Bilim dünyası Aşkenaz Yahudilerinin kökenini tartışıyor

Bilim camiası bir süredir Aşkenazi Yahudilerinin kökenlendiği coğrafyayı tartışıyor. Hem popülasyon genetiği, hem de dilbilim verilerine dayanan tartışmalara yönelik bilim dünyasından itirazlar gecikmedi.

bilimsoL - Ezgi Altınışık

Geçtiğimiz aylarda, Eran Elhaik öncülüğünde bir ekip, Genome Biology and Evolution dergisinde Aşkenazi Yahudilerinin Türkiye’den kökenlendiğine dair bir çalışma yayınladı. Çalışma, hem popülasyon genetiği, hem de dilbilim verilerine dayanıyordu. Bilim dünyasından çalışmaya yönelik itirazlar gecikmedi. Aynı dergide bu hafta yayınlanan başka bir çalışma, Elhaik ve ekibinin iddialarına yönelik önemli eleştirilerde bulunuyor.

AŞKENAZLAR KİMDİR?

Aşkenazlar, MS ilk bin yılda Roma İmparatorluğu altında bir araya gelen Yahudi toplumu. Bugün Aşkenazlar dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış durumdalar. Yaklaşık 10 milyonluk Aşkenaz nüfusunun yarısı Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyor. Ayrıca, kendilerine ait Yidiş dilini konuşuyorlar. Yidiş dilinin İbranice’den tamamen farklı olduğu biliniyor.

Yidiş, dilbilimciler tarafından Hint-Avrupa dil ailesinin Cermen dilleri altında sınıflandırılmış durumda. Ancak, Elhaik ve ekibi bu durumu reddediyor ve Yidiş dilinin aslında İran-Slav dil ailesine ait olduğunu, Almanca’dan etkilendiğini iddia ediyor. Ekibin iddiası, Yidiş’in İpek yolunda ticaret yapan İran, Türk ve Slav Yahudileri tarafından oluşturulduğu yönünde.  Ancak bu dilbilimciler tarafından kabul edilen bir yaklaşım değil. Özellikle, Yidiş dilinin sözlükçesini inceleyen dilbilimciler sözcüklerin sadece %10’unun Slavik olduğunu, %5’inin ise İbranice’den kökenlendiğini bildiriyorlar. Benzer şekilde, dilbilgisel yapının da çok büyük oranda Cermenik olduğu gösterilmiş durumda. Buradan yola çıkan araştırıcılar, Yidiş dilinin Cermen dil ailesine ait olduğunu ve Slav dillerinden etkilendiğini özellikle belirtiyorlar. Bu durumda “İpek Yolu” hipotezi de bilimsel verilerle desteklenmeyen spekülasyondan ibaret gibi görünüyor.

TARTIŞMALI POPÜLASYON GENETİĞİ ÇALIŞMASI

Çalışmanın popülasyon genetiği bölümü ise yöntemsel olarak oldukça tartışmalı. Flegontov ve ekibi, çalışmada kullanılan Coğrafi Popülasyon Yapısı (GPS) adı verilen yöntemin, yakın zamanda başka hiçbir toplumla karışmamış olan gruplarda iyi sonuç verebileceğini, ancak yakın zamanda genetik karışmalar yaşamış toplumlarda kullanılamayacağını öne sürüyor. 2014 yılında yine Elhaik’ın ekibi tarafından bilim dünyasına sunulmuş olan Coğrafi Popülasyon Yapısı yöntemi, toplumların atasal kökenleri değerlendirilerek ilk ortaya çıktıkları “köyleri” bulmaya dayanıyor. Flegontov ve ekibi, 2014’te yöntemin anlatıldığı çalışmada, bazı toplumların ilk ortaya çıktıkları köylerin okyanusun ortasında olduğunu ve bunun pratikte mümkün olmadığını belirtiyor. Dolayısıyla yöntemin sınırlı özellikte, hiç karışmamış ve uzun süre göç etmemiş toplumlar haricinde işe yaramayacağını bildiriyor. Buna göre yöntem ancak birkaç nesillik aile hikayesini çıkarmak için kullanılabilir, bin yıllık bir hikayede işe yaramaz durumda.

Tüm bunlara ek olarak, bu zamana kadar yapılan mitokondriyal DNA çalışmaları da Aşkenaz’ların Levant bölgesinden kökenlendiğini, daha sonra göç ettiklerini gösteriyor.

Sonuç olarak, şu ana kadar yapılan çalışmalar Elhaik ve ekibinin sonuçlarını desteklemediği gibi, son yapılan eleştiri, çalışmanın yöntemsel olarak önemli hatalar barındırdığını ve bilimsel olarak desteklenemeyeceğini gösteriyor.


İlgili makaleler:

Flegontov, P. et al. Pitfalls of the geographic population structure (GPS) approach applied to human genetic history: A case study of Ashkenazi Jews. Genome Biol. Evol. evw162 (2016). doi:10.1093/gbe/evw162

Das, R., Wexler, P., Pirooznia, M. & Elhaik, E. Localizing Ashkenazic Jews to primeval villages in the ancient Iranian lands of Ashkenaz. (2016). doi:10.1093/gbe/evw046