Perde arkasındaki ağır işçilik: Facebook ve Twitter'ı pornografi ve şiddetten koruyanlar

İnterneti cinsellik ve şiddet içeren görüntülerden azade kılmaya çalışan “içerik yönetimi moderatörleri”, paranoyadan depresyona kadar birçok psikolojik problemle baş etmeye çalışıyor.

(soL - Dış Haberler) Şaşaalı tasarımları ve çalışanlarını merkeze koyduğunu iddia eden dekorasyonlarını öne çıkaran teknoloji şirketleri, işleyişlerinin bu kadar da ilgi çekici olmayan kısımlarını ise merdiven altında tutmaya devam ediyor. Gözlerden uzak tutulan başlıklardan bir tanesi, içerik yönetimi.

Sürekli şiddet içeren videolara maruz kalmanın sonucunda, birçok moderatör de daha paranoyakça davranmaya başlamış. Filipinler'de hizmet veren firmalardan birinde çalışan moderatörlerden ikisi, izledikleri videolardan sonra çocuklarını bebek bakıcılarına bırakamayacaklarına karar vermiş.

Genellikle ABD dışındaki ülkelerde, Twitter ve Facebook gibi şirketlere taşeron şirketlerce sağlanan “içerik yönetimi” hizmeti, sosyal medyanın yaygınlaşması sonrasında şirketlerin “büyükanne problemi” yaşamaya başlamasıyla gündeme geldi. Torunlarının mezuniyet fotoğrafına bakarken porno videolara ya da Rusya otobanlarında gerçekleşen kanlı kazaların görsellerine denk gelen büyük annelerin bir süre sonra sitelerini kullanmayı bıraktığını fark eden teknoloji firmaları, hızla büyüyen ve milyarlarca dolarlık hacme ulaşan sektörlerini korumak için “içerik yönetimi” firmalarına bel bağladı.

100 binden fazla çalışan
wired.com'da yayımlanan habere göre, MySpace'in eski güvenlik şefi olan ve şimdi kendi online güvenlik danışmanlığı şirketini yöneten Hemanshu Nigam, en kötünün içine dalarak insanlığın geri kalanını bunlardan koruyan “içerik yönetimi” elemanlarının sayısının 100 binden fazla olduğunu söylüyor. Sosyal medya sitelerine, mobil uygulamalara ya bulut depolama servislerine hizmet veren içerik yöneticilerinin sayısı, Google'ın toplam çalışan sayısının 2, Facebook'un ise neredeyse 14 katı.

“Eğer biri hayvanlara zarar verilen bir video yüklüyorsa, çoğu zaman bunu kendisi gerçekleştirmiş oluyor ve bununla gurur duyuyor” diyen eski bir YouTube çalışanı, böyle bir şeyi yapan kişinin gözlerindeki gururu görmenin insanı çok daha fazla incittiğini ve bu sebepten de içerik yönetiminde çalışan moderatörlerin çoğunun “daha karanlık” dünya görüşlerine sahip olduğunu belirtiyor.

İçerik yönetimi hizmetlerinin büyük bir kısmı, eski ABD kolonisi Filipinler'de gerçekleştiriliyor. Filipinler'in bağımsızlığını kazanmasından sonra da ABD'yle yakın ilişkiler kurmuş olması, ABD'lilerin neleri saldırgan bulacağını anlamak açısından moderatörlere yardımcı oluyor. Filipinli bir içerik yöneticisinin, ABD'li bir meslektaşlarına göre çok daha az ücrete alması da şirketleri bu ülkeye çeken sebeplerden bir tanesi.

Google, Facebook ya da Microsoft gibi büyük şirketler, içerik yönetimi konusundaki stratejileri konusunda konuşmaktan çekiniyor. Birçok teknoloji firmasında, çalışanların yaptıkları iş hakkında konuşmamasını sağlayan anlaşmalar imzalanıyor. “Bence, bu konuyu açıkça konuşmayı yasaklayan bir kampanya yoksa da, gizli bir tane var” diyen akademisyen Sarah Roberts, bunun sebebinin internetin işleyişinin büyülü bir şekilde insandan bağımsız gerçekleştiğine inanmamızı bekleyen şirketler olduğunu belirtiyor.

Dünyanın 'daha karanlık' olduğunu düşünüyorlar
Ekranlarına gelen onlarca görseli inceleyen ve pornografi ya da şiddet içerenleri ayıklayan moderatörlerin psikolojileri, bu durumdan hayli etkileniyor. İşe başladığının üçüncü gününde bir kafa kesme videosuna denk gelen Jake Swearingen, bu durumu daha deneyimli olan iş arkadaşlarından biriyle paylaştığında “hangisi” sorusuyla karşılaşmış ve bunun üzerine bütün hayatını bu şekilde geçiremeyeceğine karar vermiş.

Hemanshu Nigam, en kötünün içine dalarak insanlığın geri kalanını bunlardan koruyan “içerik yönetimi” elemanlarının sayısının 100 binden fazla olduğunu söylüyor. Sosyal medya sitelerine, mobil uygulamalara ya bulut depolama servislerine hizmet veren içerik yöneticilerinin sayısı, Google'ın toplam çalışan sayısının 2, Facebook'un ise neredeyse 14 katı.

“Eğer biri hayvanlara zarar verilen bir video yüklüyorsa, çoğu zaman bunu kendisi gerçekleştirmiş oluyor ve bununla gurur duyuyor” diyen eski bir YouTube çalışanı, böyle bir şeyi yapan kişinin gözlerindeki gururu görmenin insanı çok daha fazla incittiğini ve bu sebepten de içerik yönetiminde çalışan moderatörlerin çoğunun “daha karanlık” dünya görüşlerine sahip olduğunu belirtiyor.

Sürekli şiddet içeren videolara maruz kalmanın sonucunda, birçok moderatör de daha paranoyakça davranmaya başlamış. Filipinler'de hizmet veren firmalardan birinde çalışan moderatörlerden ikisi, izledikleri videolardan sonra çocuklarını bebek bakıcılarına bırakamayacaklarına karar vermiş. Birçok çalışan da izledikleri videolarda insanoğlunun karanlık yüzünü gördüklerini ve yeni tanıştıkları birçok insanın ne gibi sırlar sakladığını düşündüklerini söylüyor.