ABD’li araştırmacı: 'Davaların Sci-Hub'ı durduracağını düşünmüyorum'

Bilimsel yayınlara ücretsiz erişim sağlayan Sci-Hub, büyük yayın şirketlerinin sürekli baskısı altında. Ancak veritabanı sürekli büyüyor ve yeni bir çalışmaya göre bugüne dek yayımlanan tüm makalelerin %69’unu içeriyor. Sci-Hub hakkındaki istatistiksel bir çalışmanın başyazarı Daniel Himmelstein, Sci-Hub sayesinde parayla bilimsel dergi aboneliği modelinin sona ereceğini tahmin ediyor.

Çeviren: Ezgi Özkurt

Kazakistan ve Rusya merkezli Sci-Hub projesi bilimsel yayınları bir veritabanında biriktirerek bunlara ücretsiz erişim sağlıyor. Proje Vikipedi gibi bağışlarla çalışıyor, reklam alınmıyor. Artık interneti olan her bilim emekçisi, çalıştığı kurumun kütüphanesinin pahalı bir bilimsel dergiye aboneliği yoksa bile, yayımlanan makaleye Sci-Hub üzerinden erişebiliyor. Bu durum özellikle yoksul ülkelerde üniversite kütüphaneleri üzerindeki mali baskıyı azaltıyor, yine görece yoksul ülkelerdeki bilim emekçilerinin hayatını kolaylaştırıyor. Sci-Hub’ın kendi ifadeleriyle "bilgi erişimi eşitsizliğine karşı" sunduğu bu hizmet büyük yayın şirketlerini de çıldırtıyor. Sermayedarlar projeyi öldürmek için sürekli mahkemelere başvuruyorlar.

Sci-Hub üzerinden erişilen makalelerin sayısı üzerine  ABD’li araştırmacı Daniel Himmelstein ve arkadaşları Temmuz ayında istatistiksel bir çalışma yayımladılar. ScienceInsider'ın Himmelstein ile yürüttüğü ve Sciencemag sitesinde yayımlanan röportajın birebir çevirisini burada paylaşıyoruz. Himmelstein söyleşide Sci-Hub sayesinde abonelik sisteminin yakında son bulabileceğini tahmin ediyor.

Sizi Sci-Hub sitesinin içeriğine bakmaya iten dürtü ne idi?

Her şey Sci-Hub'ın 19 Mart'ta havuzlarındaki makalelerin listesini Twitter'da paylaşmasıyla başladı. Kendi kendime "Vay, Sci-Hub'ın işleyiş ve içeriğiyle ilgili daha önceden öğrenemediğimiz ne çok şey öğrenebilirim" dedim. Pek çok insan Sci-Hub'ın bilimsel literatüre erişim sağladığını biliyor, fakat asıl soru  bu erişimi ne düzeyde sağladığı.

Bu hesaplamayı nasıl ele aldınız?

En önemli aşama kaç tane makalenin var olduğunu çözmekti. Bunun için dergilerin tanımlayıcılarının ya da DOI'lerinin (dijital nesne tanımlayıcısı)* bilgisinin olduğu bir veritabanı içeren Crossref'teki veriyi kullandık. Crossref bu anlamda tek değil, fakat bilimsel yayımlama için açık ara en yaygın olanı. Bazı istisnalar dışında, 81,6 milyon adet makalenin listesini derledik. Bu aşama önemliydi çünkü bize denklemin paydasını verdi. Daha önceden Sci-Hub'ın kapsamına bakanlar bu işlemi gerçekten doğru yapamamışlardı. Sci-Hub'ın literatürün ne kadarını içerdiğini anlamak için, bu miktarı bilmek gerekli.

Çalışmanızın başlıca bulguları neydi?

En önemli sonuç Sci-Hub'ın bütün bilimsel makalelerin %69'unu içermesiydi. Ayrıca, sitenin  erişime kapalı yayıncılardan ve yüksek etkili dergilerden makaleleri tercihen içerdiğini saptadik. Elsevier ve American Chemical Society yayınevlerine ait dergilerin Sci-Hub sitesinde en sık rastlanan dergiler arasında olmaları, aynı zamanda bu iki yayınevinin Sci-Hub sitesini mahkemeye veren yayınevleri olması ilginçti. Belki de esasen külliyatlarının Sci-Hub'da mevcut olduğunu farkettiler. Sci-Hub'ın her bir makalesini içerdiği pek çok dergi vardı.  

Ya diğer %31?

Bir makalenin Sci-Hub'ın veritabanında olmaması, sitenin söz konusu makaleyi bulamadığı anlamına gelmiyor. Sci-Hub'ın taleplerin %99'unu karşıladığını tahmin ettik. Bu tahminimiz, Sci-Hub'ın içermediği %31 orandaki yayının insanlar tarafından pek de talep edilen yayınlar olmadığına işaret ediyor.

Kapsamın akademik disiplinlere göre ne kadar değiştiğine baktınız mı?

Evet. Alanlar arasında biraz farklılık vardı, fakat bu fark insanların  daha önceden bildirdikleri spekülatif miktarlardan daha azdı. En başta %93 ile kimya geliyordu ve bilgisayar bilimleri %76 ile en sondaydı. Sonuçlar bu alanlardaki yayımlama uygulamalarıyla ile ilişkilendirebilir. Zira, erişime kapalı dergiler açık erişimli dergilere göre daha çok kapsama alanındaydı.

Sci-Hub pek çok yasal engel ile karşılaştı. Bu engellerin Sci-Hub sitesini durduracağını düşünüyor musunuz?

Makalemizde Sci-Hub'ın Google Trends'e göre tarihçesinin grafiğini çizdik. Her bir yasal engel sitenin Google'da aratılmasında ani artışa sebebiyet verdi. Bu durum, engellemelerin esasında Sci-Hub'ın ücretsiz reklamına yaradığına işaret ediyor. Davaların Sci-Hub'ı durduracağını düşünmüyorum.

Sizce Sci-Hub gelecekte nasıl evrilecek?

Makalede dosyaları sekteye uğramadan barındırabilen teknolojilerden bahsettik. Bu nedenle, ileride Sci-Hub veya benzer bir hizmet sitesi arkasında herhangi bir ihtisas ya da kişi olmadan bütün bu makalelere erişim sağlayabilir. Şu anda, Sci-Hub sunucuları [sunucu bilgisayarları] bulunsa el konulup imha edilebilirler.

Kütüphanecilerin dergilere ödeme yaparak erişmek yerine Sci-Hub'ı benimseyeceği bir zamanın geleceğini öngörebiliyor musunuz?

Kullanıcılarına illegal bir yolu göstermenin yaratacağı kanuni sorunları hesaba katarsak, kütüphanecilerin Sci-Hub’ı benimseyeceğini düşünmüyorum. Fakat bir yönüyle de bunu zaten yaptılar. Günümüzde bilimsel literatüre %100 erişim sağlayamayan pek çok kütüphane var. Küresel çapta ise üniversitelerin pek küçük bir yüzdesi tam erişim sunabiliyor.

Yeni makalelerinin Sci-Hub'ın havuzuna eklenmesini durdurabilmiş herhangi bir yayımcı mevcut mu?

Alabilecekleri önlemler olmasına rağmen bu önlemler çok fena geri tepebilir. Mesele yayımcılar daha korumacı oldukça, meşru erişimi daha zorlaştırıyorlar. Bu durum insanları Sci-Hub'ı kullanmaya itebilir.

Bu çalışmanın nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz?

Bu çalışmanın ana fikri bilimsel yayınlara parayla aboneliğin sonunun başlangıcına gelindiğidir. Bence bu noktada abonelik modelinin başarısız olacağı kaçınılmaz ve daha açık modellere ihtiyaç olunacak. Bu çalışmayı yapmadaki motivasyonlardan biri bu olası sonucu gerçeğe daha çabuk eriştirmek istememdir.

bilimsoL’un notu: Röportajda bahsi geçmeyen bir konu, bilimsel yayıncılık alanında parayla abonelik sisteminin yerine ne geçeceği. Şu anda en yaygın alternatif sistem, bilim emekçilerinin çalışmalarının makale olarak basılması için bilimsel dergilere para ödemesi. Bu bilimsel dergiler (PLoS veya eLife gibi az sayıda kamu yararına çalışan örnek haricinde) yine özel şirketler (Elsevier, Springer, Wiley, Taylor & Francis, vs.) tarafından işletiliyor. Dergilere ödenen para da genelde kamu destekli araştırma projelerinden sağlanıyor. Yani kamu merkezli bilimsel yayımcılık gelişmediği müddetçe, kamu kaynaklarının aşırı yüksek kâr oranlarıyla çalışan yayıncılık sermayesine akmasının, bilime ayrılmış kaynaklarla Elsevier veya Springer hissedarlarının zengin olmasının önüne geçilemeyecek.

* DOI, yayınlara verilen harf ve numaralardan oluşan ve internetteki yerine kalıcı link içeren özgün tanımlayıcıdır.

İlgili haber: http://www.sciencemag.org/news/2017/07/sci-hub-s-cache-pirated-papers-so...