkaç yayınevinin yayımladığı bilim kitaplarına ve bir ölçüde de sınırlı sayıdaki dergilere bağlıyken internet ülkemizde yaygınlaştıkça bilim okurunun tipolojisinde de değişimler gerçekleşti. Bu değişimler geleceğe dönük belirtileri de yansıtıyordu aslında: Türkiye’de bilime, bilimsel bilgiye ve bilimsel düşünceye yönelik yoğun bir talep söz konusu olabilirdi. Nitekim bu talep kendini dışa vurma konusunda hiç gecikmedi.

2010 yılında ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu çatısı altında kurulan Evrim Ağacı grubu önce Facebook üzerinden daha sonra da kendi ayakları üzerinde duran bir site yoluyla bilimsel bilgiyi ücretsiz olarak halka açık hale getirdi. Bu, Türkiye’de bilim yayıncılığı açısından bir devrim demekti. İnsanlar başta evrimsel biyoloji olmak üzere birçok bilim dalında ve birçok konuda makalelere tek tıkla erişim sağlayabiliyor, merak ettikleri soruları yayıncılara sorup güvenilir kaynaklara dayanan tatmin edici ve anlaşılır yanıtlar alabiliyorlardı. Çok kısa bir süre içinde de beklendiği gibi hatırı sayılır bir kitleye ulaştılar.

Evrim Ağacı bir çığı tetiklemiş olsa da ondan sonra gelen yayıncılar arasında da ondan aşağı kalır yanı olmayanlar vardı. 2012 yılında yine bir Facebook sayfası olarak kurulan ve bugün ülkenin en büyük astronomi platformu olan Kozmik Anafor bunun bir örneği. Yine tamamıyla gönüllülük esasına dayalı olarak faaliyet gösteren Kozmik Anafor da çok kısa bir süre içerisinde ülkedeki astronomi meraklılarına zengin içeriğiyle doyurucu bir platform olduğunu kanıtladı.

İlk ikisine göre daha genç olan ve 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesinden bir grup öğrenci tarafından kurulan BilimFili ise bilimin belirli bir dalına odaklanmaktansa okurlarına daha geniş bir çerçeve sunarak bilim haberciliği kulvarında ilerliyor. Hedefi bilim temelli bir aydınlanma için, toplumun beynine zerk edilen mitleri, yanlış bilgileri bertaraf edip güvenilir, doğru bilimsel bilgiyi yaymak olan BilimFili de diğer iki platform gibi çok kısa sürede geniş bir kitleye ulaşmış durumda.

ŞİMDİ FESTİVAL ZAMANI

Şimdi ise güçlerini birleştiren bu üç platform, Türkiye’de bugüne kadar düzenlenmiş en geniş çaplı, en çok yönlü bilim şenliğinin organizasyonuyla uğraşıyor: Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali. 12-14 Ağustos 2016 tarihlerinde Antalya-Olimpos’ta gerçekleşecek bu etkinliğe talep o kadar yoğun oldu ki kayıtların açılmasından sonraki bir buçuk saat içinde 300 kişilik kontenjan doluverdi. Çeşitli bilim atölyelerinin, gökyüzü gözlem etkinliklerinin, panellerin ve konserlerin gerçekleştirileceği şenlik, üç gün boyunca bilimseverler için hem eğlenceli hem de öğretici bir tatil vaat ediyor. Katılımcılar isterlerse çadırda, isterlerse bungalov odalarda kalabilecekler. Bu şenliğin en güzel yanıysa böylesi bir etkinliğin özlemini yıllardır çeken insanlar tarafından düzenleniyor olması. Yani organizatörler yıllardır bilimi ve bilimsel düşünceyi yaygınlaştırmak için çabalayan, bu yolda başka insanlarla bir araya gelmek, başka insanlara dokunmak için emek sarf eden kişiler. Dolayısıyla şenlik bu yönüyle de çok değerli bir etkinlik olacak.

Biz de bilimsoL olarak bu keyifli organizasyonu bir de onu düzenleyenlerin ağzından dinleyelim dedik ve Kozmik Anafor’un kurucusu Zafer Emecan, Sinan Duygulu (Kozmik Anafor), Gürkan Akçay (BilimFili), Dina Akçay (BilimFili) ve Çağrı Mert Bakırcı’yla (Evrim Ağacı) bir sohbet gerçekleştirdik. Bu festivalin katılımcılarından biri olarak itiraf etmeliyim ki aldığım cevaplarla 12 Ağustos’u daha da heyecanla beklemeye başladım.

Öncelikle böyle bir etkinlik düzenleme fikri nereden çıktı? Kayıtlar açılır açılmaz kontenjan doldu, yani belli ki bir talep vardı. Bu talebi nasıl belirlediniz ya da belirlediniz mi?

Zafer Emecan (ZE): Etkinlik değil de gerçek bir bilim festivali düzenleme fikri uzun süredir aklımızda vardı Kozmik Anafor ekibi olarak. Ancak önceliğimiz ülkede eksik olan ulaşılabilir, güvenli ve anlaşılabilir astronomi kaynağını oluşturmak olduğu için, uzun süre boyunca bu kaynağı ortaya çıkarmak için çabaladık. 4 yıl boyunca oluşturduğumuz bu kaynak, şu anda ülkemizin en büyük popüler ve akademik astronomi literatürü haline gelmiş durumda. Dolayısıyla, bu sorunu çözdükten sonra, zaten ekibimiz içinde sürekli dillendirilen bir gökyüzü ve bilim festivali oluşturma fikri ön plana çıktı. Bu yıl yapmamız gerektiği düşüncesi ise ekibimizin değerli üyesi Merve Yorgancı'nın ısrarları ile şekillendi. Uzun süre tartıştık ve nihayetinde Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali'ni düzenlemeye karar verdik.

Sinan Duygulu (SD):Bununla birlikte oluşturduğumuz bilimsel kaynağın getirisi olarak ciddi bir okur kitlesine hitap eder duruma geldik ve onların da geçen süreç içerisinde bu şekilde bir bilimsel etkinliğe ne derece ihtiyaçları olduğunu gözlemleme şansımız oldu.

ZE: Unutmadan, ülkemizde bazı dönemlerde yapılan astronomi şenliklerini de göz önüne alarak, tek başına bir astronomi festivali düzenlemenin yetersiz olacağını fark ettik. Zaten ülkenin en büyük popüler bilim platformu olan Bilimfili ile dirsek temasında olduğumuz için fikrimizi Dina'ya açtım ve o da büyük bir destek vererek festivalimizin düzenleyici ekibi içine Bilimfili'ni entegre etti. Yani bu festival ülkenin en büyük iki bilim platformunun ortak hareket ettiği bir etkinlik haline dönüştü.

Yani bu festivalin yalnızca astronomi üzerine değil, en başından beri genel anlamıyla bir "bilim festivali" olması planlanmıştı?

SD: Aynen öyle. Çünkü Zafer’in de belirttiği üzere ülkemizde bu şekilde geniş kapsamlı bir içeriğe sahip festival sayısı yok denecek kadar azdı.

Gürkan Akçay (GA): Bizim açımızdan da şöyle şekillendi süreç esasında. Yani öteden beridir, bilimsel bilginin yayılma sorunu akademinin kendi elitliği içerisinde hapsolmuştu. Aslına bakarsanız böylesi bir süreçte bilim festivali düzenlemek için yola çıkmak bile başlı başına bir mesele. Bizim bir bilim festivali düzenlemek, burada insanlara salt akademik bilimin yanı sıra biraz daha eğlenceli, sadece ağır bilimi değil temel bilimsel bilgiyi de verebilen ve bir yandan da birçok insanı çekebilecek bir etkinlik düzenleme planımız hep vardı. Ancak bunun için de kendi imkanlarımız dahilinde doğru zamanı bekliyorduk. Bu teklif Kozmik Anafor'dan gelince de dahil olmayı gerekli gördük.

Kozmik Anafor burada tetikleyici görevi gördü diyebiliriz, herkesin aklında böyle bir şeyler yapmak vardı.

ZE: Şans eseri ilk kez Kozmik Anafor dillendirdi bunu diyebiliriz.

Dina Akçay (DA): Umuyoruz geleneksel hale gelecek.

ZE: Dina gibi düşünüyorum, bunu geleneksel hale getirmek en büyük hedefimiz.

AMAÇ TATİL HAVASINDA BİR FESTİVAL

Peki neden Olimpos? Orasını seçmenizin özel bir sebebi mi vardı? Geceleri gökyüzü gözlemi için şehirden daha uzak, daha açık bir alan, mesela bir yayla vb. daha uygun olmaz mıydı?

ZE: Evet, özellikle Olimpos'u seçtik. Bunun sebebi aslında bugüne kadar ülkemizde bilim şenliklerine gidenler için açık. Evet, bu şenlikler oldukça başarılı oldular ve çoğu katılımcı da memnun ayrıldı. Ancak her zaman birşeyler eksikti. Örneğin katılımcıların temel ihtiyaçlarını sağlama konusunda güçlükler yaşandı. Temel ihtiyaçlar sağlanabildiğinde bu kez şenliklerin düzenlendiği alanlar gökyüzü etkinlikleri için uygun değildi. Tuvalet sorununun ne kadar büyük bir sıkıntı olduğunu burada anlatırsam sanırım hiç bir festivale katılmamış olan okuyucular çok şaşıracaktır. Yeme içme, gerektiğinde "festivalden ayrılıp geri dönme" gibi son derece basit ihtiyaçlar bile karşılanamıyordu. Olimpos, büyük bir festivalin düzenlenebileceği kadar şehir ışıklarından uzak, sıcak ve insanların temel ihtiyaçlarına kolayca ulaşabileceği kadar uygun bir konumdaydı. Örneğin, günde 6 saat panel dinleyen bir katılımcının yorulup dinlenmek için denize girme veya ormanda yürüyüşe çıkma hakkı olmalı değil mi?

GA:Olimpos'un şöyle bir cazipliği var bu açıdan, bir kere ışık kirliliği görece daha az ve gökyüzü gözlemi için uygun ortamı sağlıyor.

DA: Ek olarak deniz ayağımızın dibinde. Yani amaç tatil havasında bir festival olması.

Şenliği organize eden platformlardan biri de Evrim Ağacı. Evrim Ağacı nasıl ilk kez yapılan ama bu derece ses getiren böylesi bir şenlikte olmak istediğine karar verdi? Meseleye hangi noktada dahil oldu?

Çağrı Mert Bakırcı (ÇMB): Açıkçası bizim destek olmamızı Kozmik Anafor talep etti, biz de seve seve kabul ettik. Evrim Ağacı kurulduğu günden beridir Türkiye'deki bilimsel çalışmalara destek olan, elinden geldiğince duyuran ve içerisinde bulunmaya çalışan, kendi yaptığı ulusal ve uluslararası etkinliklerle diğer oluşumlara yol göstermeye ve destek olmaya çalışan bir oluşum. Böylesine güzelce düşünülmüş ve icra edilen bir etkinliği desteklememek ve hatta bir parçası olmamak Evrim Ağacı perspektifinden akıl dışı olurdu. Başka büyük bir etkinliğe aylar öncesinden söz verip kaynaklarımızı ayırmış olmamıza rağmen bu etkinliği de memnuniyetle kabul ettik. Konuşmacılarımızı ayarlamak, diğer etkinliğin fazlasıyla yorucu olmasından ve yaz tatilinde ekip üyelerimizin önemli bir bölümünün tatilde olmasından ötürü epey zor oldu; ancak Olimpos'ta düzenlenecek böylesine güzel bir etkinlik için elimizden geleni ardımıza koymamaya değer diye düşünüyoruz. Umuyoruz tüm katılımcılar için son derece eğlenceli, öğretici, faydalı bir etkinlik olacaktır.

Orası kuşkusuz. Peki bu kadar yoğun bir ilgiyle karşılaşacağınızı tahmin ediyor muydunuz? Yani bahsettiğimiz ülke refah seviyesi yüksek bir İskandinav ülkesi filan olsa tamam, ama Türkiye'de düzenlenen bir "bilim" şenliğine bu kadar talep olması sizi şaşırttı mı, yoksa beklediğiniz bir şey miydi bu?

ZE: Etkinliğimize elbette ilgi gösterilmesini bekliyorduk. Gerek Kozmik Anafor, gerek Bilimfili, gerekse Evrim Ağacı zaten ülkemizin en önemli ve en fazla takip edilip güvenilen bilim platformları. Bununla beraber, etkinliğimizin bir popstarın konseri veya önemli bir derbi maçın biletlerinin kapışılması gibi büyük bir katılımcı akınına uğrayacağını düşünememiştik. Katılımcılarımız için kayıtları almaya başladığımızda sadece bir buçuk saat içinde binlerce başvuru oldu ve bizler ne olduğunu anlayamadan tüm katılımcı kontenjanımız tükendi. Evet, böylesi bir katılım izdihamı bizim için çok büyük bir şaşkınlık, ama aynı zamanda mutluluk oldu. Hatta ilk olarak hemen Dina'yı aramıştım, "Abi kontenjan doldu, neler oluyor?" diyerek.

DA: Normalde duyuru yapılınca etkinlik zamanına kadar kontenjanlar açık olurdu. Kimse ne olduğunu anlamadı. Zafer duyuruyu yaptı, sonrasında kontenjan bitti diye aradı. Biraz şaşkınlık oldu açıkçası.

Facebook sayfanızda ek kontenjanlarla ilgili duyurular yapılıyor. Kaç kişilik ek kontenjan açmayı planlıyorsunuz? Hatta bu soruyu şu soruyla birleştirelim: Günübirlik gelmek isteyenler için de birtakım ayarlamaların yapıldığı söyleniyor. Günübirlikçilerde de kontenjan sistemi mi uygulanacak, yoksa isteyen gelebilecek mi?

ZE: Bir bilim festivali, insanlarla tek tek ilgilenmeyi gerektiren bir organizasyondur. Bizler, bu etkinliği organize etmeye başladığımızda 300 katılımcının optimum bir biçimde faydalanabileceği biçimde hazırlıklarımızı yaptık. Ancak böylesi yoğun bir talep alınca -ki hala insanlar katılım için başvurmaya ısrarla devam ediyor- ek bir alım daha yapma fikri ortaya çıktı. Bununla beraber, kendi aramızda bu konuyu (kontenjan konusunu) biraz daha tartışmamız gerekiyor.

SD: Elbette ki festival süresi boyunca Antalya'da bulunacak olan ve festivalimize günübirlik katılım göstermek isteyen tüm bilimseverler için herhangi bir kota söz konusu olmayacak; kapılarımız sonuna kadar açık olacak.

ZE: Bizi asıl düşündüren de bu zaten. 300 kişilik "yerleşik" katılımcımız haricinde festivalimize çok sayıda günübirlik katılımcı gelecek. Günübirlik etkinliklerimize katılmak, izlemek veya bir bilim festivalinin havasını tatmak için gelen hiç kimseyi geri gönderemeyiz. Olimpos'un o dönemki yoğunluğunu düşünürsek, etkinliğimiz süresince festival alanında binlerce bilimseverin bulunacağını söyleyebiliriz.

Bu durum endişe yaratıyor mu? Aklınızda, "Ya işler kontrolden çıkarsa?", "Ya onca insanla ilgilenemezsek?" gibi soru işaretleri oluşuyor mu? Oluşuyorsa bunları çözmek için ne tür fikirler geliştirdiniz?

ZE: Hayır, herhangi bir endişemiz yok. Ekibimiz oldukça geniş ve gereken her şeyi en ince detayına kadar düşünüyor, planlıyoruz. Küçük bir örnek vereyim ne kadar ince düşündüğümüz konusunda: "Çadır alanlarındaki ortak kullanıma açık elektrik prizlerinin her zaman çalışır halde olduğunu" denetlemek için bile bir arkadaşımız sürekli olarak bekleyecek.

DA: Her etkinliğin aslında bazı endişeleri olur, ama elimizden geldigince bu endişelerin de önüne geçmeyi düşünüyoruz.

SD: Zafer’in de belirttiği üzere çok geniş bir ekip ile iş başındayız ve herkes üzerine düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getiriyor.

BEKLENTİ ÇOK YÜKSEK, POTANSİYELİMİZ ÇOK BÜYÜK

Elimizde üç koca gün var, ancak yapılacakları düşününce o üç koca gün, "üç güncük" oluveriyor. Gökyüzü gözlemleri, atölyeler, paneller, konserler... Nasıl bir program hazırladınız katılımcılara? Etkinlikler birbirleriyle çakışacak gibi görünüyor sanki?

ZE: Öncelikle, bu festivali organize eden platformların oldukça büyük bir bilgi birikimi ve çok yetkin yazar kadroları var. Bu da bize, çok sayıda sunum ve söyleşi yapma imkanı sunuyor. Şu ana kadar belirlediğimiz sunum programında otuzun üzerinde isim yer alıyor. Bu da 3 gün süresince her saat bir sunumun, hatta zaman zaman iki sunumun olacağı anlamına geliyor. Bunun için de gerekli düzenlemeleri yaptık, sunumları çakıştırmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak dediğim gibi beklenti çok yüksek, potansiyelimiz çok büyük. Dolayısıyla bazı konuları sürpriz olarak bırakalım.

Aslında amacım sürprizleri bozmak değildi. Yani örneğin festivalin sitesindeki etkinlik programına bakınca atölyeler, barkovizyonlar ve güneş gözleminin sunumlarla bir noktadan sonra çakışmaya başladığını görüyoruz. Bu program bir taslak mı, yoksa gerçekten de böyle bir çakışma yaşanacak mı?

ZE: Atölyeler, barkovizyonlar, gözlemler aynı anda yapılacak tabii ki. Örneğin kimi katılımcılarımız güneş gözlemi yaparken, kimileri atölyelerimizden birinde teleskop yapmayı öğrenecek. Bu arada, çocuklarıyla gelen katılımcılarımızın çocukları da çocuk atölyelerimizde el becerilerini geliştirecekler. Başka bir atölyemizde bilimsel deneylere katılabilecek, dileyen katılımcılarımız ise sunumlara yönlenecekler. Takdir edersiniz ki festivalimize geldiğinizde 30 konferansın hepsini dinleyip dönmüş olmak pek eğlenceli olmaz.

SD: Burada önemli olan, katılımcıların kişisel tercihleri yönünde şekilleniyor olması. Gelen katılımcı aynı zaman diliminde yer alan etkinlikten birini tercih etme şansı buluyor. Bu da katılımca açısından festivalin zenginliğini artırmış oluyor.

GA:Aslında festivalin diğer bir güzel yanı da çeşitli yaş grubundan çocukların da katılımlarının olacağı eğlenceli bilimsel deneyler kısmını da bünyesinde barındırıyor olması. Yani ebeveynler çocuklarını deney etkinliğine bırakıp kendileri başka bir sunuma ya da etkinliğe katılabilecekler. Bu yönüyle de oldukça organize bir ilerleme söz konusu olacak.

Sunumları seçerken herhangi bir kriteriniz oldu mu? Örneğin bir üniversite bünyesinde gerçekleşen kongrelerdeki veya konferanslardaki gibi birtakım kriterler getirdiniz mi?

DA: Elbette ki belirli kriterler gözettik. Evrimden psikolojiye, astronomiye, fiziğe, bilim anlatımına, bilim felsefesine ve bilimin epitemolojisine kadar çok geniş bir ölçekte seyreden bir sunum programı var esasında.

GA: Dolayısıyla her disipline olmasa da birçoğuna değinme fırsatımız olacak. Bunu yaparken de salt klasik sunum tarzında sıkışıp kalmadan etkileşimli multi-disipliner bir sunum programını işletmeye çalışacağız. Bu yönüyle belki de bilimin ve bilimsel düşüncenin en önemli kriterlerinden birisi olan skeptisizmi pratiğe dökeceğiz. Beraber sorgulayacağız, cevaplar üreteceğiz. Öncelikle sunum yapacak arkadaşlarımız hali hazırda sitelerimizde yazılar yazan belirli alanlarda "uzmanlaşmış" arkadaşlarımızdan oluşacak.

ZE: Bu kriterler sunumun karakteristiğine göre değişiyor. Örneğin İskenderiyeli Hypetia'yı anlatırken o duyguyu verecek biri gerekiyor. Öncelikle bu bir kadın olmalı, bilim aşığı olmalı, bu yolda sıkıntı çekmiş olmalı. Ekibimizde bunu yaşamış bir kadın varsa, Hypetia'nın hikayesini ondan dinlememiz gerekli. Ya da yıldız astrofiziği anlatılırken, bu konuda akademik deneyimi olan yazarlarımız söz alacak ve o disipline uyacak.

Festivale katılamayacak olanlar için bir canlı yayın sisteminin kurulması konuşuluyordu. O konu nasıl sonuçlandı ya da sonuçlandı mı?

ZE: Etkinliğin tamamının 24 saat boyunca canlı yayınlanmasını düşünmüştük. Katılımcılarımızın çoğu bunu sevinçle karşılamış olsa da, kimi katılımcılarımız olumsuz görüş bildirdiler. Bizim için, orada bulunan bilimseverlerin tümünün memnuniyeti önemlidir, o nedenle festivalin tamamının canlı yayınlanması düşüncesinden vazgeçtik. Bununla beraber, her gün belli saatlerde özellikle gözlem etkinlikleri, bazı paneller ve atölye çalışmaları canlı olarak yayınlanacak.

Arkadaşlar vakit ayırdığınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Eklemek istediğiniz bir şeyler varsa onları alabilirim.

ZE: Şunun bilinmesi bizim için çok önemli: Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali, bugüne kadar Türkiye'de yapılmış olan bu çaptaki ilk "sivil" organizasyon. Bunun dışında, bütün yollar Roma'ya çıkar! Teşekkürler bize bu fırsatı verdiğiniz için.

DA: Zafer’e ek olarak şunu söylemek istiyorum: Evet ilk "sivil" organizasyon ve artık bilimsel bilgi bu ülkede daha geniş kitlelere ancak bu platformlar sayesinde ulaşabilecek. Gerek düzenledikleri etkinliklerle gerekse hazırladıkladıkları makale ve yazılarla. Biz de teşekkür ederiz. İyi çalışmalar.

SD: Biz teşekkür ederiz. Şunu da ekleyeyim: Bu festival Türkiye’nin en büyük gökyüzü ve bilim şenliği olmasının yanında bizim gibi bilim platformlarının okuyucuları ile fiziki olarak bir araya gelebileceği ve birlikte bilim tatışıp bilim alışverişinde bulunabileceği en büyük organizasyon olma özelliği taşıyor.

GA: Ben teşekkür ediyorum. Kolaylıklar dileriz.

ÇMB: Genel olarak söylemek istediğim tek şey, Türkiye insanının bu tip topluluklara erişimi olduğu için ne kadar şanslı olduklarını anlamaları... Gerçekten felaket bir dönemden geçiyoruz ve buna rağmen her geçen gün aktif bilim organizasyonlarının sayısı artıyor. Belki bir nevi etkiye tepki olarak da görülebilir tabii bu. Ama ne olursa olsun eğer ki halkımız modern bilime bu kadar kolay erişebiliyorsa, bunun için bilime gerçekten de öncelik ve önem veren Kozmik Anafor gibi, Evrim Ağacı gibi, BilimFili gibi, BilimsoL gibi organizasyonlara teşekkür etmeli, destek olmalılar. Bunun da en güzel yolu bağışta bulunmak, etkinliklerine katılmak, içeriklerini sosyal medya üzerinden paylaşmak... Ben her ne kadar binlerce kilometre uzakta olsam da bir video çekerek kısa bir sunum yapmayı planlıyorum, evet. Ne yazık ki mesafeler okurlarımıza doğrudan iletişimimi zorlaştırıyor; ama yaşam gibi, bilimi öğrenme ve anlatma merakı da bir şekilde yolunu buluyor diyebiliriz sanırım. Buna bir başka açıdan vesile olan Kozmik Anafor'a ve emek veren, destek olan, katılım gösteren herkese teşekkür etmek istiyorum. Ve tabii ki bu önemli organizasyonu haberleştiren soL Haber Portalı ve emekçilerine...